Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR

Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR

KADIN OLMAK GÜZELDİR…

KADIN OLMAK GÜZELDİR…

Kadın olmak güzeldir..

Yaratılışın gayesinde, bir ayna gibi kendini izler her kadın.. izler ve emektardır her kadın. En büyük emektarlık ta annelik. Dünyadaki hiçbir özellikle kıyaslanamaz bu duygu ve üstünlük..Bir kadın için anne olmak yaşam boyu deneyimleşebilecek  en büyük değişimdir.Yaşamda karşılaştığımız her büyük değişiklik gibi anne olmak da fikir ve inanışlarımızda, yakınlarımızla ilişkilerimizde ve kendimizde belirli etkiler yaratır. Kadının en büyük özelliğidir doğurganlık..Bunun akabinde, hormonal değişimler ve hamilelikle başlayan bedensel farklılaşma da bir kadının kimlik algısını çeşitli şekillerde etkiler.  Anne olmakla beraber gelen tüm bu değişimler, kadını kadın yapan en büyük emektir aslında..

Kadınlar daima zariftirler..

Hatta kadınlar zarafetin timsalidir. Kadının doğasında, ruhunda vardır incelik, narinlik ve hassasiyet aynı zarafetin tamamlayıcısıdır. Onları zarif yapan en önemli olgu fiziksel ve duygusal yapılarıdır. Duyguları çok gelişmiş olduğundan fiziksel zarafetlerini ön palana çıkarmaya özen gösterirler. Kadınlar zarif olduklarından pek hassastır.

Kadınlar duygusaldır..

Kadınlar duygularını içsel olarak daha yoğun yaşarlar . Duygusal farkındalıklarını iyi algılarlar ve beyinlerinin bu özelliğini olağanüstü kullanabilirler. Kadınların erkeklerden daha duygusal oldukları yönündeki kültürel yargıda gerçeklik payı var mı? Diye düşünürüz.. Evet var bunu en iyi açıklayan olgu ise Duygusal Hafıza. Kadın hafızası duygusal detaylar konusunda erkelerden daha iyi çalışır. Bu yüzden kadınların iyi ya da kötü duygusal deneyimleri söz konusu olduğunda hiçbir ayrıntıyı -ne zamandı, kimler vardı, ne dedi, hangi mekan, nasıl olmuş, neden böyle, restoran nasıl kokuyordu- unutmazlar.

Kadınlar kendilerini severler…

Kadınlar kendilerini severler ve bakımlıdırlar. Kendilerine özen göstermeyi. Giyinmeyi, süslenmeyi çok severler. Bakım onlar için çok önemlidir. Kadınlar kendilerine özen göstermenin yanında çevresindekiler tarafından taktir edilme ve onaylanma ihtiyacı hissederler.

Kadınlar özenle yaratılmışlardır...

Kadın’ başlı başına bir konudur kainatta. Evren; Kadına dair hallere, hassasiyetlere ve zayıflıklara sıkça yer verir. Kainatta kadın karakterler daha bir özenle yaratılmıştır sanki. Daha geçekçidir, daha masalsıdır, daha yalnızdır, daha renklidir, daha zengindir. Dünyadaki kadınlara göre Türk kadınları daha cesurdur. Türk Kadını olmanın kaçınılmaz sonucudur bu durum. Kadının iç mekanizması bunu gösterir bize.

Kadınlar daha çalışkandırlar…

Duygusal empati kurma kabiliyetleri daha fazladır, zorluklara (fiziki veya duygusal) daha dayanıklıdırlar. Zekaları erkeklerle eşittir fakat genel olarak toplum ortalamasına göre daha az eğitim görmelerinin dezavantajını yaşabilirler. Fiziksel anlamda daha güçsüzdürler ama dayanıklı olmaları sayesinde bu dezavantajı da avantaja dönüştürebilirler. Özelliklerini ve niteliklerini optimum seviyede kullanabilirler. Başarılı bir kadın her işin üstesinden gelebilir. Bunun en büyük kanıtlarından biriside çalışan ve üretken bir kadının çocuk doğurabilme ve büyütebilme  potansiyellerinide  de harmanlarsak ; bu onlar için çok zor, zahmetli, yorucu, ekstra performans gerektiren bir yaşamda olsa, bir kadın bunun üstesinden çok rahat kalkabilir. Bana göre hayatta en büyük başarıda budur.

