Melda BEKCAN

Melda BEKCAN

Zamanın genetik haritasını didik didik etmek isterdim!

Zamanın genetik haritasını didik didik etmek isterdim!

Saniyeler, dakikalar ve saatler…

Günler, aylar ve yıllar…

Geçmiş, şimdi ve gelecek…

Tik tak, tik tak! 

Akrep ile yelkovan, sahip ve gölge misali

Aynı yolda yürüyecek,

Saatler su gibi akıp gidecek,

Yaşımız ilerleyecek,

Zamanın getirisi olarak

Saçlarımıza aklar düşecek,

Yüzümüzde çizgiler belirecek.

Müjdeli haberler gelip ailemize yeni bireyler eklenecek

Bir yandan da eksilecek.

***

İşte böyle!

Zihnimiz, zamanı dilimlere ayırarak algılıyor

Dolayısıyla da hayatı…

Sanki ‘geçmiş’ yaşanmış ve olduğu yerde bitmiş,

‘Gelecek’ ise günün birinde gelecek,

Zaman bizi adım adım götürecek!

Bazen öyle takılıp kalıyoruz ki zaman kavramına,

Elimize kürek alıp geçmişin derinliklerine

Taa! Magma tabakasına kadar iniyoruz.

Ya da başımıza neler geleceğini bilmeden

Geleceğin detaylarını dakikası dakikasına hesaplıyoruz.

Çoğu zaman beklentilerimiz yerine gelmiyor,

Ya da umduğumuzdan fazlasıyla karşılaşıyoruz

Yani hayatın gerçeklerinden uzaklaşıyoruz.

***

Peki, hayatın gerçeği nedir?

Hayatın gerçeği, bütünde gizli!

Güzel ve çirkinin bileşkesinde,

Savaş ve barışın girift ilişkisinde,

İyilik ve kötülük arasındaki görünmeyen çizgide!

Zamana gelince…

Onun genetik haritasını didik didik etmek isterdim.

Hepimiz müebbet mahkûmuyuz!

Elimiz, kolumuz bağlı bir şekilde 

Zamanın huzurunda, el pençe duruyoruz.

Bazen bize yetmiyor,

Bazen de geçmek bilmiyor

Yaşanmamış duyguları, kromozomlarında barındırıyor!

***

Geçmişe ait bilgiler, bir parça

Tıpkı geleceğe dair hesapların da küçük bir parça olduğu gibi.

Bütünün en büyük parçası ise ‘şimdi’

Bugün, şu an, ciğerlerimize şimdi çektiğimiz nefes ile ilintili!

Şayet o nefesi doğru kullanırsak,

Geçmişe geri dönemesek de

‘Eski’nin ‘yeni’ üzerindeki etkilerini değiştirebilir,

Daha da öteye gidip geleceğe kısmen yön verebiliriz.

Gönlümüzü sonuna kadar açıp

Perdeleri kaldırırsak

Ve tüm benliğimizle dilersek,

Suyun akış yönünü, tersine çevirebiliriz.

***

Bu nedenle…

Bütünün en büyük parçası olan ‘bugün’

Sahip olduğumuz hazine.

Kolunuzu kaldırmak bile istemiyorsanız…

Açın bakın; ‘bugün’ avucumuzun içindeki fırsat!

Dün, kaybolmasın şöyle bir köşede dursun,

Bugünü doyasıya yaşayın.

Tasalanmayın; yarına daha çok var!

Şayet geçmişin etkisinden kurtulamıyorsanız…

‘Bugün’ yeni bir başlangıç,

Kucağını açmış bizi bekliyor,

‘Neden uzaklarda kaldın?’ diyor…

Hadi durma!

‘Bugün’ bir yol

Önceki durak dündü, sonraki de yarın olacak.

Sen dürüst bir yolcu olacaksın ki

Hancı da sana saygı duyacak.

Canınız sıkkınsa, insanların sizi anlamadığını düşünüyorsanız…

Cesaretinizi yitirmeyin

‘Bugün’ her şeyin üstesinden gelmeye yeter

‘Bugün’ biricik, tek!

Aman dikkatli olun, kıymetini bilin,

Gitti mi asla geri gelmeyecek!

Bu yazı toplam 4674 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Melda BEKCAN Arşivi