Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR

Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR

Kaygıdan Mutlu Bir Aileye Ufacık Geçiş

Kaygıdan Mutlu Bir Aileye Ufacık Geçiş

İnsanların psikolojik yaşamı üzerinde aile bağı ve ilişkileri çok önemli bir yer kaplar. Aile, birey için değerli olan en önemli merkezdir. Bireylerin kendi aralarındaki ilişkileri ve bağlanma modelleri, kaygıları ile ilintili olarak mutlu bir dünya oluşturmalarında pozitif bir etki yaratır. Burada vurgu yapacağımız  en önemli konu çocuk ve aile arasında kaygıdan mutluluğa geçiş nasıl sağlanmalıdır?

Kaygının tanımını yapacak olursak;

Kaygı  endişe, kuruntu, telaş, üzüntü gibi insanda baskı yapan gerilime yol açan duygu durumudur. Genel olarak aile içerisindeki kaygı, korku ve öfke yaratan olaylar ya da durumlar her ailede her ortamda yaşanabilir. Aile içerisindeki anne ve babanın çocuğa karşı kaygılı yaklaşımı çocukta bir takım davranışsal problemler ortaya çıkarabilir. Bu olaylar yaşandıktan sonra çocuktaki algılama sonucunda hoş olmayan duygu ve düşünce biçimlerinden kaçıp kurtulmak için olumsuz davranışlar ortaya çıkabilir. Bu noktada aile çocuk üzerindeki iradesini güçlendirdikçe bu olumsuz algılama sonucunda hoş olmayan duygulara ket vurup engelleyebilir. Böylece süregelen bir döngü kesilmiş, alışıla gelmiş bir davranış biçimi silinmiş olur. Bunun yerine kaygıdan etkilenen ve bireyi mutsuzluğa sürükleyen yeni davranış biçimleri ortaya çıkabilir.

Gelişim sürecini inceleyecek olursak.

Çocuk gelişimi ve doğası ile birlikte sürekli değişen bir varlıktır. Bedensel olgunlaşmasının yanı sıra zihinsel, emosyonel ve sosyal olarak gelişme görülür. Çocuk minicik dünyasında bu değişimlere ayak uydururken aile içi çatışmalar, problemler onun dünyasına ve davranış biçimlerine olumsuz olarak yön verebilir. Bu inişli çıkışlı dünyalarında mücadele eden çocuklar;  ailelerin kimi zaman farkında olduğu kimi zaman farkında olmadığı olay yada olgular yaşarlar. 

Çocukların bu dünyadaki en büyük hakkı mutlu bir ailede büyümektir.

Çocuklara huzurlu ve rahat bir dünya sunmak anne ve babaların en büyük görevidir. Özellikle kişilik yapısının oluştuğu erken çocukluk döneminde anne ve babaların çocuğa iyi bir model oluşturmaları psiko-sosyal gelişim açısından önemli rol oynar. Kaygılı ailede büyüyen çocukta en önemli etki çocuğun öz güven problemidir. Çocuk, kendisini toplum içerisinde ifade edemeyen bir birey haline gelir. Bunun yanında gergin, huzursuz, huysuz, sıkılgan tavırlar sergileyebilir.  Çocuğun etkilendiği en önemli alanlardan bir diğeri ise okul – akademik başarı düzeyinin zayıflamasıdır.

kaygılı ailede yetişen çocuğun ruhsal gelişimi nasıl etkilenir.

Psiko- soyal gelişim açısından problem oluşur.

Çeşitli davranışsal ve emosyonel problemler ortaya çıkar.

Aşağılık kompleksi ve suçluluk duygusu oluşabilir.

Çocuk aile ortamında kaygılı bağlanma modeline rastlarsa huzur ve mutluluğu başka ortamlarda arayarak özellikle ergenlik döneminde suça meyilli bir birey olarak yetişir.

Okul-akademik başarısızlık ortaya çıkar

Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.

Ailelere öneriler..

Aile içerisindeki çatışma halleri, kavgalar ve ya iletişim problemleri çocuğa kesinlikle

yansıtılmamalıdır. Siz aranızdaki problemleri çözseniz dahi çocuk bunun etkisinden kurtulamaz ve onun ufacık dünyasında çok büyük yer kaplar

Bireylerin kendi ruhsal problemlerinden kurtulabilmeleri için kendilerini değerli

hissetmeleri ve rahatlamaya çalışmalılardır. Siz kendinize ne kadar vakit ayırır ve rahat hissederseniz aile içerisindeki problem çözümünde o kadar başarı sağlayabilirsiniz.

Anne ve babalar öfkesini asla çocuğa yansıtmamalıdır. Onun naif dünyası bunu

kaldırabilecek düzeyde değildir.

Aile içi iletişimde muhakkak ben dili kullanılmalıdır. Problemler, kaygılar ve korkular

yaşandığında bunu çocuğa ben dili kullanılarak, tensel temas sağlayarak ve göz kontağı kurarak aktarılmalıdır.

Ebeveyn olarak çocuklarınıza onların değerli olduklarını hissettirin. Onları

duygularını ve düşüncelerini dinleyin. Asla onları eleştirmeyin. İşbirlikçi bir tavır ile onların problemlerini çözmeye destek olun

Eşler aralarındaki sorunları çözemiyorlarsa muhakkak bir uzmandan yardım almalıdır.

Unutmayalım ki sağlıklı bir aile, güzel bir gelecek, başarı dolu bir yaşam iyi bir ruh sağlığından geçer...

Sağlıklı yaşam dileklerimle

Ayşe Tepeltepe İltar

Uzman Psikolog

[email protected]

Bu yazı toplam 11292 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR Arşivi