Hızlandırma Yöntemi İle Sınavlara Hazırlanmak
“Hayatta bütün başarılarımı her zaman ve her işte bir çeyrek saat önce harekete geçmeme borçluyum.”(Oscar Wilde)
Ülkemiz tam anlamıyla bir “sınavlar ülkesi” haline getirilmiştir.Hemen her insanımızın, hayatının ve eğitim süreçlerinin her bir aşamasında farklı farklı sınavlarla yüz yüze geldiği bir gerçektir. Ortaöğretime geçişte, yükseköğretime geçişte, ön lisans ve lisans eğitimi sonrası, yüksek lisans ve doktora eğitimleri sonrası; doktor olduktan, öğretmen olduktan, hukukçu olduktan, psikolog olduktan, mühendis olduktan vs… sonra son kelimesi “s” ile başlayan birtakım sınavlara girmek zorunluluğu vardır. Bu nedenledir ki sınavlara hazırlanmak her birimizin gündeminde olan bir gerçekliktir. İşte, ismi ne olursa olsun bu sınavların her biri “sistemli bir hazırlanma süreci” ni gerektirmektedir. Çünkü sınavlardaki başarınız, bir boyutu ile bu hazırlanma sürecinize bağlıdır. Ancak, bazen hazırlık için yeterli bir zamanın olmayışı “sınav adaylarını” fazlaca kaygılandırabilmektedir. İşte, gireceğiniz sınav ya da sınavlara az bir zaman kalmış ise, başarılı olabilmeniz için, bu kısa zaman sürecini gerçekten verimli olarak değerlendirebilmeniz oldukça önemli olacaktır. Bu tür bir durumda da gireceğiniz sınavlara “hızlandırma yöntemi” ile etkili olarak hazırlanmanız mümkündür. Bu yazıda herhangi bir sınav adayının, kısa bir sürede ve kapasitesinin gerektirdiği düzeyde başarı elde etmesine katkı sağlayacağını düşündüğümüz “hızlandırma yöntemi ile sınavlara hazırlanman”ın aşamalarından söz edilecektir.
1-HEDEFİNİ BELİRLE
“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.”(M.Kemal Atatürk)
Ne istiyorsun?.. Ne yapmayı amaçlıyorsun?.. Ne olmak istiyorsun?.. Niçin istiyorsun?.. Nasıl bir hayat planlıyorsun?.. Neleri,nasıl gerçekleştireceğini düşünüyorsun?.. Ne zaman sonra, nerede, hangi statü ve unvan ile yer almayı arzuluyorsun?..
Bu ve benzeri sorulara vereceğin cevaplar, “gelecekte nasıl bir hayatı kuracağın” ın, ”hangi ortamlarda ve kimlerle olacağın” ın ip uçlarını verecektir… İleride yaşamayı planladığın hayat, ”senin hayatın” olacaktır. Geleceğinin nasıl olacağını, yine kendi kararların ve davranışların belirleyecektir. Bu nedenle,kararlarının ve davranışlarının yetki ve sorumluluğu da yalnızca sana aittir…
Geleceğine, bugünden “doğru bir yön” vermen mümkündür. Bunun bir yolu da, amaçlarına ulaşman için sınavların gerekli bir araç olduğu gerçeğini hatırlamandır. Hazırlık sürecinde ilk adım, sistemli ve verimli bir çalışma düzeni oluşturmandır. Bununda birinci basamağında “hedef belirleme ve planlama” vardır. ”Kısa zamanda,büyük işler başaran adam” olabilmen için bu noktadan başlamalısın… Önündeki zamanı en verimli bir şekilde değerlendirebilmek için öncelikle; kısa , orta ve uzun dönemli hedeflerin olmalıdır. Her gün ve her hafta yapmayı düşündüğün çalışmalar, gerçekleşmesini istediğin amaçlarına yönelik olmalıdır. Önüne koyacağın hedeflerin; neyi ne zaman, nasıl ve niçin yapman gerektiğini açıklığa kavuşturacaktır. Böylece zamanının boşa geçmesini daha baştan engellemiş olacaksın. Ve var olan kısa zaman diliminin her anını, en verimli şekilde değerlendirmiş olmanın iç huzuru ile başlamış olacaksın.
