İlişkilerde Bağlılık Mı Bağımlılık Mı Tercihiniz?
Anne yaslanacak bir kişi değil, yaslanmayı gereksiz kılacak kişidir. (D.C.FİSHER)
İlişkilerimizde ne kadar bağımlıyız?
Ne kadar bağlıyız diye yazmadım? Bağlılık, sadakat, güven, vefaya,anlayış ve sevgiye dayanan ilişkilerden bağımlı ilişkilerimizi ayırabilme farkındalığı yaratmak adına bu satırları yazıyorum.
Bağımlı ilişkiler zararsız, masum gibi gözükse de mutluluk ve doyumu dolayısıyla da yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler…
Önce Bağımlı İlişkiyi Tanıyalım
Annemize, babamıza, eşimize, arkadaşımıza, amcamıza, kardeşimize, ablamıza/ağabeyimize zorunlu olarak danışma gereği hissetmek ya da onların onayına başvurmadan herhangi bir konuda karar vermekte zorlanıyorsanız…
Eşinizin, çocuğunuzun davranışlarından kendiniz yapmış gibi sorumluluk duyuyorsanız…
Onun için neler yaptım? Ya da senin için neler yaptım? Ben sana yaptım sen ne yaparak karşılık vereceksin? gibi bağımlılığı körükleyici tavır içinde davranıyorsanız…
Başkalarından emir almak, tabi olmak gibi teslimiyetçi bir tavır içinde yaşıyorsanız…
Özel sınırları olan eşyaları karıştırmak, kişisel sınırlara karşı kontrol edilemez biçimde ilgi duyarak, dokunulmazlık gerektiren konuları tanımıyorsanız…
Eşyalarınızı, paranızı, zamanınızı kullanmak için bile eşinizden ya da çevrenizdeki kişilerden izin alıyorsanız.
Başkalarının tüm söylediklerinden etkilenerek, davranışlarını, düşüncelerini, duygularını başkalarının duygu, düşünce ve davranışlarına göre düzenliyor ve bunlardan aşırı etkileniyorsanız…
Bağlanamıyorum, kısa sürede ilişkilere son veriyorum diye düşünüyorsanız bu da bir bağlanma sorunudur.
Bağımlı Olduğumuzu Fark ettiysek Ne Yapalım?
Bu tür bir davranış biçimi çoğu zaman toplum ve çevremizi oluşturan kişiler tarafından beklenen ve bize öğretilen bazen dayatılan bir yapı olduğu için çoğu zaman bağımlılık ilişkileri beklenen yönde davrandığımızı düşündüğümüz hareketlerimiz de olabilir.
Bağımsız davranmak istediğiniz yönde davranabilmektir ve zordur. Başkasına verdiğimiz gücümüz ve sorumluluğumuzun rehaveti ile kendi geliştirebileceğimiz gücün ve yeteneklerin tadına ve ayırtına varamadan bağımlı yaşarız. Bu noktada psikolojik ya da fiziksel bağımlılıktan yarar sağlayan kişinin bilinçli ya da bilinçsiz olarak engellemesi de bağımsız davranmanın zorluğunu artırır, farketmeden yapışız kalırız.
Bir ilişkiye gereksinim duymak normaldir. Ancak kırılma, gücenme, mutsuz, umutsuz ve zorlamalı bir şekilde sadece ilişki sürsün diye devam etmek kendinizi sadece öfkeli ve kötü hissetmenize neden olur. Öfke ve diğer olumsuz duygular eğer yerinde fark edilmez ve düzeltilmezse pek çok ruhsal sorun yaşamanıza neden olur.
Bir insanla ilişki kurmanız hayattaki kısa ve uzun vadeli hedeflerinizi etkilemiyorsa ve onun ilişkiyi kurma ve sürdürme biçimini seviyorsanız o ilişkide bağımlılık anlamında bir sorun yoktur, devam ettirmek sizi olumsuz etkilemez. Eğer ilişkide tercih hakkınız olmadığını, davranışlarınızı değiştirmek için zorlandığınızı ve kendinizi var edemediğinizi hissediyorsanız bağımlı ilişki içindesiniz demektir. Bu başkasının görüşlerine aşırı önem veren ve onay bekleyen tavır içindeki tutumunuz çocuk yetiştirme konusunda da hatalı bir alandır. Çünkü çocuklar söylediklerimizden çok yaptıklarımızdan etkilenirler. Başkaları daha önemlidir mesajı vererek onları da yaşadığımız doyumsuz hayata ortak ederek ikinci adam olmayı öğretirsiniz. İkinci adam olmak kendi seçimimiz olduğunda sorun olmaz, ancak seçimleri görememek, yapamamak, zorunluluk bağımsız olamama işaretidir.
Başkalarının Onayı Olmadan Da Yaşanır:
Onay istemek bağımlı olmakla çok benzerdir ve “benim hakkımdaki bakış açın, kendi düşüncemden daha önemlidir.”demekle eş anlamlıdır. O zaman hemen öncelik sıranızı yazın. Önceliklerinizde SİZ kaçıncı sıradasınız ve istemediğiniz halde kaç kişi ya da duruma öncelik veriyorsunuz? Ve bu durum size nasıl geliyor? Bunu fedakarlık ve fedakarlığı olumlu algılıyorsanız lütfen sınırlarımız yazısını tekrar okuyunuz…
Onayı kendi içinizde aramanız bağımsızlığa doğru atılan doğru adımlardır. Taktir, izin, onay almadan atılan bağımsız adımlar bencillik, düşüncesizlik, saygısızlık olarak olarak yorumlanabilir. O zaman öncelik sıranızı kontrol edin!
Bu kendini varetmeye, güvenmeye ve inanmaya dayanan tavır çocuklara sahip gibi davranan anne babalar için uygun gözükmeyebilir. Bu durumda bunu düşünen ebeveynler ilerde kendine güven duyamayan, kendi kararlarını verip uygulayamayan, maddi manevi desteksiz iş yapamayan, korku ve kaygıları olan yetişkin çocuklarına bakıp ben nerde hata yaptım diyeceklerdir! Belki de kendi anne-babalarını hatırlayarak…
Psikolojik Danışman&Psikodrama Terapisti
Perihan Demirbaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.