HAYALLERİMİZ, SEÇİMLERİMİZ, GELECEĞİMİZ!
Bir gazete haberi üzerinden yazıyorum. Bir lise öğrencisinin Edebiyat dersinde bir yıl önce kurgusal olarak yazdığı ve hatta ödül aldığı mektubun, bir yıl sonra hayatının gerçeği olmasını konu alan bir haber. Konuyla ilgili haberleri, email yolu ile tam da “seçimlerimiz, hayallerimiz ve geleceğimiz” ile ilgili bir grup çalışması hazırlarken, üyesi olduğum bir e posta grubundan aldım. Haber şöyleydi; “Lise son öğrencisi Gizem, geçen yıl edebiyat dersinde yazdığı ‘hayali’ mektubunda, anne babasına lösemi hastası olduğunu haber verdi. Ve bu ‘kurgu’ mektubuyla, birinci oldu. Mektubu yazarken sağlığı gayet iyi olan Gizem, bu yıl lösemi olduğunu öğrendi.” Bir gazete haberinden alıntı yapılarak bizlere ulaştırılmıştı.
Emaillin konusu ise “bilinç dışını, ne, nasıl etkiler” di. Yıllardır gençlerle çalışıyorum ve bu mektubu ilk okuyan olsam herhalde müdahale ederdim. Olumlu olanları yaz. Olumsuz olanları çağırma hayatına…
Daha önce de yazılarımda değindiğim gibi hastalıklarımızı, işimizi,ilişkilerimizi, kazancımızı, yaşadıklarımızı biz seçiyoruz. Gücümüzü olumlu ya da olumsuz kullanmak bizim elimizde. İster olumlu şeyler düşünür, yazar ve konuşur olumlu olanları hayatımıza alırız, istersek de olumsuz olanı. (Bu noktada neyi ne kadar hak ettiğimize inanıyoruz konusu da önemlidir.) Şimdi bu kadar kolaysa hepimiz olumlu düşünelim olumlu olsun diyebilirsiniz. Ancak öncelikle buna inanmak gerekiyor. İnanmaksa o kadar kolay olmuyor. Bu noktada ortaya çıkan geçmişten gelen olumsuz telkinleri ve geçmişten gelen inançları bir çırpıda silip atmak hiç kimse için kolay değil. Bu nedenledir ki terapiler bazen yıllarca sürüyor.
“İçimizdeki güç” popüler ve yoruma açık bir konu olsa da inandığımızda ve doğru olarak kullandığımızda hayatımızın kaptanı oluyoruz. Bu noktada gücümüzü fark etmek ve seçimlerimizin sorumluluğunu almak da kolay değil. Hatta daha ileri giderek hayatımızı bizim seçimlerimizin belirlediğini kabul edip, ne yaşıyorsak bizim eserimiz diyebilmek zor, ancak böyle düşündüğümüzde gücün kontrolü bizde…
Bu olay için de tam da bu noktada madem olumsuz olanı çağırma gücümüz var, olumluya da gücümüz yeter bakış açımız olarak seçilebilir. Bu arada hastalık bize aşırı ilgi ve bazen hastalıkla ilgili bir mektup para, hatta şöhret getirse de bu noktada yapılan tercihlerin ve yaratılan geleceğin farkına varılmasını öneririm…
Sözü edilen olaydaki mektup, Anadolu Lisesindeki Edebiyat dersinde mektup konusunu işlerken yazılmış. Psikodrama ya da grup etkileşimlerinde kullanılan da bir yöntemdir gelecekten mektup… Bunu yazan kişinin bilinçdışı seçimlerini ve geleceğini yansıtması noktasında daha iyi tanımak ve doğru yönlendirmek adına kullanılır. Gelecekten gelen mektup, aynı zamanda yazan kişinin geleceğinin yansımasıdır. Çünkü artı ya da eksi yöndeki gelişimler hayallerimizle, düşüncelerimizle oluşur. İnsan ancak hayal edebildiği kadar, hayalleri ölçüsünde gelişir, hayal edebildiği yöne, hedefe doğru hareketleri, seçimleri şekillenir.
Bir yıl önce yazılan mektubu yine haberden aynen kopyalıyorum.
“SEVGİLİ Anneciğim ve Babacığım,
Tahmin edebiliyorum. Posta kutusunda benim mektubumu görünce çok şaşırdığınızı biliyorum. Bu deli kız telefon, internet varken, neden taa Amerika’lardan buraya mektup attı diye. Aslında bu haberi nasıl vereceğimi bilemediğim için bu yolu seçtim. Tamam tamam, uzatmadan yazıyorum. Çünkü sizi daha fazla üzmek istemiyorum. İki hafta önce rahatsızlandım. Hastanede yatıyorum. Lösemi teşhisi konuldu. Ama üzülmeyin. Erken teşhis ettiler. Tedavime başlandı bile.
Çatlak kızınız, Gizem..
Anne ağlama lütfen. Şu anda tahminice ağlıyorsundur. Ama ben hiç ağlamadım biliyor musun? Her zamanki benim. Neşeli, şen şakrak. Saçlarım dökülmeye başladı bile. Oh canıma minnet, kıl, tüy derdim de bitti :) Hep söylenip dururdum. Sonunda kurtuldum. Bir de kilo verdim sormayın. Sülalede lakabım “Tosun Paşa”ydı. Artık zor derler :) Abim, ablam artık dalga geçemezler benimle. Bu konudan da yırttım. Beni merak etmeyin. En kısa sürede yanınıza geleceğim. Şimdilik bu kadar... Sizi çook seven çatlak kızınız. Gizem Alp” (HÜRRİYET GAZETESİ-10.05.2010)
Mektupla ilgili belki pek çok yorum yapmak mümkün, ancak bu noktada sadece haberdeki kadar açılım yaparak, sadece haber noktasında kalmanın daha doğru ve yararlı olacağı düşüncesindeyim. Acil şifa dilekleri ve sevgiler gönderiyorum Gizem’e…
Herkesin gücüne inanması ve hayatını kendi seçimleri ile yarattığını düşünerek, hatta bilerek gücünü olumlu kullanmasını ve hatta yok saydığı gücünü ortaya çıkarmasının mümkün olduğunu savunan bu sözü paylaşarak yazımı bitiriyorum.
Gücüne eşit hayaller için dua etme. Hayallerine eşit güç için dua et
Michael NOLAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.