Psk. Dan. Perihan DEMİRBAŞ

Psk. Dan. Perihan DEMİRBAŞ

Aşk Hayatınızı Etkileyen Kişisel Nedenler Nelerdir?

Aşk Hayatınızı Etkileyen Kişisel Nedenler Nelerdir?

Aşk nedir?

İlişki nedir?

Herkesin farklı tanımları var. Ortak bir aşk tanımı yok. Buna paralel olarak da ilişki tanımları da birbirinden çok farklı…Adı evlilik, ilişki olsa da bu kez de ilişkide yaşanan aldatmak, sadakat, bağlılık, bağımlılık konusundaki düşünceler neredeyse ilişki sayısı kadar farklı…

Aşk tanımlarından bazılarını internet üzerinden bulduğum kadarı ile paylaşmak isterim.

Aşk kırık kalp demektir.

Aşk karşılıklı sevgidir.

Aşk acıyı tatlıyı paylaşmaktır.

Aşk sonsuz sevgidir.

Aşk ölümüne sevgidir.

Aşk uğrunda ölümü göze almaktır.

Aşk karşındakinin bulunmaz Hint kumaşıolduğunu sanmanla zavallı bir kişi olduğunu anlaman arasındaki zamandır".

Aşk acı ve mutluluğu aynı anda yaşamaktır.

Aşk üç günlük heyecandır.

İnternetteki değişik aşk tanımları yine kişilere sorularak elde edilmiş, kimilerine göre aşk acı, kimilerine göre ise mutluluk. Kimine göre üç günlük, kimine göre sonsuz. Kimine göre paylaşmak, kimine göre de içinde saklamak… Ne kadar aşk varsa sanki o kadar da aşk tanımıvar. Ne kadar ilişki varsa o kadar da ilişki tanımı olabilir. Ortak paydalar olsa da kişilerin farklı olması gibi aşka bakışaçıları da birbirlerinden oldukça farklı…

Aşk için değişik tanımlar yapılabilir. Ama bana göre aşk enerjisini kişinin kendisinden alır. Yani aşkın enerjisi, heyecanı, gücü zaten herkesin içinde vardır, hazır olduğunuzda da karşınızdaki kişiye yönelir. Eğer karşı tarafta sizinle aynıduygu durumunda ise yani aşk için, ilişki için hazırsa bu iki enerji, duygu adına her ne derseniz birleşirler ve karşılıklı yaşanan bir durum haline dönüşür. Yani görünce aşık oldum söyleminin yorumu aşka hazırım çevremdeki alternatifleri daha rahat görebiliyorum, en uygununu seçecek durumdayım olabilir.

Aynı şekilde ilişkide yaşanan duygu durumlarıya da çatışmalar da kaynağını kişinin kendi duygu durumundan alır. Siz mutlu ,huzurlu ,neşeli değilseniz sizi bir başkasının mutlu etmesini istemeniz son derece dışa bağımlı bir tutumdur. Mutlu ilişkinin formülü kişinin öncelikle kendisini mutlu edebiliyor olması ya da aynı şekilde huzurlu bir ilişkinin yolu kendinizi huzur içinde hissedebiliyor olmanızla ilişkilidir. Herkesin bu farkındalık içinde olması tabi ki beklenemez ya da ilişki yaşanırken her anın farkındalık düzeyinde yaşanması beklenemez.

Bu şekilde başlayan süreçte kimi zaman kaygıve korkular devrede ise bağlanma sorunlarıyaşanır. Bu sorunların kaynağı güven ile ilgiliyse, güvenin ilk oluştuğu dönem olarak bilinen 0-6 yaşa kadar dönüp bakmak gerekir. Eğer bu ilk çocuklukta yaşanan bir travma ya da bakım veren kişi ile bir bağlanma sorunu varsa bağlanmak sorun yaşanan bir süreç olabilir. Bağlanmak korku yaratabilir, ya da başka bir bağlanma sorunu olan bağımlıdavranışlar gelişebilir. Kaybetmekten korkmak, bağlanmaktan korkmak, evlenmekten korkmak, evlenip boşanmaktan korkmak, yalnız kalmaktan korkmak hemen hepsi güven sorunu ya da bağlanma sorunu içinde incelenebilir. Kişiler bu bilinçdışı gelişen durumların çokta farkında olmadan ilişki sorunları yaşıyorum diyerek kendine çareler arar. Çare çoğu zaman birincil aile süreçlerinin incelenmesi ve orada yaşanan bağlanma sorunun ne olduğunu çözebilmektir. Bunu bir terapist yardımı ile yapmak daha kısa sürede yol alınmasını sağlar.

Pek çok kuram incelendiğinde ilk ilişki modelimiz olan aile de yaşanan ilişki biçiminin tüm ilişkilere nasıl yansıttığımızı anlatır. Yani çocuk anne babası ile kurduğu iletişim biçimini diğer ilişkilerine de yansıtır. Büyürken bu sorunlar çözülmemişse hayat boyu da devam edebilir. Kişide aile içinde kurulan ilişkilerde bir sorun varsa aile dışında kurduğu ilişkilerde de sorun yaşanmasımuhtemeldir. Anne ile çatışmalıbir ilişki ya da anne tarafından dışlanma ya da anne tarafından aşırı korunma gibi hissedilen durumlar aile dışarda yaşanılan ilişkileri de benzer şekilde etkileyecektir.

