Sevgili anne babalar, sevgili öğretmenler ve bir şekilde karneye bakarak yorum ve yargıda bulunması gerekenler, yorum yapmadan önce karnenin sizin için ve çocuk için anlamının ne olduğunu bir kez daha düşününüz.

Canınızdan çok sevdiğiniz, bugünlere gelmesi için çok emek verdiğiniz çocuğunuz için karnenin anlamı ve karne için yapılan yorumların değeri önemlidir. Bu nedenle karne ile ilgili yapılan yorumların çocuğun ilerdeki hayatı için fonksiyonel bir değeri olduğunu unutmayalım. Örneğin; yaptığınız yorumla çocukta matematik korkusuna neden olmanız ya da fizik de başarısızlığa neden olmanız ya da tam tersi bir edebiyatçı yaratmanız mümkün olabilir.

Karneyi elinize aldığınızda “matematik dersin hep zayıf” ya da “senin kafan matematiğe basmıyor” yorumu çocuğun kendisi ile ilgili algısında ciddi bir yargıya varmasına neden olacaktır. Çocuklar, bizim yani büyüklerinin özellikle anne babalarının ve öğretmenlerinin söylediklerimize inanırlar. Biz onlara bir konuda kötü olduklarını söylüyorsak babam ya da annem doğru söylüyor diye düşünerek bunu doğrular yönde davranırlar. Aynı şekilde öğretmenler de bazen çocukların daha fazla çalışması gibi bir iyi niyet adı altında ortalamalarını bu dönemlik düşük tutarlar. Bu öğrencide anlık bir çabaya neden olsa bile, çoğu zaman öğretmenle ve dersle arasının bozulmasına neden olur.

Karne yalnızca çocuğunuzun birinci dönemdeki derslerde yaptığı çalışmaların notlarla ifade edildiği bir belgedir.

Anne babalar; çocuklarınızla duygudaşlık yapacak bir andır karne günü. Eğer karnede size göre bir olumsuzluk varsa ya da çocuk açısından karne bir üzüntü kaynağı ise olumsuz tepki vermeden, sorun çözme becerinizi kullanarak, bu konuda model olmanızın tam zamanıdır.

Karne ile sadece okuldaki ders ve davranış performansı ile ilgili başarı ve başarısızlık gösterilir. Ailenin tutumunun da okul başarısındaki etkisi yadsınamaz. Aslında bu açıdan bakıldığında karnedeki kriterler ailenin de performansını yansıtmaktadır. Çocukları yalnızca karne günü değerlendirmek yerine sürekli takip ederek desteklemek istenen başarıyı kendiliğinden getirecektir. Çocuk aldığı karneden şüphesiz ki daha önemlidir, madem öyledir, bu ona hissettirilmelidir.

Olumsuz ve ailenin beklenti düzeyinin altındaki karneler verilen sert, cezalandırıcı ya da onur kırıcı tepkiler istenen başarıyı elde etmenizde karşınıza engel olarak çıkacaktır. Çocukla kurulacak güven, sevgi ve kabule dayalı karne günü iletişimi başarı konusunda da yol almanızı sağlayacaktır.

Karne karşısında sergilenecek bazı örnek tutumlar:

—Öncelikle başarılı olduğu dersleri fark ediniz ve bu fark ettiğiniz başarıları çocuğunuz ile paylaşınız.

—Çocuğunuzun başarısız olduğu alanları tespit ederek birlikte çözüm yolları arayınız.

—Etkili çalışma yöntemleri konusunda eksikleri varsa bunu birlikte keşfediniz.

—Okulla iletişiminizi artırınız.

—Başarısız olduğu ders nedeniyle ağır bir ders temposu uygulamayınız. Tatil süresince ders çalışmak çocukta okula ve derslere karşı öfke yaratabilir.

—Diğer çocukların karneleri ya da kardeşleri ile kıyaslamayınız. Kendi başarılarınızdan bahsederek özgüveninin sarsılmasına neden olmayınız.

  Olumsuz bir karne getiren öğrenciye karşı şiddete başvurmak, azarlamak, aşağılamak, bazı olanaklardan mahrum bırakmakla tehdit etmek yerine “öncelikle tatilini yap, sonra hangi dersle sorunun varsa bu konuda destek almaya başlayalım, nerde hata var ise onu bulup çözeriz.” Diye yaklaşabilirsiniz. Bu şekilde hem çözüme daha fazla katkınız olacak, hem de iletişimiz bozulmayacaktır.

Hiçbir karne çocuğunuzdan daha değerli değildir. Çocuğunuz hayatı boyunca pek çok kez karne alacak, her karne de notları, beklentileri ve başarısı değişecek, gelişecektir. Onun bu ihtiyacına zemin hazırlayalım.

Bütün karnelere olumlu ve mutlu bir tebessümle bakma dileklerimle!