2-GÜNLÜK YAPMAN GEREKEN İŞLERİNİ AKSATMA VE ERTELEME
Mutlaka günlük olarak yapman gereken işlerin olmalıdır. Örneğin; her gün hiç aksatmaksızın;
*Günlük programının gerektirdiği çalışmaları yapmalı,
*Günlük konu tekrarlarını aksatmamalı,
*Bir sonraki gün ya da sonraki haftanın programında yer verdiğin konular için “ön hazırlık” çalışmalarını yapmalı,
*Yapılacak çalışma ve tekrarlar sonrasında mutlaka “konu testlerini” çözmelisin.
Günlük işlerini ertelemek ve aksatmak gibi bir lükse sahip olmadığın kesin. Bu gerekçeyle, geçireceğin her gün, bir önceki gün kazandıklarının üzerine yeni ve anlamlı bir şeyler eklemelidir. Eğer, bugününün dünden bir farkı olmadığını düşünüyorsan, başa dön ve tekrar başla!.. Tembelliğinin sonucunu kişiliğine yükleme!.. Sana, bugüne kadar zarar ve ziyan vermiş olan alışkanlıklarına ebediyen küs!.. İçinde bulunduğun günün kalan vakti “bir anlık” zaman dahi olsa, onu ona denk gelecek kadar değerlendir… Karşılığı, asla karşılıksız kalmayacaktır…
3-GÜÇLÜ OLDUĞUN DERS VE KONULARA EKSİĞİN VARMIŞ GİBİ AYNEN ÖNEM VER!..
“Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.”(Cenap ŞAHABETTİN)
Örneğin; “Benim filan dersim iyi veya filan konularda çok iyiyim. Bu nedenle onlara şu an çalışmama, zaman ayırmama gerek yok!..” gibi bir düşünceye kapılma. Başarılı olduğunu düşündüğün ders ya da konularda niçin “daha başarılı ” olmayasın. Aslında güçlü olduğun ders ya da konularda sınavda başarı göstermeni garantilemenin bir yolu da, o ders ya da konuları da, daha zayıf olduğun derslerin kadar önemsemendir.
4-ÖN YARGILARINI BIRAK!
”En derin korkumuz, yetersiz olmamız değildir. En derin korkumuz, ölçülemeyecek kadar güçlü olmamızdır. Bizi en çok korkutan şey karanlığımız değil, ışığımızdır. Kendimize "ben kim oluyorum da çok parlak, muhteşem, yetenekli, şaşırtıcı oluyorum?" diye sorarız. Aslında siz kimsiniz de bunların hiç biri DEĞİLSİNİZ? Siz, Tanrının çocuklarısınız. Küçük işlerle oyalanmanız dünyanın bir işine yaramaz. Etrafınızdakiler güvensiz hissetmesin diye kendinizi çekmenin hiçbir zekice tarafı yok. Biz, Tanrının içimizdeki pırıltısını açığa çıkarmak üzere dünyaya geldik. Bu pırıltı sadece bazılarımızda değil, her birimizde mevcuttur. Ve biz, ancak kendi ışığımızın parlamasına izin verdikçe, başkalarının da aynı şeyi yapmasına imkan sağlayabiliriz. Biz kendi korkularımızdan kurtulup özgürleştikçe, varlığımız başkalarını da özgürleştirir.”(Nelson MANDELA)
Örneğin; “ben fizikten, matematikten, fen bilgisinden, anatomiden, fizyolojiden ya da filan dersten veyahut filan konudan “nasılsa anlamıyorum, hiç bir soruyu da çözemem, bunun için çalışmam gereksiz ! ” gibi veya benzeri bir düşüncenin, daha doğrusu ön yargının yanlış olduğu fark edilmelidir. Ayrıca, “ ben, sözel puanlı tercihler yapacağım bu nedenle matematik çalışmam gereksiz ya da sayısal puanlı bölümleri tercih edeceğim, bu nedenle Türkçe çalışmam ve ona zaman ayırmam gereksiz ve anlamsız” gibi düşüncelerinde sana kaybettireceğini bilmelisin…Unutma!.. Puan hesaplamasında katkısı ve etkisi olan her bir ders ve konu; etkisi ve katkısı az da olsa senin için önemlidir, gereklidir...
5-GEREKİYORSA KONU SEÇİMİ YAP!..
