Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, sanatçıların gözaltına alınmasıyla yeniden gündeme geldi. Operasyon görüntüleri televizyonlarda yayınlanmasını gören gençler, uyuşturucunun kötü değil iyi bir şey olduğunu hatta başarı, para ve karizma getirdiğini düşünebilir. Bu tür haberler gençler üzerinde uyuşturucuyu teşvik edici olabilir.

Uyuşturucu başta çocuklarımız olmak üzere bir virüs gibi toplumun diğer kesimlerine yayılan ve gelişimini kesintiye uğratan büyük bir beladır.Bağımlılığın yol açtığı sorunları yıllardır yazıyor, radyo ve televizyon programlarında anlatıyorum. Sizlerle paylaşacağım haber madde kullanımının gerçek yüzünü, geleceğimizi nasıl tehdit ettiği yeniden bizlere hatırlatıyor.

Türkiye’de tehlike çanları

Zaman zaman askeri birliklerde anketler yapılıyor. Gençlere, geçmişte uyuşturucu kullanıp kullanmadıkları soruluyor. Şimdi sıkı durun, ortaya çıkan tablo herkesin tüylerini diken diken edecek cinsten. Bazı birliklerde “evet kullandım” diyenlerin sayısı yüzde 10’lara kadar yükseliyor. Bunlar, 20’li yaşlardaki gençler. Demek ki, bu ülkede 20 yaşın altındaki uyuşturucu kullanımı son derece yaygın. Tehlike çanlarının çaldığı bir noktadayız! Bugün Başkent Ankara’nın bazı bölgelerinde bile esrar artık açıktan satılıyor. Yaprakla karıştırılan bir içimlik esrar 5 ile 10 lira arasında. Uyuşturucuya ulaşmada hiçbir sıkıntı yok, ibadullah. 

Esrar maddesinde “hedef” değil, “kaynak” ülke
Türkiye, özellikle esrar maddesinde “hedef” değil, “kaynak” ülke. Dağ-taş Hint Keneviri ekim alanlarından geçilmiyor. Diyarbakır Lice başta olmak üzere Hani, Kocaköy, Bingöl Genç, Van’ın güneyi ve Sivas’ın Gürün İlçesi ekim alanları ile dolu. Ege Bölgesi’nde Ödemiş civarında bile ekiliyor. Daha birkaç gün önce tesadüfen Karadeniz’de mısırların arasına gizlenmiş bir ekim alanı bulundu. 2013’ün ilk 7 ayında 54 milyon kökün üzerinde dişi Hint Keneviri kökü ele geçirildi. Bu, rekor bir rakam! (Emin Pazarcı, Akşam Gazetesi, 7 ağustos 2013)

230 Çocuk alkol ve uyuşturucu tedavisi gördü!

Son yıllarda hızla artan uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı, istatistiklere de yansıyor. Manisa AMATEM’de tedavi olmak için başvuran hasta sayısı son üç yılda 3 kat arttı. Bu yılın ilk altı ayında başvuru sayısı 4 bine yaklaşırken bunun yüzde 5’i çocuk…Alkol ve madde bağımlılığı, adeta bir çığ gibi büyüyor.  Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’ne (AMATEM) 2010 yılında başvuran hasta sayısı 2 bin 348 iken, bu rakam 2013’ün ilk altı ayında 3 bin 897’yi buldu. Tedavi altına alınan hastalardan 230’u ise 14-18 yaş arası çocuklardan oluşuyor.  

Manisa AMATEM kliniği sorumlusu Dr. Aslıhan Eslek, alkol ve madde bağımlılığının son yıllarda korkutucu boyutlara ulaştığını dile getiriyor. Bağımlılık yaşının da hızla düştüğünü vurgulayan Eslek, bu durumun tehlikenin boyutlarını daha da artırdığını aktarıyor. Aslıhan Eslek’in verdiği bilgilere göre Manisa AMATEM’e bu yılın ilk altı ayında 3 bin 897 hasta bağımlılıktan kurtulmak için müracaat etti. Bu hastaların 230’u 18 yaşından küçük. 2010 yılının tamamında AMATEM’e başvuran toplam hasta sayısı ise 2 bin 348’di. Dr. Aslıhan Eslek, önceki yıllarda 16-17 yaşlarındaki çocuklarda bağımlılığın fazla olmadığını ancak son yıllarda bu sayıda büyük bir artış olduğunu belirterek, “Daha önce bağımlı çocuklar çocuk polikliniğinde tedavi ediliyordu, ancak artıştan dolayı artık 17 yaşındaki çocukları da AMATEM’e kabul etmeye başladık. Çocuk polikliniği baş edemiyor. Eroin bağımlılığı, çocuk yaş grubunda çok fazla arttı.” diyor.

Alkolün yerini uyuşturucu alıyor!

Bağımlılık çeşitleriyle ilgili bilgi veren Aslıhan Eslek, bir hastanın birden çok maddeyi birlikte kullandığına dikkat çekiyor. Geçen yıllarda alkol bağımlılığı fazlayken şu an madde bağımlılığının arttığına değiniyor. Eslek, 2013 yılının ilk altı ayında karşılaştıkları bağımlılık çeşitleriyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Alkol bağımlısı 758, eroin morfin gibi madde bağımlısı 662, esrar bağımlısı 580, yeşil reçeteli madde bağımlısı 14, bali ve tiner bağımlısı 31, birden fazla madde bağımlısı 1.847, kafein bağımlısı bir, tütün bağımlısı iki, LSD bağımlısı bir ve kokain bağımlısı bir hasta tedavi olmak için bize başvurdu. İlginç maddelere olan ilgi de arttı. Bunların dışında, naftalin bağımlısı olan iki hastam oldu. Ayrıca kumar bağımlılığının da son yıllarda artışta olduğunu gözlemledik.”.(Mustafa Kuşen, Zaman Gazetesi, 19 Temmuz 2013)

Seferberlik başlatmalıyız!

Bağımlılık tehlikesi karşısında toplumun her kesimini içine alan koruma faaliyetleri, önleyici merkezleri kurmanın önemini yeniden vurgulamak istiyorum.

Madde bağımlılığının önlenmesine yönelik sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde yerel yönetimlerin yer alacağı bir seferberlik başlatılmasının gereğine inanıyorum.

Koruyucu ve önleyici hizmetler ülkemizin en ücra köşesine yaygınlaştırmalı, toplumu bilinçlendirmeli, bağımlı gençlerimizin elinden tutmalı ve tedavi programlarına yönlendirmeliyiz.