Kadınlar Güçlüdürler

Kadınlar erkeklere oranla fiziksel değil ama duygusal olarak çok güçlüdürler. Ama bu gücü her zaman ortaya koymayı sevmezler. Her kadının içinde güç potansiyeli vardır. Çoğu kadın bu cevherin farkında değildir. Ancak; kadın gücünü göstermek istediğinde hiçbir şey onu engelleyemez, yapmak istediği bir şey varsa, onu kafasına yerleştirdiyse mutlaka onu yapar. Asla vazgeçmezler.

Kadın  Beyninde Aşk, Güven, Sadakat  

Kadınlar Sadıktırlar.. evim ve yuvam kelimeleri onlar için çok kutsal kelimelerdir. Kadınlar hayata ve hayat kuracakları insanlara iyisi ile kötüsü ile , doğrusu ile yanlışı ile her şeye katlanarak kabul ederler ve kaderlerine sadıktırlar. Bunun avntajı ve dezavantajı  tartışılabilir. Güçlüdürler… güven doludurlar.. kadınlar için aşk önemlidir. Aşık olarak yaşamayı isterler. Aşık olmak, hem kadınların hem de erkeklerin en mantık dışı davranış ya da beyin durumlarından biridir. Romantizmin ışığında beyin 'mantıklı düşünemez' hale gelir. Tutkuyla âşık olmak ya da kendini kaptırmak artık kanıtlanmış bir zihinsel durumdur. Saplantı, mani, sarhoş olma, susuzluk ile aynı beyin devrelerini kullanır. Aşk devreleri tam güç çalışırken amigdala -beynin korku-alarm sistemi- ve anterior singulat korteks -beynin eleştirel düşünme ve endişe merkezi- kapanır. Romantik anlamda bağlanma arzusu beyinde zaten vardır ama beynin anne karnındaki gelişimi, çocukluk sürecini nasıl geçirdiğiniz ve duygusal deneyimleriniz beynin başkalarını sevmeyi ve onlara güvenmeyi sağlayan devrelerindeki farklılıkları belirler. Tahmin edilebilir, sevgisinden emin olduğumuz, ilgi dolu kişilerle büyüdüysek güven devreleri bu ilişkileri temel alır. Bu deneyimler olmaksızın yetişmiş olanlarda ise beyindeki güven devreleri çok zayıf kalmaya mahkûmdur.

Kadınlar Şefkatliler

Sevmek bazen kardeşlik, bazen aşk, bazen da şefkat kompleksine girer. Sevgi çeşitleri arasında en üstünü şüphesiz şefkattir. Şefkati tanımı itibariyle diğer sevgi çeşitlerinden ayıran temel özellik karşılıksız oluşu ve merhamet boyutunu kuşanmış olmasıdır. Kadınlarda şefkat çok yüksek bir duygusal karakter gerektirir. Şefkat hissedişinin zirvesinde olan kadın da bu hissedişi yüzünden dünyanın en mesut insani olur. Sevgi merkezli hislerin vücudun biyokimyasal yapısında yaptığı değişikleri ortaya çıkarmaya dönük bir yığın araştırma yapılmış; dar anlamda beşeri sevginin, güven duygusunu artıran endorfin hormonu salgısını çoğalttığı, yüksek heyecan ve sevince yol açan amfetamin salgısını körüklediği gözlenmiştir. Los Angeles Psikiyatri Enstitüsünden Mark Gaulstan’a göre, gerçek sevgi endorfin hormonuyla teessüs etmektedir. Hakiki Şefkat belirmekte, bu işte özellikle örnek olarak anne-çocuk ilişkilerinin şefkat merkezli şekillenmesinde Oxytocin maddesinin geliştirdiği “bağlılık ve sokulma” duygusunun büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır. Bunu hissetmenin en doğru yolu ise anne olmaktır…

Bu yazı toplam 8683 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Uzm. Psk. Ayşe TEPELTEPE İLTAR Arşivi