Serkan Gürgenci

Serkan Gürgenci

Psikolojik Danışma Süreci

Psikolojik Danışma Süreci

PDR hizmetlerini amaçları bağlamında değerlendirmek kaçınılmazdır. Size gelen, size gönderilen yada sizin çağırdığınız danışanlar ile ilgili hangi amacı yerine getirmeyi hedeflediğiniz, hangi yolu izleyeceğinizin göstergesidir. Bunun göz önüne alındığı varsayımından dolayı hiç tartışmaya alınmaması yada gündeme getirilmeyen konu olması başlı başlına bir paradokstur.

Meselelere yaklaşım tarzımız ile meseleleri önemseme tarzımız arasındaki bağın kuvvetliliği bizim vakaya yada kişiye bakışımızı belirleyecektir. İzlenecek yol ile yola koyulacak kişi arasındaki konumumuz bizim fonksiyonumuzu oluşturacaktır.

Kimi zaman meselenin ilgi çekmesi kimi zaman danışanın ilgi çekmesi kimi zaman da bizim o anki düşünsel ve duygusal durumumuz, hareket noktamız olur ve bizi motive eder. Bunun doğallığını kabullenmek yenilmenin yada başka bir paradoksun göstergesidir. Çünkü eğer bu üç faktörü satandardize edememişsek yada nötrleyememişsek kendimizi,konunun ve danışanın bir adım ötesinde durma ve buna bağlı olarak, gerek olumlu gerek olumsuz yaşantısını gözlememe imtiyazını elden bırakmışız demektir. Bunun yanında görüşmeler arasında geçen zaman faktörünü dışta bırakarak konuşursak ki bu da çok önemlidir. Görüşmeler arası değişkenliği manüpüle etmek bizim için başlı başına bir mesele olarak karşımıza çıkar.

Üç kavram yada değişkenler üzerinde tek tek durmak gerektiğini düşünüyorum fakat bu ifadenin çok iddialı ve kapsamlı olduğunu bilmekle beraber bir deneme yazısı olmasına sığınarak yazmak gerektiğini düşüncesindeyim.

İçinde bulunduğumuz gerek zihinsel, gerek felsefi, gerekse duygusal durumumuz arasındaki ilişkiler ve sorumluluk alanlarımız hakkında ayrımlaştırma yapmadan, İcra ettiğimiz meslekte ilerlememiz mümkün değildir. Ben bu sayılanları tamamlamak yada bu sayılanları miadına erdirmekten bahsetmiyorum. Sadece ayrımlaştırmaktan bahsediyorum. Bu ayrımlaştırma bir iç içeliğin de ispatıdır ki ayrımlaştırma işlemi ile ilgileniyoruz. Ayrımlaştırmaktan maksat alakasızlaştırmak değil yardımlaşmalarını sağlamaktır. Gerek bizden gerek konudan gerekse danışandan gelen uyaranların kaynakları hakkında fikir sahibi olmaktan bahsediyorum.

Bunun sağlanması demek hiyerarşik diyalektik anlamında değil ara bul ve yerleştir anlamındadır.
Konu; konun konu olması demek size aktarılan demek değildir. Konun konu olması için ( bu sadece benim deneyimlerimin neticesinde yapılan bir tanımlamadır.) üç şart gerekir.
1-) kişi ( Danışan mı , başkası mı meselenin içinde yönetmen)
2-) mekan ( her yerde mi yoksa belli yerlerde mi)
3-) olay ( öncesi, sonrası var mı ve kendisi nerede )
konu, bu üç şart içinde aktarılabiliyorsa, danışan tarafından konu değeri taşıdığını kabul ederiz yada konu haline gelmesi için bu üç şart oluşana dek yönlendirmeler yaparız.
Bu aşamadan sonra konun niteliği ile hiç ilgilenmemek gerekir. Çünkü konun kişi üzerindeki etkisi bir süreç işidir.

Danışan; danışan ilk olarak en azından rahatsız edici mesele konusunda normal değildir. Yani o konu ile ilgili sorunu olmayanlarla değerlendirildiğinde birkaç noktada normalliğin dışına çıktığı gözlemlenmiştir.

İşte bu noktada danışana bunu ikna etme süreci başlar. Fakat bu sürecin amacı sorunlu olduğuna ikna etmek değil sorunun sadece ilgili konu ile ilgili olduğuna ikna etmek ve diğer alanlara kaydırmasını "en aza" indirgemektir.

Danışanı genel anlamda normal kabul etmek fakat şikayetin ifade edilmesi bağlamında normalin dışında kabul etmek; fakat, derecesinde tutarlı tahminlerde bulunma sorumluluğunu elden bırakmadan.

Üç kavram il ilgili söylenmesi gerekenler bunlarla sınırlı olmadığı apaçık ortadadır. Benim amacım yapılan bir işin niçinliği, nasılığı ve ne ileliğinin cevaplarını bulmaktır.

 

Bu yazı toplam 4130 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serkan Gürgenci Arşivi