Tekrar merhaba sevgili üniversite adayları. Artık, LYS sonuçlarının açıklanmasına ramak kaldı. Bu sabırlı bekleyişiniz, umarım aldığınız güzel puanlarla mutlu bir şekilde sonlanacak. Sonrasında, yoğun bir tercih döneminde kendinizi bulacaksınız. Önünüzde, kontenjan kılavuzunuz, elinizde tercih listeniz. Bu konuda, kendinize her zaman, ilk olarak şu soruyu sormalısınız: “Ben, gerçekten ne istediğimin  farkında mıyım?” Yanlış kararlar ve yönlendirmeler sonucu, birçok öğrenci tekrar sınava girmekte ve geleceğe dair planlarını uzatmaktadır. Siz, düşüncelerinizde emin olmadan hareket etmeyin ve mantıklı adımlar atın.

    Sizden, gelen sorulara sağlıklı bir yanıt verebilmek için, yerleştirme kılavuzunun açıklanmasını bekliyorum. Şu an, birçok internet sitesi, yeni sisteme dönüştürülmüş şekilde puanlar verse de, hatta netlerinizle LYS puanlarınızı hesaplasa da, kılavuzu görmeden, net olarak “sen şunu kazanırsın ya da kazanamazsın” demeyi doğru bulmuyorum. Siz, şu an için, kendinize hangi mesleği istiyorsanız, o konuda detaylı bilgi edinin. Düşündüğünüz mesleğin, Türkiye şartlarındaki durumunu görmek isterseniz, İŞKUR’un web sitesini öneriyorum. Orada, mesleğiniz ile ilgili detaylar bulabilirsiniz. Onun dışında, puanınız, başarı sıranız ve kontenjanlar  belli olmadan, çok fazla aklınızı karıştırmayın.

   Bu yıl, sizin için seçilmenizden çok “seçmeniz” çok önemli. Neredeyse, her alandan 3 puan türüne sahip olacağınız için, sadece, sizin gibi aynı mesleği düşünen adaylarla yarışacaksınız. Yani, hukuk isteyen bir aday, ağırlığını hukuk ile ilgili puan türüne verirken, Psikoloji düşünen bir adayın, önünü de kolay kolay kesemeyecektir. Bu yıl, sistem değiştiği için, puanların düşmesi bekleniyor. Öyle de olabilir ya da olmayabilir. 2006 yılında yapılan değişiklikte, bazı bölümlerde, anormal puan düşmesi görülmüştü. Ama, o zaman da, özellikle barajın 185’te tutulup, öğrencilere, uzun süredir görmediği müfredattan sorular çıkması etkili olmuştu. Nitekim, 2010 yılına kadar gelinen süreçte, sistemin benimsenmesi ile, puanlardaki düşüş azalmıştı. İşte, bu yıl, akıllara, acaba yine mi puanlar düşer diye geliyor. Ancak, bu yıl, baraj önceki yıllara göre aşağıda  ve öğrenciler, farklı zamanlarda sınava girdiler.  Kısacası, herşey beklemek durumundayız.

   O yüzden, sizler hangi puanı alırsanız alın, istediğiniz bölümünüz için, geleceğiniz için, tercih yapın. Yani, “siz” seçin. Yalnızca, sizi mutlu edecek bölüme odaklanın.  Başkası şunu demiş, şu puanı almış, şu bölüm iyi değilmiş, sözlerine çok takılmayın. Sizi doğru yönlendirecek sözlere, kulak verin. Özellikle, rehber öğretmenlerinizden, bu konularla ilgili kesinlikle bilgi alın. “Ben asla kazanamam” diye düşünmeyin. Bölüm puanları her yıl, tercihlerinizle oluşuyor. Bu yüzden, tercih listeleri verilmeden, ben, herkesin bir bölüm kazanma şansını eşit görüyorum.

   Size, 2005 yılında tercihlerde yaşanan bir durumdan söz etmek istiyorum. O yıl, kontenjan kılavuzunda, Selçuk Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı ve Öğretmenliği bölümü için, taban puan 342 olarak gözüküyordu. Bakıldığı zaman, kazanması kolay bir bölüm gözükmüyordu. 2006 yılındaki, yerleştirme kılavuzunda, bölümün taban puanında ise 317 yazıyordu. Yani, bölüme, 25 puan altındaki birisi yerleşiyordu. Halbuki, o yıl, 2006’da sistem değişecek diye, herkes bölümlere yüklenmişti,”yeter ki yerleşin” deniliyordu. İşte, hangi durum, koşul olursa olsun, istediğiniz mesleği seçerseniz, listenize eklerseniz, o bölümü kazanma şansına sahipsiniz. O yüzden, siz ne istiyorsanız ona odaklanın ve asla peşini bırakmayın.

  Sonuçlar açıklanıp, kılavuz yayımlandıktan sonra, tercihler ile ilgili önemli ipuçları ile sizlerle birlikte olacağım. Bu konuda, size düşen görev, verdiğimiz ipuçlarını dikkate alarak, hareket etmeniz olacaktır.  İnşallah, bu tercih döneminde kazanan hep siz olacaksınız.

  Tekrar görüşmek üzere…