MAKTUL-Ü, FAİL YAPAN ‘GAZETECİNİN ’ RUHSAL VE DÜŞÜNSEL PORTR
Son günlerde genç kadınlara yönelik şiddetin görünürlük kazanmasının sosyolojik ve psikolojik dinamikleri çok boyutlu olarak irdelenebilir. Kadına karşı şiddet nitelik mi değiştirmektedir? Yoksa medyanın şiddet haberlerini gündeme getirişi mi farklılaşmaktadır? Bir ölçüde medya şiddet ve ölüm olaylarını yansıtırken güzelliği dikkate almakta ve okunma ve izlenme kaygısı ile hareket ederek, bazı olaylara odaklanmakta, diğerlerini yansıtmamaktadır? Maktullerin, kifayetsiz muhteris bir gazeteci tarafından ‘Famme Fatele’ tiplemesi altında değerlendirilmeleri dışında, kriminal açıdan ortak başka özellikleri varmıdır?
Editörler Haberleri Yansıtırken Görsel Malzemeyi Nasıl Seçmektedirler?
Nihal Bengisu Karaca’nın “Maktulün bir femme fatale olarak portresi” adlı yazısını okurken içimde bir öfke belirdi. ‘Gazeteci’ ve ‘aydın’ kimliği taşımaya çalışan, eşek yükü ile kitabı nasıl okuduğu malum bilirkişimiz, maktullerin güzellikleri ve bakımlı olmaları üzerinden durumu analiz etmeye çalışmış. Baudrillard’a atfen Famme Fatel, güzelliği ile baştan çıkartan, kadın tiplemesi ile maktulleri etiketlemiş. Burada eleştirilmesi gereken, medyanın maktullerin güzelliklerini ve bakımlılığını ön plana çıkartma çabasıdır. Editörler haberleri yansıtırken görsel malzemeyi nasıl seçmektedirler?
Tarihsel açıdan, aşkı ve şehveti temsil eden kadın tanrıçalar (Babilde İştar, Sümer’de İnanna, Romalılarda Venüs, Yunanlılarda Afrodit) baştan çıkarıcı güzelliği ile kötülüklere neden olan kadın tipinin Famme Fatel’e uzanmadan önceki ilk örnekleridir. Bu düşünce yapısı semavi dinlere de bazı tarikatlar aracılığı ile sokuşturulmaya çalışılmaktadır. Acaba bu yazıyı yazarken gerçekte Baudrillard’an mı yoksa var oluşunun kaynağı olan farklı tür bağlılığı ve aidiyeti olduğu başka bir düşünsel iklimden mi etkilenmektedir?
Famme Fatale Tipi Karşısında Erdemi Temsil Eden Kadın Kimdir?
Dahası edebiyatta ve mitolojide şehveti kamçılayan, kötülüklerin nedeni kadın tiplemesi karşısında erdemi ve fazileti temsil eden kadın tiplemesi vardır. Hanımefendiye, bu durumda baştan çıkartan kadın karşısında fazileti temsil eden kadın tiplemesinin ne olduğunu sormak gerekir? Yoksa giyimi ve bakımsız yüzü ile erdemi kendisinin mi temsil ettiği sanrısı içindedir?
Bir Kadını, Vicdan Duygusunu Yitirmiş Bir Suçlu İle Söylemde Birleştiren Şey Nedir?
Psikolojide de mağduru suçlama ve güzelliğinden dolayı ölümü hak ettiği noktasından dayanak alma vicdan duygusu olmayan patolojisi bulunan faillerin yaptığı bir değerlendirmedir. Bir kadını, vicdan duygusunu yitirmiş bir suçlu ile aynı söylemde birleştiren şey nedir? İnsanlar farklı olana öfkeli olabilirler, çünkü farklılık bir noktada kendi olamadıkları beklide alttan alta imrendikleri olabilir. Maktul, karşısında failleri savunur duruma düşmenin altında acaba kendi gibi olmayan kadını ötekileştirme sığlığının eğitimle ya da birkaç kitap okuma ile giderilemediğinin bir göstergesi midir?
Bu Yazı En Hafifi İle İnsanların Ruhlarına Yapılan Bir Tacizdir!
Özellikle yaşamsal konularda, can kaybı durumunda sözleri ölçüp biçerek kullanmak gerekmektedir. Maktullerin güzelliklerinin ve bakımlı olmalarına vurgu yaparak imalarda bulunmanın, onların yakınları üzerinde yaratabileceği travmanın boyutlarını düşünebiliyor vasıfta olmak insanlık gereğidir. Bu en hafifi ile maktul yakınlarına ve ölümle sonuçlanmasa da şiddete maruz kalmış kadınlara uygulanan bir duygusal şiddettir. İnsanların ruhlarına yapılan bir tacizdir!
Basın Özgürlüğü Suçu Meşrulaştırma Özgürlüğü Değildir!
Bu yazı içerik itibari ile en hafifiyle basın yolu ile suçu ve suçluyu övme, meşru göstermektir. Bir müdafi vekilinin bile dilinden çıkamayacak sözlerin, ifade özgürlüğünün şemsiyesine giremeyeceğini bilmek, bir ölçüde kendin bilmek gereklidir. Nihal B. Karaca hanımefendiye basın özgürlüğünün insanlık onurunun üzerinde olmadığını, suçu meşrulaştırma özgürlüğü olmadığını hatırlatır, Habertürk’ü genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı’nın şahsında bu ayıbı temizlemeye davet ediyorum.
Şiddet ve ayrımcılık nerede ise onun karşısında bulunmak insan olmanın gerekliliğidir. Kadına karşı şiddeti bazı kadınların meşrulaştırma eğiliminde olduğu bir dönemde biz erkeklere de çok görev düşmektedir. Cinsiyetlerden bağımsız, her türlü şiddetin ve ayrımcılığın karşısında durmak için ses çıkartmak durumundayız.
Sevgiyle kalın,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.