Örneğin; sözel grubundasın ve matematikten başarılı değilsin, yetersiz olduğunu düşünüyorsun. Bu durumda matematiğin tamamını ihmal edip, bir kenara bırakmaktansa, seçeceğin bazı konulara, zamanının elverdiği ölçüde ve birilerinin de desteğini alarak çalışman mutlaka başarına belli oranda katkı sağlayabilecektir. Bu nedenle, içtenlikle zaman ayırdığında ve çalıştığında belli oranda başarı gösterebileceğine inandığın konulara mutlaka çalışma programında yer vermelisin. Sakın ola ki, “böyle düşünebileceğim hiçbir matematik konusu yok” deme!.. Bu şekilde bir düşüncenin oluşmasının, geçmiş öğrenim süreçlerinden kalma nedenleri vardır. Ancak, temelleri geçmişte kalmış olan bu türden düşüncelerinin, bugününü ve geleceğini esir alarak, sende yeni ön yargılar oluşturmasına izin verme!..
Uzağına ittiğin kendine güven, inanç, mücadele, azim, çaba, deneme, istek, hırs vb. gibi kendi özel silahlarına sarıl ve ilk kez kendin için savaş…Yıllarca sahte silahlarla, gereksiz ve anlamsız amaçlar uğruna savaştığını sanıyor olabilirsin.Bu gün, senin için yep yeni bir gün…Başla ve bitir!...
Başarılı olabileceğin her dersten konular var. Böyle bir bakış açısı ile hem yükün hafifleyecek (Örneğin; belki 10 konu yerine, sadece 4-5 konuya öncelik vermiş olacaksın), ham de duygusal olarak rahatlayacaksın…Sonuçta, zamanını ayırabileceğin, daha az sayıdaki konuyu belli düzeyde öğrenmeyi garantilemiş olacaksın…
6-GENEL TEKRARLAR YAP!..
Alanın ile ilgili her dersin tüm konularını ve ilk konudan başlamak üzere bir plan dahilinde ve belli aralıklarla “GENEL TEKRAR” yapmalısın. Unutma!... Hemen hemen bütün sınavlarda sorular, uygulanan öğretim ve ders programlarına paralel, bilgi ve yorum ağırlıklı olabilmektedir. Yani, aslında hiçbir sorunun yabancısı sayılmazsın. Zorlanabilirsin, şaşırabilirsin, hatta telaşlanabilirsin… Ancak, sınava daldıkça; rahatlayacak, gülümsemeye hazır hale gelecek, başaracağına dair ümitlenecek ve hatta “bunun için mi bu kadar yıprattım kendimi?..” diyebileceksin. İşlerin yolunda gitmesini istiyorsan, geçmişte anlatılan konulara ilişkin kavramları, sembolleri, terimleri, tanımları veya formülleri mutlaka ÖĞRENMİŞ olmalısınız…
Ancak sakın ola ki, genel tekrar yapmış olmak için rasgele, acelece konuları yüzeysel olarak geçme… Çünkü, eğer bir dersten tekrar etmen gerekli olan 10-12 konu varsa; sadece yetiştirmiş olmak için ”kısa sürede bitireyim” mantığıyla hareket etmen, zamanını boşa harcamaktan başka bir şey ifade etmez. Ancak, bu konuların 6 - 7’sini ya da yetiştirebildiğin kadarını dikkatle, önemseyerek ve acele etmeden çalışman; çalıştığın konularla bağlantılı soruların bir çoğunu doğru cevaplandırmanı sağlayabilecektir…
7- YORGUN HALDEYKEN ÇALIŞMA, MUTLAKA DİNLENDİKTEN SONRA ÇALIŞ!..
Bedenin veya zihnin yorgun bir halde iken çalışman, üzerinde durduğun konulara bir süre sonra tekrar bakma ihtiyacı hissetmene neden olacaktır. Eğer amacın öğrenmek ise:mutlaka, masa başına dinlenmiş olarak oturmalısın. Uykulu bir halde ya da uyku ihtiyacın olduğu bir durumda ders çalışmak isteyişin, sana hiçbir şey kazandırmaz. Öğrenmek için, bedenen ve zihnen dinlenmiş olmak zorundasın…
Ayrıca ders çalışırken mutlaka belli bir süre sonra kendine teneffüs (dinlenme süresi ) vermeli ve bu süreyi;
a) Mümkün olduğunca ders çalıştığın ortamın dışında geçirmelisin (Örneğin; odada çalışıyor isen, salona geçerek dinlenebilirsin).
b) Kısa tutmalısın (5-10 dakika gibi).
c) Ayrıca, dinlenme aralarını, seni programından koparacak zaman hırsızlarından uzak geçirmelisin (tv, bilgisayar, telefon görüşmeleri türünden seni bekleyen maskeli tuzaklar konusunda uyanık olmalısın). Aksi halde, bütün bunlar tekrar masa başına dönmeni, yani iş tezgahına yönelmeni zora sokabilir.
