Melda BEKCAN

Melda BEKCAN

Gelin, birlikte deliliğe doğru yolculuğa çıkalım

Gelin, birlikte deliliğe doğru yolculuğa çıkalım

Evet, aldığım son kararı sizinle paylaşıyorum. Öncelikle belirtmeliyim ki kimsenin tesiri altında değilim!

Tamamen kendi irademle bu yola girdim.

Düşündüm, taşındım…

Vee deliliğe doğru yolculuğa çıkmaya karar verdim.

Neden mi?

Deliliğe doğru yola çıkıyorum, çünkü çevremde akıllı görünen insanların tavırlarını tasvip etmiyorum.

Hatta bazı durumlarda bizim 'deli' olarak tanımladığımız insanlara özeniyorum açıkçası.

Biz onları 'deli' zannediyoruz ama…

Onlar bizden akıllı olabilir mi?

Hiç düşündünüz mü?

Acaba onları bizim gözümüzde 'deli' yapan unsur nedir?

Deliler, toplumun kendileri hakkındaki düşüncelerini önemsemiyor.

Rahatlar, samimiler.

Çıkarları yok, hesap kitapları yok.

Yani oldukları gibiler.

Şimdi gelin, bir kıyaslama yapalım…

Hayatlarını sadece başkalarının düşüncelerine endeksleyenlerin hâlleri ve davranışları nasıl?

'Başkaları ne der?' endişesiyle süslenip püslenenler…

'Başkaları ne düşünür?' zihniyetiyle para harcayanlar…

'Başkalarına yaranmak uğruna' ahlaki değerlerini, onurlarını askıya alanlar…

Benim hiç hoşuma gitmiyor.

En azından 'deliler' başkalarına gösteriş uğruna çaba sarf etmiyor.

Bence gerçek deliler kim biliyor musunuz?

İçimizdeki akıllı görünenler…

Onlar, popüler mekânlarda, bir öğün yemek için bir işçinin aylık asgari ücreti değerinde para vermiyor mu?

Onlar, moda uğruna bir çift ayakkabıya aylık ev kirası kadar fatura ödemiyor mu?

Onlar, popüler tabirle trend düşkünlükleri sebebiyle düşüncesizce tüketim yapmıyor mu?

Örneğin dokunmatik ekran bağımlıları!

Son dönemde dikkatimi en çok çeken insan profilinin dokunmatik ekran bağımlıları olduğunu söyleyebilirim.

Bir kere çok para harcıyorlar…

Ellerindeki sağlam ekipmanları gözden çıkarıp hep yeni çıkan modelin peşinde koşuyorlar.

Her şey iyi güzel de…

Bu hevesin ucu bucağı yok ki!  

Ayrıca kalabalık içinde yalnızlığı seçiyor onlar.

Her nerede ve ne zaman olursa olsun, ister telefon isterse bilgisayar ekranına sürekli dokunup duruyorlar.

Elbette bazı uğraşların peşindeler amma velâkin her şeyin bir yeri ve zamanı var, değil mi?

Uzun zaman olmuş…

Eşinle, dostunla, akrabalarınla bir araya gelmişsin.

Beraber gülüyor, eğleniyoruz.

Bilgisayar oyununun zamanı mı?

Sen de başını kaldırıp bize eşlik etsene yahu!

Hayat geçiyor.

Saatler akıp gidiyor.

Keşke birlikte geçirilen zamanın değerini bilsek.

Kendimizi gelip geçici heveslere kaptırmasak böyle…

İşte bu yüzden 'Gelin, birlikte deliliğe doğru yolculuğa çıkalım' diyorum, sevgili okur!

Zaman zaman hesapsız, kitapsız, gösterişsiz bir dünya yaşasak.

Fena olmaz mı yani? 

Bu yazı toplam 5551 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Melda BEKCAN Arşivi