Anne babası ölmüş bebeğe ne yapmalı?

Anne babası ölmüş bebeğe ne yapmalı?

Soru: Benim 2  yaşında bir yeğenim var. Bir hafta önce trafik kazasında anne ve babasını kaybetti. Kendi de o arabanın içerisindeydi kurtuldu. Şimdi biz ne yapmalıyız? Akşam yatmadan önce annesini hatırlıyor, hep ağlıyor, uyuması zor oluyor. Biz anne ve babasını hatırlatmalı mıyız yoksa unutturmaya mı çalışmalıyız? Resimlerini, eşyalarını göstermeli miyiz? Nasıl davranmamız gerekiyor? İlerilisi için bize bilgi verir misiniz?

Cevap: Öncelikle Allah(cc) yardımcınız olsun. Cidden zor bir durum. Çok üzüldüğümü söylemekle başlayayım. Allah(cc) hepinizin üzerine sabır yağdırsın.

Bu tip durumlarda ilerisi için cevap vermek zor. Çünkü yeğeninizin nasıl bir ruh hali içinde büyüyeceği şu anda tam olarak belli değil. Çocuklar hayatı, anne/babalarının gözüyle görerek büyürler. Anne/baba yoksa, anne/baba yerine geçen kişilerin gözleriyle yaşamı anlamlandırarak büyürler. Çok keyifli, sevecen, eğlenceli, hayata bir sıfır yenik başlamış duygusuna kaptırmadan ve acite duygulara yer vermeden büyütürseniz, yüksek ihtimalle ciddi sorunlar yaşamayacaktır.

Gerçi hatırlatmamda fayda var… elbette bir yanı eksik kalacak…! Ama sizlerin sağlıklı ve dengeli tavırlarıyla, eksik olabildiğince küçük boyutta kalabilir.

Çocuklarda kayıtlı hafıza üç yaşından sonra başlıyor. İlerde anne/babasını ve yaşadıklarını kesinlikle hatırlamayacak. Sizlerden süzülen bilgiler ışığında resimler düşleyebilir o kadar. Sizler ne kadar hızlı toparlanırsanız, bebeğe o kadar güzel yardım edersiniz.

Annesini hatırladığında, dikkatini başka taraflara çekmeye gayret edin. Neşeli, keyifli tavırlarla yapın bunu. “Aaaaa bak burada ne varmışşş! Hadi yakalayalım…” vs. gibi oyun içerikli kurgularla yaparsanız çok başarılı olursunuz.

Uyku öncesi hatırlamaların şiddetini azaltmanın en iyi yolu da, uyku öncesi eğlenceli ve hareketli oyunlarla yormaktan geçiyor. Uyku saati gelmeye başladığında güldürerek, kahkaha attırarak, fiziksel olarak yorarak yapabileceğiniz eğlenceli ortamlar oluşturun. Bebek iyice yorulur. Anneyi sormaya başladığında “Hadi uyuyalım… (mıncıklar ve şimdi seni hammm yapıcammm gibi sevimli tavırlarla) sabah yine oynarızzzzz!!!” şeklinde ifadeler kullanın.

Aynı yaşta yeğenim var. Elimizi yüzümüze kapatarak “mömmömmmömm ceeee!” şeklinde yaptığımız koşmacalı kovalamacalı oyunlara bayılıyor. Koltuk veya kapı arkası bir yere emekleyerek saklanıp, aniden ortaya çıktığımızda arkasından kovaladığımızdaki neşesi görülmeye değer. Özellikle insan katkılı oyunlara bayılıyor. Karşısına geçip, geri geri yürürken –ki geri yürümelerde de özellikle dayısı, ablam ve diğer yeğenlerim, nanam nanam nanam nanamm gibi garip şarkılar söylüyorlar- yanlışlıkla koltuğa çarpmış gibi yapıp “ayyy ayyy ayyy düşşştümmmm….” diye gülerek kendilerini yere atınca gülmekten krize giriyor minik yeğenimiz. Özellikle hemen uyku öncesi oynadığımızda çok rahat dalıyor. Ee o kadar yorulunca uyumaktan başka şansı kalmıyor malum.

 Siz de benzer veya daha tatlı oyunlar üretebilirsiniz. Evinizde genel bir üzüntü hali vardır ki normaldir. Bebekler bu durumu hissederler! Ortamdaki olumsuz duygulardan, üzüntülü yüzlerden, eve giden gelen insanların yoğunluğundan, havada dolaşan kasvetten bir şeylerin ters gittiğini mutlaka anlar.

