Dr. Hüseyin ŞAHİN

Dr. Hüseyin ŞAHİN

Kaliteli Yaşamak Ve İnsan Olmak

Kaliteli Yaşamak Ve İnsan Olmak

“Bir insanın yaşamından değerli bir şeyi yoksa, o insanın yaşamının da değeri yoktur.”(Tagor)


İnsanlar aslında benzer  imkanlara sahip olmasalar da, benzer  ihtiyaçlara sahiptirler. Kişilik yapılarımız farklı  olsa da, benzer süreçleri geçiririz. Genellikle farklılıklarımızı gündem yaparak, benzer yönlerimizden daha az söz ederiz. İmkanlarımızı, gücümüzü, zamanımızı ve hatta bizzat kendi hayatımızı bir başkası için  seferber ederken; bütün  bunların çok azını kendimiz için  harcarız.

Çocukluğumuzu ve   gençliğimizi  kodlandığımız  şekilde ve  yetişkinler tarafından önümüze  konulan  “başarı(!)”  hedeflerine  ulaşmak  için  geride bırakırken, hep birilerinin istekleri  doğrultusundaki  bir  hayata hazırlanırız.

Ve nihayette  kocamaaan  beyler  ve  bayanlar  olarak; çok şeylere sahip, bir çok şeye şahit  olup  hayata atılırken, mutlaka bir şeyler oluruz… Baba olur, anne olur, eş olur, aile olur, şu ya da bu mesleğin  uzmanı olur; belki de bazılarımız sanatçı, bazılarımız  sporcu, bazılarımız iş adamı, bazılarımız ünlü bir gazeteci  ya da politikacı bile olmayı başarabiliriz.  Ancak bütün bu olmayı başardıklarımıza rağmen yine de  daha başka bir şeyler olmaya talipli olur, hatta sabırla gerekirse onca yıl daha  koşuşturur ve  bekleriz…

Sonuçta, yaşadığımız hayat bizleri  elbette  bir yerlere getirir  ve bir şeyler yapar. Ancak, geldiğimiz yer  gerçekte  gelmemiz gereken yer olmadığı gibi, elde ettiklerimiz etmemiz gerekenler, olduğumuz şey olmamız gereken , vardığımız nokta ise varmamız gereken nokta değildir. Böyle olmasına rağmen hayatın içinde, ”nitelikli bir yaşam” için koşuşturmak her birimizi zamanla; değiştirir, bir şeylere yaklaştırırken bir şeylerden uzaklaştırır, yorar, gerer, yıpratır ve  yaşama bağlılığımız ile sevincimizi  azaltabilir. Kazandıklarımıza rağmen zamanla kaybettiklerimiz ile yüzleşirken; aslında  “kendimiz olamadığımızı”, çok çok sonraları fark ederiz. İşte, asıl  bu farkındalık  ile sarsılırız, sendeleriz ve başlarız pişmanlığımızın işareti olan “keşke” lerimizi  ya da  gerçekler ile yüzleşmeye direncimizi gösteren  “eğer”lerimizi  sıralamaya…

Nitelikli bir yaşam için önceliğimiz olması gereken beden ve ruh sağlığımızı, bizzat kendi tercihlerimiz ve kendi yaşantılarımız ile riske sokmamızın neticesinde; yaşamış olduğumuz hayata bir anlam katamamanın pişmanlığı, hayatımızı anlamlı bir hale dönüştürememiş olmanın da  suçluluğu ile bazılarımız o tertemiz fıtratımızı;  bulaştırdığımız lekelerden nasıl temizleyeceğimizin arayışı içerisinde  yeni bir başlangıç olacağı ümidiyle tekrar başa döneriz…

Onca yaşadıklarımıza, yıpranan ve yaşlanan bedenimize, beklemediği mağlubiyeti yaşamış bir yarışmacının yaşadığına benzer ruh  halimize rağmen, elbette ki her birimiz yeniden başlayabiliriz. Çünkü, nefes aldığımız sürece “Esirgeyen ve Bağışlayan Rabbimiz” bizlere bu fırsatı bir daha , bir daha olmak üzere, kesintisiz olarak tekrar tekrar vermektedir…

Hiçbir zaman, “artık her şey bitti!..” denilemez, denilmemelidir. Önemli olan içtenlikle ve “Allah’ın Adı” ile başlayabilmektir. Gerisi teferruattır…

Aslında bir yönü ile sağlıklı bir insan olmak; kendi hayatımıza değer katmaya istekli olmanın, onurumuza yakışan duruşumuzu korumadaki kararlılığımızın, yer yüzünü herkesten önce kendimiz için yaşanabilir kılmak adına her türlü zorbalığa karşı cesaretin adıdır. Böyle bir insan olmak aynı zaman da nitelikli bir çevre arayışını, özünde olanı keşfetmeyi, kendin olmayı, kendi yaşamındaki eksiklileri fark edebilmeyi, hatalarını telafi etme çabası göstermeyi, günlük yaşamın gerektirdiği “kendini tanıma, “hayır” diyebilme, öfkesini kontrol edebilme” gibi temel “yaşam becerileri”ni kazanmış olmayı, yaşanılan anın hakkını verebilmek ve tıpkı kainattaki her zerre  gibi hayatını da bir düzen ve uyum içerisine oturtmak için mücadele etmeyi de gerektirir. Bütün bunları gerçekleştirebilmek için de gerçekten bir aile, bir anne, bir baba, saygın ve güvenilir bir insan olabilmek adına çok şeyi değil, gerekli olan her şeyi, ama gerçekten her şeyi yapmaya azmetmek önemlidir.

Sonuç olarak, kaliteli bir yaşam; bütün bunların tam olarak farkına vardığımız andan itibaren beden ve ruh sağlığımızı, kendimizi, ailemizi  en öncelikli yere yerleştirmek ve akabinde de  yakından uzağa doğru çevremizi listemize yerleştirerek; hayatı anlamlı kılmayı ve hayatımıza gerçek bir anlam katmayı başarabilmenin mücadelesini verebilmektir. İşte, gerçek  bir “kaliteli yaşam”ın, belki de insan olduğumuzu hatırlamanın gereği de budur…


Unutmayalım ki;

“Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun için yaratılmıştır.

Çalışmaya zaman ayırın, başarının bedeli budur.

 Düşünmeye zaman ayırın, güçlü olmanın kaynağı budur.

 Çevrenize nazik davranmaya zaman ayırın, mutluluğa giden yol budur.

 Etrafinıza bakmaya zaman ayırın, günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır.

 Gülmeye zaman ayırın, ruhunuzun müziği budur.

 Çocuklarınızla oynamaya zaman ayırın, zevklerin en büyüğüdür.

 Terbiyeli olmaya zaman ayırın, insan olabilmenin sembolü budur.” ( Goethe)

Bu yazı toplam 15963 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Dr. Hüseyin ŞAHİN Arşivi