Bir Stres Kaynağı Olarak Bayramlar!
Yazının başlığına hemen tepki göstermiş olabilirsiniz! Güzel…
Yazının başlığına tepki gösteriyorsanız bu yazıyı okuyacağınızı varsayıyorum.
Stres kaynakları arasında sıralamanın en başında eş kaybı, boşanma, kaza gibi durumlar olsa da bayram, tatil de stres kaynakları arasında sıralama da yer alır. Şaşırtıcı gözükse de yakından bakıldığında iletişimin yoğun olarak yaşandığı, kişi ve dolayısıyla ilişki sayısının arttığı her yerde stresin ortaya çıkma olasılığı daha muhtemeldir… Nasıl mı? Öncelikle sınırlarlar konusunda nasıl davranacağınızı bilmiyor ve hayır deme becerisine sahip değilseniz, ya da hayır dediğinizde suçluluk duyuyorsanız bayramlar sizin için stres kaynağı olabilir.
Gelen misafire hayır diyememek, ısrarlar karşısında aynı şekilde pes etmek, baskı görünce dayanamayıp evet demek, istemediğiniz halde hatır için birilerinin ziyaretine gitmek, sevmediklerinizle, hoşlanmadıklarınızla konuşmak ya da bu kişilerle konuşmasanız görüşmeseniz dahi onlarla ilgili haber ve yorumlara maruz kalmak karşılaşabileceğiniz sorunlardan yalnızca bir kaçı…
Aile ziyaretinden sonra kendisini kötü hissederek danışmaya gelen pek çok seansta gördüğüm ortak sorun hayır diyememektir. Hayır diyemeyenler bir süre sonra kendi odaklarını da unutarak, gerginlik ve öfkelerinin kaynaklarını bulma gereği duyarlar. Bu soruna sahip kişiler sınırlarını korumakta zorluk yaşadığı için kendi isteklerini bile unutmuş ve kendilerinden vazgeçtikleri için suçluluk hissetmektedirler. Asıl sorunun kendi hayatları olduğunu fark etmeleri zaman alır. Sorunu ailelerine karşı suçluluk hissetmek ya da kendini kötü hissetmek olarak dile getirmektedirler. Gerçekten kendi seçimlerini, hayatlarını ve sonuç olarak kendilerini var edenler, kendi gelecekleri için kendi seçimlerini hayata geçirebilenler, yaptıkları seçimler için ailesine ya da kendilerine karşı olumsuz bir duygu yaşamazlar… Herkesin kendi seçimlerini yapma hakkı vardır. Yaptığı seçimler için ailesine karşı suçluluk duyan birinin bağımlılıkla ilgili sorunları da ayrı bir seans konusu, yani aşılması gereken diğer bir önemli sorundur.
Yetişkin olmanın bir yolu da maddi olarak bağımsız olabilmektir. Eğer ailenizle maddi bağlarınız devam ediyor, ya da geçmişte size yaptıklarından dolayı hala borçlu hissediyorsanız hala tam bir yetişkin olamadığınız için bağımsız kararlar vermekte zorlanarak, bağımsız seçimler yaptığınız da suçluluk, korku, kaygı gibi duygulara kapılmanız olağandır. Kendi imkânlarınızla seçimlerinizi yaparak sonuçlarına olumlu ya da olumsuz olarak katlanmak yetişkin olmanın önemli bir gelişim görevidir.
Bağımlılık ve kişisel sınırları belirlemek birbirinin içine geçmiş iki konudur aslında. Bağımsız bir yetişkin olmanın yolu sınırlar çizebilmek, kendi seçimlerini özgürce dile getirerek bundan suçluluk duymadan hareket edebilmektir.
Bu bayram aile içinde yaşanan sınır sorunlarını gözlemleyin. Önce fark edin ve sorunların nerede başladığını görün ve tarzınızı değiştirerek başa çıkmaya çalışın. Suçluluk duygusu ile değil sorunları fark edip, yüzleşerek özgür seçimler yaparak sorumluluk almak, kabul ederek sevmeyi öğrenmek ve sevgiyle sınırları koruyabilmek yetişkin olduğumuzun göstergesidir. Sınır koymayı sert bir seçim gibi görüyorsanız hala sorun var demektir. Sınırlar sevgi ile de belirlenebilir. Sınırlarınızı kişileri karşınıza değil yanınıza alarakta belirleyebilmek önemli bir beceridir. Sınır koymak hayattaki desteklerinizle çatışmaya girmek değil, tam tersi onları her zaman destek olarak istediğiniz mesafede tutabilme becerisidir.
Bayramda kendiniz için de seçimler yapın. Özgür iradenizle yaptığınız seçimleri sevgi ve mutluluk içinde onaylayamıyor, yapmadıklarınız, hayır dedikleriniz için suçlu hissediyorsanız ailenizle sınırlarınızı tekrar gözden geçirerek hataları tespit edin. Fark ettiğiniz her sorunu hazır olduğunuzda çözme gücünüz olduğuna güvenin…
Psikolojik Danışman& Psikodrama Terapisti
Perihan Demirbaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.