Bebekler deprem alarmı gibidir sevgili okurlar…!

Nerede sıkıntı olursa, ruhsal dengeleri anında bozulur. Huzursuzlanırlar. Stres belirtileri gösterirler. Hırçınlaşmaya, mızmızlanmaya başlarlar. İstekleri yerine gelmeyince sinirlenirler. Daha kolay ağlarlar, zor yatışırlar. O nedenle mümkün olduğunca hızlı bitirmek lazım yas sürecini. Bebektir anlamaz diye düşünmemek lazım. Her şeyi her şeyi anlıyorlar.

Biraz daha büyüdüğünde ortalama üç yaşlarındayken, anne/babasını sormaya devam ederse “Anne/baba çoookkkk uzağa gitti. O kadar uzağa gittiler ki geri gelemiyorlar.” Şeklinde açıklama yeterli. Öldüklerini dillendirirse eğer “Biliyorum ben… annemle babam öldü…” gibi evet diyerek onaylayın ama bu tür trajedik anların hemen arkasına keyifli bir öneri yapın. “Evet bitanem anne/baba öldü… aaa aklıma ne geldi… seninle parka gidelim mi? / kimmm benimmleee kovalamaca oynamakkk isteerrr??” gibi neşeli tavırlı teklifler yapın. Böylece ortamda kasvet oluşmasına ve çocuğun, içinde bulunduğu durumu zorlaştırmasına engel olmuş olursunuz.

Çocuklara ölümü anlatmanın en iyi yolu, çok uzağa gitti, o kadar uzağa gitti ki tekrar geri gelemeyecek, şeklinde olanıdır sevgili okurlar.

Şimdilik anlamayacağı için çok gerekmiyor ama anne/babayı çok özlediğini söylerse, resimlerini gösterebilirsiniz. Anne/babaya el sallayabilirsiniz.

Son olarak önemli başka bir uyarı daha yapayım. Anne bebeğin ilk bakıcısıdır ve ana sorumluluk ona aittir. Diğer herkes anneye yardım eder ve annenin işini kolaylaştırır. Bu sistemi aranızda da yaygınlaştırın. Her kafadan bir ses modunda büyütmeyin çocuğu. Aranızdan birisi “tek bakıcı” rolü üstlensin, evin diğer halkı o kişinin işini kolaylaştırmak ve destek olmak için devreye girsin. Aksi halde çocuk kimi hedef alacağını bilemez. Kafası karışır. İlerde işine kim geliyorsa onun tarafını seçer. Ama bunu yaparken de çoklu ilişki kuralını da ihmal etmeyin. Yani siz “tek bakıcı” oldunuz diye herkes elini eteğini de çekmesin. Allah muhafaza size de bir şey olursa çocuk ikinci kez darbe yemiş gibi hisseder. Yani buradaki denge önemli. Şımartmayacak, kafasını karıştırmayacak kadar tek bakıcı sistemi… o kişiye bir şey olursa geride seni seven çok kişi var duygusu için gerekli olacak kadar birlikte hareket…!

Şimdilik bu kadar bilgi yeter sanırım… ilerisi için mutlaka tekrar yardım alın. Ve bence mümkünse bir uzmanla şimdiden bireysel bağlantı kurun. Gelişim sürecinde size tavsiyelerde bulunarak işinizi kolaylaştırsın. Bulunduğunuz yerde yüzyüze yardım alabileceğiniz bir uzman yoksa, günümüzde telefonla danışmanlık hizmeti verildiğini, internetle kamera ile yüzyüze konuşulduğunu ve hatta 3G ile telefonla yüzyüze konuşulduğunu hatırlatayım. Uzakta olan ve desteğe ihtiyacı olan kişiler için teknolojinin nimetlerinden istifade etmek çok işe yarıyor.

Allah işinizi kolaylaştırsın… Tekrar üzerinize sabır boşaltsın inşallah…

Sevgiyle kalın… Ufaklığı benim için sımsıkı sarılarak bir güzel öpün olur mu?


Mehtap KAYAOĞLU (Danışman Psikolog&Psikoterapist)  / Haber 7
[email protected]
Tel: (0212) 583 00 22

Bu yazı toplam 1357 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi