Dücane CÜNDİOĞLU

Dücane CÜNDİOĞLU

Masumiyet senin kar-ın değil!

Masumiyet senin kar-ın değil!

Kendimin peşindeyim. Kendimin, yani hakikatin. Hakikatimin.

Tüm güçlü ve zayıf taraflarımla kendimin.

Yoldaşsız bir yolda. Tek kişilik bir yolda. Herkes gibi. Yalnız.

Yürüyorsam düşe kalka, bil ki ısrarımdan.

Evet, kendimde ısrar ediyorum. Yolumda.

Israr etmek zorundayım.

O hâlde, sen ey küçük çocuk, gülme, çaresizim.

Yaralıyım.

Kendimle aramdaki mesafeyi kapatmak zorundayım.

Büyüklerim gibi.

Büyüklerin gibi.

Efendimiz gibi.

Ölmek zorundayım.

Bir an önce.

Ölmeden önce.

* * *

Duydukların, bir yanlış anlamanın sonucu.

Yanlış ve eksik bir anlayışın...

"Başkalarının günahıyla aziz olamazsın!" der Çehov.

Kendi re'yini kullanacaksın demek ki. Ve kendi rüyetine dayanacaksın.

Güvenme o halde başkalarının düşlerine. Kendi düşünle amel et. Seni sana gösterebilecek bir düşle. Kimbilir, belki de bir tek düşle.

Duymadın mı, "önce mücahede, sonra müşahede" buyurur şeyh-i ekber.

Kavga etmedikçe kendini tanıyamazsın! Kendini karşına almadıkça...

Kendini, yani tüm dünyayı.

* * *

Tevbe edebileceğin günahların varsa, ne mutlu sana!

Kendisinden dönebileceğin, vazgeçebileceğin, yaptığına pişman olacağın günahların.... ama senin günahların... sana mahsus günahların...

Yapamayacağını zannettiklerin ama yaptıkların...

Tevbe etmek demek, ayağa kalkmak demek.

Her düşüşünde yeniden kalkmak.

Düşüşlerin yolda oluşunun alâmeti. Düşe kalka yürüyüşünün. İnsan oluşunun.

Düşmekten korkmamalısın. Korkacaksan, ayağa kalkamamaktan kork!

Düşersen, ayağa kalkmaktan kaçınma! Düş, ama her defasında yeniden kalk ve yola devam et!

Günahların da senin, tevbelerin de.

Düşüşlerinle kemâle ereceksin, ve günahlarından dönüşlerinle...

Noksanlarınla, eksiklerinle, yetersizliklerinle âlemin kemâline katkıda bulunacaksın.

Noksan olmasaydın, âlem noksan olurdu, senden, senin eksiklerinden, noksanlarından, yetersizliklerinden mahrum kalırdı.

Düşmeden kalkamazsın.

Günah işlemedikçe tevbe edemezsin.

Sözün özü, bağışlamadıkça bağışlanamazsın.

* * *

Musil'in şu sözünü hatırla:

— "Herkesin, yaptığı işlerde masum olduğu ikinci bir vatanı vardır."

Haklılaştırmadan, kendini temize çıkarmadan içinde rahat edemeyeceğin yapma(cık) adaları boşver de sen içinde yanmaktan gocunmayacağın öz vatanında ikamet etmeyi sürdür. Cehennenminde. Kendi ateşinde. Kendi günahların sebebiyle. Kendin için.

Masumiyet senin kârın değil.

Sen insansın.

Kimi zaman bir cîfeyi ellermiş gibi hissetsen de kendini, kendini kavrama çabasından aslâ vazgeçme!

Kendini bütünüyle kavramak zorundasın. Bütünüyle, yani bütün günahlarınla...

Seni, hakkını verdiğin takdirde kemâle erdirecek olan günahlarınla...

Hak ehline, "İşte insan!" dedirtecek günahlarınla...

* * *

Bil ki ben hakikatim ey talib!

İnsanım çünkü!

Not 1: Geçen hafta yayımlanan "Frankfurt'tan Dediler-Kodular" yazısında kendilerine lâtife yaptığım kimi yazar arkadaşlarımın "abartı sanatı"nın yüksek zekâlara değmeyen sivri oklarını göğüsleyebilecek o haslete sahip olduklarını ve ruhî tekamül seviyelerinin en az entelektüel bakışaçıları kadar gelişmiş bulunduğunu bildiğim için yazdıklarımdan alınmayacaklarını düşünmüştüm. Bu düşüncemin doğruluğuna hâlâ inanıyorum.

Not 2: Köyümdeyim. Çengelköy'de. Çınarın altında. Yavuklusunu yapraklarını dökmekle tehdit eden bir çınarın altında.

Bu yazı toplam 7219 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dücane CÜNDİOĞLU Arşivi