Ve unutma, insanın dikkat süresi sonsuz değildir. Bu nedenle çağdaş eğitim sistemlerinde “teneffüs” denilen bir uygulama vardır. Sen de, bunu bireysel ders çalışmalarında da önemsemelisin...
8-HER BİR HAFTA İÇİN, BELLİ SAYIDA SORU ÇÖZMEYİ HEDEFLE VE HAFTADA BİR KAÇ DENEME ÇÖZ!..
Örneğin; “Bu pazartesinden, gelecek pazartesiye kadar her gün matematikten ya da Türkçeden toplam 150’şer soru çözeceğim” veya “haftada toplam 1000 soru çözeceğim!..” şeklinde kendin için “günlük ve haftalık soru hedefleri” belirlemelisin. Ancak, çözeceğin her testin ardından, mutlaka kontrol yaparak, hangi soruları doğru, hangilerini yanlış cevaplandırdığın hususunda “geri bildirim” almayı asla ihmal etme… Doğru cevaplandıramadığın her sorunun üzerinde özel olarak durmalısın…
Ayrıca, en azından 2 günde bir, önceleri ders denemeleri, sonrasında ise “Genel Deneme Sınavları” uygulamalısın. Ancak, önceliği hep konuyu çalışmaya, bilgi öğrenmeye, eksiklerini tamamlamaya vermelisin. Sonrasında konu testleri ve denemeler yapman daha yararlı olabilecektir.
Aslında uygulanan konu testleri ve denemeler;
a) Öğrendiğin bilgileri kullanmana, pekiştirmene; yani öğrendiklerini kalıcı hale getirmene,
b) Test tekniği konusunda pratik kazanmana,
c) Zamanı verimli kullanma alışkanlığını geliştirmene ve
d) Eksiklerini, hatalarını ve başarı düzeyini görmene katkı sağlayacaktır.
9-SORU ÇÖZERKEN SÜRE TUT!..
“Unutma, tembeller zamana yenilirler!”
Ülkemizde uygulanan hemen hemen tüm sınavlarda bir süre, yani zaman sınırlaması vardır. Yapılan sınavlarda, her bir soruya ve ilgili sınavın geneline belli bir süre verilmektedir. Bu süre, sınavın içeriği ve soru sayısına göre genel olarak 90 dakikadan başlayıp, 240 dakikalara kadar uzayabilmektedir. Mademki, sınavlarda süre sınırlaması vardır, o halde bir sınav adayının hazırlık sürecinde gerek konu testleri, gerekse genel deneme sınavları uygulamalarında mutlaka süre tutarak hazırlanmalıdır.
Başlangıçta bir tek soru veya bir test için olması gerektiğinden çok daha fazla zaman ayrılması gayet normaldir. Önemli olan, bir soruya ayrılabilecek süreyi aşmamak için gerekli pratiği kazanmış olmak ve zamanı kullanma becerisini geliştirebilmektir. Zamanı kullanma becerini; süre tutarak yaptığın soru ve test çözme egzersizleri ile geliştirebileceğini unutmamalısın. Sınavlara hazırlanan yüz binlerce öğrenciden kim daha planlı ve hızlı çalışıyor, kim daha hızlı düşünebiliyorsa; kim bilgisini ve düşüncesini daha hızlı ortaya koyabiliyorsa o kazanacaktır.
10-GEÇMİŞTE UYGULANAN SINAVLARI GÖZDEN GEÇİR!..