İlişkiden korkmak gibi bir sorun yaşanmasıçoğu zaman fark edilmez ve sorun sanki seçilen kişinin, karşı tarafın kimliğinden ya da davranış biçiminden kaynaklanıyor gibi yorumlanır. İlişkide olduğunuz kişi ile ilgili uyumlu olmadığınıza ilişkin sorunlardan tutun da anlaşamayacağınızı anladığınıza kadar pek çok yorum yaparak ilişkiden kurtulma çabasına girebilirsiniz. Bu noktada belirleyici olan tam olarak ne istediğinizi ya da ne hissettiğinizi yorumlamakta kafanızın karışması söz konusu ise sorun büyük oranda sizin bakış açınızdan kaynaklanıyor olabilir.

İlişkilerde çok kez hatta tümüyle kendimize benzer insanları çekeriz ancak o kişide gördüğümüz kendimizde de olduğu için katlanamadığımız pek çok davranış biçimi olabilir. Aslında ilişkide sorun varsa bu sorunun kendimiz ile ilgili kısmını görmek her ilişkiden yeni bir donanımla çıkmak demektir. Ama her seferinde aynı sorun ile yaşanıyorsa durup bakılmasıgereken yer kişilerin kendi kişilik özellikleri ve keşfedilmemiş yanlarının ilişkiye yansımasıdır.

Son dönemde aşk tanımlarına bir de sanal aşklar eklendi. İnternetin kullanımının ülkemizde on yıldır yaygınlaştığınısöyleyebiliriz. Başlangıç değil yaygınlaşmasından söz ettiğimi belirtmek isterim.

Türkiye’de internet kullanımı 2009 rakamlarıile %36 (kaynak: dünya bankası, dünya kalkınma verileri).

İnternet kullanımı ile sanal aşklar, arkadaşlıklar ve bazen de bunun sonucu evlenme ile sonuçlanan ilişkileri artık kabul edilebilir olup, hayatın bir parçası haline geldi. Aynı şekilde ilişkilerinde sorun olanlara da internette bulunan yeni heyecanlar bir kaçış bir arayış yolu oldu. Bir de konunun aldatma boyutu var ki internet yolu ile karşıcinsten herhangi bir kişinin bir tuş yakınlığında olduğunu bilmek alternatif ilişkilerin verdiği yalancı güvenle yeni arayışları olanlara seçenek oluşturdu.

Yeni arayışlar, yeni heyecanlar, yeni ilişkiler sanal boyutta onlarla yalnızca internet aracılığı ile sohbet etmeyi kimileri aldatma saydı, kimileri de normal. Kimileri de var olan ilişkilerini feda edecek kadar ciddiye alarak yeni bir yola girdi. İnternet yolu ile tanıştık oldu nerde tanıştınız sorusunun cevabı…

Yazının başında aşk ,ilişki, aldatma ile ilgili görüşler her kişi için çok farklıdemiştik, sadakat için de… Kimileri benim yanımda başkasının hayalini kuran birisi beni aldatıyor demektir, derken kimileri düşüncelerin kontrol edilemeyeceğini savunuyor. Sanal ilişkilere ve sohbetlere kimi eşler izin verirken, kimi eşler evde internet kullanımınıyasaklıyor. Bu noktada eşinin ihtiyaçlarının ne olduğunu sorgulamadan ya da eşi ile herhangi bir paylaşıma girmediği için eşinin boşluk hissetme nedenlerini araştırmayan eşler bugün internete yasak koysa da evlilikleri devam etse de kopmasa da uzun vadede eşini ilişki anlamında kaybedebileceğini fark etmelidir. Bu noktada ilişki için destek alınması, sorunun kaynaklarının araştırılmasızaruridir…

Her zaman evliliğin sürmesi ilişkinin devam ettiği anlamına gelmez, hele de ilişkinin iyi olduğu anlamına hiç gelmez… Hangi ihtiyaçtan internetin bağımlılık noktasına geldiği ya da başka bir ilişkiyi internet yolundan hayata alma gereği duyulduğu sorgulanmalıdır. Zaten içinde paylaşım olmayan bir ilişki eninde sonunda ayrılma ile sonuçlanmasa da bitecektir. İki kişilik yalnızlıkların olduğu ve aslında kişilerin içinde biten ilişkilerin başka arayışlarla sonuçlanması her iki cins açısından da muhtemeldir. Mutsuzluk her zaman bir çıkış yolu bulur ilgi çekmek için bazen aldatma,bazen hastalık, bazen çatışma, bazen ayrılık…

Aldatmak nedeni ne olursa olsun aldatılan kişi açısından derin psikolojik süreçlere neden olabilir. Kimileri için travma etkisi yaratabilecek kadar olumsuz problemlere neden olabilir. Bu problemlerden bazıları; uzun süre durumu inkâr etme, hayal kırıklığı, öfke, değersizlik duygusu, intikam gibi duygulardır. Travma; deprem, kaza gibi ani olaylar karşısında yaşanan durumdur. Aldatma da kimilerinde bu kadar derin bir etki bırakır. İlk tepki şok daha sonrasında yaşananlar ise kişinin süreci normalleştirmesine kadar süren öfke ve değersizlik duyguları kişiler için zorlu bir süreçtir.

İlişkideki problemleri yok saymak, hatta sorunu yarattığını düşündüğünüz kişiyi yok saymak ne siz , ne de karşı taraf için çözüm değildir. Daha önemli sorunlar yaratmadan destek alınarak çözüm yoluna gidilmesi izlenecek en iyi yoldur…

Bu yazı toplam 8296 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Psk. Dan. Perihan DEMİRBAŞ Arşivi