Maruf BEÇENE

Maruf BEÇENE

T. Psikologlar Derneği PDR'yi Diskalifiye Etmek İstiyor

T. Psikologlar Derneği PDR'yi Diskalifiye Etmek İstiyor

Türk Psikologlar Derneği 2. torba yasası olarak bilinen yasa değişikliği önerisine ilişkin revizyon önerisinde PDR karşıtı tavrını sürdürüyor...

Bu tavır bekleniyordu. Bir önceki yazımda Psikologlar Derneği'nin bu durumdan rahatsız olacağını ifade etmiştim.

Yasa önerisinde kimlerin klinik psikolog olabileceği ile ilgili değişiklik maddesinde psikoloji ve psikolojik danışmanlık lisans mezuniyeti birlikte zikredilirken, psikologlar derneğinin revizyon önerisinde psikolojik danışmanlık bölümünün değişiklik önerisinden çıkartılması talep ediliyor.

PDR karşıtı tutumu oldukça eskiye dayanan T. Psikologlar Derneği bu son öneri ile çizgisinde değişiklik olmadığını bir kez daha ilan etmiş oldu. Daha önceki uygulamalarda Psikolojik Danışmanlara WİSC-R eğitimi vermeyerek tavrını açıkça belirleyen dernek bu son uygulamayla PDR karşıtı tutumu pekiştirmiş oldu.

Terapi merkezlerinin kapatılması sürecinde yaptığı kamuoyu açıklamalarında " Biz Sağlık Bakanlığına bağlı bir bölüm değiliz. Bu nedenle Sağlık Bakanlığının psikologları denetleme yetkisi yoktur" diyen dernek yetkililerinin, Sağlık Bakanlığı denetiminde sağlık uygulamalarında istihdam edilecek klinik psikolog unvanına yönelik tanıma karşı revizyon önerisi bariz bir çelişkidir.

Bir defa "Türk Psikologlar Derneği" etik açıdan doğru bir isim değil. Bu derneğin adı "Türkiye Psikoloji Bölümü Mezunları Derneği" olması gerekir. Psikoloji bölümü mezunu olmakla psikolog olmak ayrıdır. Psikoloji bilimi T. Psikologlar Derneği'nin özel tasarruf alanı olmadığı gibi derneğin tüzüğünün de bu alanı bağlayıcı bir hükmü yoktur. Bir araya gelmiş bir grup psikoloji mezununun hassasiyeti ruh bilimin genel çerçevesi için esas teşkil etmez ve etmemelidir. -ki etmiyorda-

PDR Diskalifiye Edilebilir mi?

Bu son revizyon önerisinin yasa yapıcı güç tarafından dikkate alınmayacağı aşikardır. Çünkü PDR'nin bürokrasideki güçlü lobisi buna asla izin vermez. PDR örgütlenmeleri de "Psikoloji" bilimini kendi tekelinde gören T. Psikologlar Derneği'nin bu bencil tutumuna asla göz yummaz. Yakın dönemde Türk PDR-DER yaptığı kamuoyu açıklamasında Psikologlar Derneği'nin bu tavrını “Mesleki Şovenizm” olarak ifade edip ayrıca kabul edilemez olarak değerlendirmiştir. (Türk PDR'in açıklamasını görmek için TIKLAYINIZ)

Bu çatışma dediğim gibi eskiye dayanıyor. Daha önce de "Psikoloji Meslek Yasası" girişimleri komisyonlara kadar girmiş, Psikologlar Derneği'nin PDR uzmanlarını diskalifiye etme arzusunun bir sonucu olarak yasa taslakları geri çekilmiştir. Ancak gelinen son noktada geri dönüşü olmayan bir sürece girildi. Bu son yasa değişikliği talebi bazı durumların yasal zeminde netlik bulması ve buna bağlı gereksiz tartışmaları noktalaması adına oldukça sevindiricidir.

PSİKOLOJİK DANIŞMANLAR EĞİTİMCİ MİDİR?

PDR mezunları Milli Eğitim Bakanlığı’nda öncelikli olarak rehber öğretmen kadrosuna atansa da doğrudan eğitimci vasfıyla nitelendirilemezler. Eğitim Öğretim kurumuna mensup olmakla eğitim ve öğretimci olmak farklı şeylerdir. “Rehber Öğretmenlik” kadro iken “Psikolojik Danışmanlık” unvandır. PDR Mezunları, eğitim kurumlarında; sağlıklı ruhsal gelişim konusunda önleyicilik rolü üstlenen, sorunlar ortaya çıkmadan tedbirler alan ve sorun ortaya çıktıktan sonra danışmanlık hizmeti sunan, gerektiğinde ilgili birim, kişi yada kurumlara yönlendiren uzmanlardır. Burada icra edilen temel hizmet ruh sağlığı hizmetidir. Sağlıklı ruhsal gelişim hizmetidir. Bununla beraber PDR mezunları; askeriyede, adliyede, sosyal hizmetlerde, ruh sağlığı kliniklerinde, rehabilitasyon merkezlerinde, emniyet müdürlüğüne bağlı ilgili birimlerde ve  Rehberlik Araştırma Merkezlerinde psikolojik tanılama ve inceleme yetkisi olan uzmanlar olarak çalışmaktadırlar. Psikolojik Danışmanlık mezunlarının hazırladıkları psikolojik ve eğitsel tanılama raporları, Sağlık Bakanlığı’ndan Maliye Bakanlığı’na kadar birçok kurumda ve alanda resmi karşılığı ve geçerliliği olan belgelerdir.

Bu şunu gösteriyor: Reel pratikte karşılığı olan, yasal varlığı ve işlevselliği yönetmeliklerle çizilmiş bir alanı klinik uygulamalardan dışlamak bir derneğin cüret edebileceği bir iş olamayacağı gibi haddi de değildir. Belki sert bir ifade oldu. Ancak PDR uzmanlarının yıllardır süren; insani, pozitif, işbirliğine dayalı, hoşgörülü tutumu Türkiye Psikologlar Derneği tarafından sürekli istismar edilmiş ve bu tutum bazen meşruiyet arayışına yorumlanacak kadar art niyetli olunmuştur. Amaç Psikoloji mezunlarıyla PDR mezunlarını karşı karşıya getirmekse bu, T. Psikologlar Derneği’nin nitelikli ve stratejik provokasyonlarıyla bile ulaşılabilecek bir hedef değildir. Bundan sonrasında sert tartışmalar olur mu? Bilemem. Ancak Türk PDR-DER’in konuyla ilgili yayımladığı basın bildirisinin son kısımlarında Türkiye Psikologlar Derneği’nin son tavrı satır aralarında “Mesleki Şovenizm” olarak değerlendirilmektedir. Bu tutum aynı zamanda “Mesleki Narsizim” belirtisidir.

Son olarak, Türk Psikologlar Derneği bir meslek odası değildir. Aldığı kararların, çizdiği etik sınırların yasal bir bağlayıcılığı yoktur. Psikologlar Odası gibi bir yaptırım yada işlevi de yoktur. Bu son revizyon önerisi ise nitelikli bir provokasyondan başka bir şey değildir.

Bu yazı toplam 15181 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
27 Yorum
Maruf BEÇENE Arşivi