Daha önceki yıllarda ya da dönemlerde gerçekleştirilen, özellikle de son birkaç yıl içerisinde yapılmış olan sınavların sorularını çözmen, gireceğin sınavda hangi güçlükte ve özellikte sorularla karşılaşabileceğine dair bir ön görüş oluşturmanı sağlayacaktır. Eğer bunun için zaman yeterli değilse; en son uygulanmış olan sınavdan başlayarak geriye doğru yetiştirebileceğin kadarını çözmeye başlamalısın.Bu nedenle yapacağın denemelerde önceliği geçmiş sınavlara verebilirsin. Çünkü bu sana iki bakımdan yarar sağlayacaktır:
1-Gerçek sınav sorularının niteliğini, güçlük düzeylerini ve hangi konu ağırlıklı olduğunu görebilmeni sağlayacaktır. Sonuçta hangi dersin, hangi konusundan, ne tip sorularla karşılaşma ihtimali olduğuna ilişkin bilgilenmiş olacaksın.
2-Mevcut hazırlık seviyen ve bilgi düzeyin ile, ne düzeyde bir başarı gösterebileceğini; dolayısıyla eksiklerini,noksanlarını, hata ve yanlışlarını fark etmeni sağlayacaktır.
11-KAFANI O ANKİ İHTİYAÇLARIN İLE MEŞGUL ET!..
Bazı sınav adayları sürekli ya da sık sık;
- Kaç netle kaç puan alabilirim?,
- Filan bölümü kazanabilmek için hangi dersten, kaçar net bırakmam gerekir?,
- Tercih listemde filan üniversitenin, filan bölümünü acaba kaçıncı sıraya yazmalıyım?, gibi konularla kafalarını meşgul ederler…Tabiî ki, bunların her biri önemli ve seni ilgilendirmektedir. Ancak, bunlarla meşgul olurken, asıl seni meşgul etmesi gereken “günlük tekrarların, ön hazırlıkların, konu testleri çözümlerin ve denemelerin” nedense aksamaktadır. Unutulmamalıdır ki, yeri ve zamanı geldiğinde “ kendine en uygun olan tercih listeni” ilgili uzman “sınav danışmanları” nın destekleri ile oluşturacaksın…
Zamanı gelmeden bunları konuşmak ve düşünmek senin başarına olumlu anlamda bir katkı sağlamaz. Bilinçli bir sınav adayı, asıl başarı grafiğini artıracak olan konularla zihnini meşgul etmeli ve zamanının her anını verimli bir şekilde değerlendirecek çabayı göstermelidir…
12-KENDİNE İNAN VE KENDİNE GÜVEN!..
Kendini inanıp,güvenmelisin. Çünkü, sınavlar senin için sadece bir araçtır. Ne bakımdan?..
-Kendini geliştirmen,
-Bir meslek alanına yönelip, o alanın gerektirdiği bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanman,
-İleride sana statü kazandıracak bir alanda eğitim ve öğretim görme hakkını elde etmen,
-Arzuladığın alanın uzmanı, akademisyeni olabilmen için sınavlar sadece birer araçtır…
Her bir genç gibi sende bu araçtan yararlanabilme hakkına ve fırsatına sahipsin. Bununda tek yolu; kendine inanarak ve güvenerek, zamanını işe yarar şekilde anlamlıca değerlendirmendir. Ancak, kendini yıpratıp hırpalamadan bir plan dahilinde çalışarak ve dahice değerlendirmen…
Unutulmamalıdır ki, hiçbir seçme, sıralama veya yerleştirme sınavı, kişinin zeka düzeyini ölçmeyi amaçlamadığı için, “zeka testi”; kişilik özelliklerini ortaya çıkarmayı amaçlamadığı için de “kişilik testi” değildir. Bu nedenle senin yapman gereken; gireceğin sınavda kazandığın bilgilerini, sahip olduğun becerilerini, edindiğin tüm teknikleri kullanarak herkes gibi “kazanma çabası” nı göstermendir. Sınav, kendini gösterebilmen için bir fırsattır, kendini ispat etme anı değildir. Kendini ispat etmen için, gelecekte nice fırsatlarla yüz yüze geleceğini unutmamalısın!..
Şimdi sen becermek için gayret et ve kıpırda. İnan ki, mutlaka gerisi gelecektir. Ancak, yapabileceğinin en iyisini yapmak için, kendi çalışma programını uygularken yanından şu iki arkadaşı da asla eksik etme:
1-Bay dikkat!..
2-Bay tekrar!..
KAYNAK
Şahin,Hüseyin (2010). Kim Galip Gelecek, Sınav mı,Sen mi? , İstanbul: Akademik Kitaplar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.