Psk. Ayşe GÜMÜŞÇÜ

Psk. Ayşe GÜMÜŞÇÜ

ÖNYARGILARINIZA KARŞI YARGILAYICI YAKLAŞIN!

ÖNYARGILARINIZA KARŞI YARGILAYICI YAKLAŞIN!

Bir hikaye ile başlayalım.

-Bu dünyada en çok kimi seversiniz? diye sorarlar bilgeye.

-Terzimi diye cevap verir.

–Neden? denince

Yanıtı;

-Her gittiğimde ölçümü yeniden alır ve beni öyle değerlendirir. Diğerleri ise ilk kez gördüklerinde bir kez karar verirler ve beni her zaman öyle değerlendirirler şeklinde olur.

Hikaye hoşuma gitti.Hakikaten çevremizi dar kalıplar içinde görme ve baştaki bu kalıpları çoğu zaman yenilemeden çevremizi değerlendirme sıkıntımız var. Böylesi kolayımıza mı geliyor acaba. Aslında kalıplarla dünyaya bakmak bizim için kolaylaştırıcı  da bir şey. Her zaman her şeyi yeniden değerlendirmek, düşününce yorucu oluyor ve ekonomik  te değil.Bazen işimiz kolaylaşırken bazen de bazı noktaları atlamamıza neden olabilir.

O zaman, önyargı nereye kadar olmalı? Sorusuyla karşılaşıyoruz. Önyargılarımız olabilir ve bu doğaldır da. İlk yargılar zaman zaman  revize edildiği sürece sağlıklıdır.Her şeye dar kalıplarla bakarsak bu patolojik olabilir. Önyargı iki ucu keskin bıçak gibi ... O yüzden doğal olan önyargı ile patolojik olanı arasındaki denge çizgisi önemli hale geliyor.

Ön yargı bir tutumdur. Bir grup insana ilişkin adil olmayan, hoşgörüsüz yada aleyhte bir görüştür.İnançlar, duygular ve davranışsal eğilimleri  içerir.Önyargıya dayalı tutumlar genellikle hoşnutsuzluk, korku, kin veya nefret gibi katı duygularla yüklüdür.

Engellenme ve saldırganlık kuramına göre,önyargılar sosyal statüsü düşük olan grupların yaşadığı engellemelerden kaynaklanır.Bu kişiler öfke ve düşmanlık duygularını başkalarına hatta kendilerinden daha düşük statüde kişilere karşı önyargılı tutumlar şeklinde gösterirler.

Önyargının temel kaynağı bazı kişilik özellikleridir. Körü körüne, tartışmadan sorgulamadan gelenek ve kurallara uymayı yeğleyen bunlara uymayanlara da düşmanlık besleyen aşırı tutucu kişiler de önyargı daha baskındır.

Önyargıların neredeyse tamamı öğrenilerek kazanılır. insanları ve diğer şeyleri kolayca sınıflandırmaya çalışmak çoğu zaman gerekli ama bazen gözümüzü kör edebiliyor. Önyargının içerikleri değişik olabilir. Örneğin; cinsiyete ilişkin ... Kadınlar sosyal zekaları yüksek çabuk heyecanlanan, ev işi yapan insanlardır yargısı olabilir. Bu ön yargı ile kadınlar bu çerçevede değerlendirilir. Engelli insanlara  karşı önyargı da özürlü ise deli yakıştırması yapılır. Bazı gruplar da, Kayserililer yada Yahudiler ticari alanda başarılı ile ilişkilendirilir.

Önyargılara ilişkin alt kategoriler de bulunur.Kadın kategorisinin altında ev kadını, anne,iş kadını gibi alt kategoriler söz konusudur.Şefkatli,zayıf, naif özelliklerden oluşan kadın ön yargısına sahip biri, savaşan asker kadını “amazon “alt kategorisine yerleştirir.

Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.( Albert Einstein)  tezini sosyal bilimlerde destekleyen çalışmalar yapmıştır. Önyargıları yok etmenin zor olduğu tecrübe edilmiş bir durumdur. Ancak, önyargıları azaltmamız mümkün mü? İnsanlar arasında ortak özelliklerin ön plana çıkarılması, benzerliklerin işlenmesi önyargıyı azaltılabilir. Grupların bir araya getirilmeleri, ancak yarışmak için değil işbirliği için bir araya gelmeleri de önyargıyı azaltır. Bireyler diğer grup üyeleriyle birebir ilişki kurmalıdırlar.

Önyargılar istenmeyen sonuçlar doğurabilir.Önyargı iki ucu keskin bıçak gibi ... Doğru kullandığınızda işinizi kolaylaştırır ve amacınıza yaklaştırırken önyargı olarak kalırsa istemediğiniz sonuçlara gidebilirsiniz.

            Bir başka hikaye ile bitirirsek; bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye baslar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır... Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir, gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur.Anne odaya yönelir... Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin  yanında duran parçalanmış bir yılanı görür...

            Önyargılarınızı yargılamayı deneyin......

Bu yazı toplam 14080 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Psk. Ayşe GÜMÜŞÇÜ Arşivi