Biz Bu Çağdan Rahatsızız
Bizim zamanımızda
diye başlayan cümlelerin çocukları sıktığını fark etmiştim bir zamanlar. Hatta bu kalıbın kullanılıp kullanılmaması konusunda bile tereddütteydim. Ama zaman geçtikçe gördüm ki bizim zamanımızda
diye başlayan cümlelerin artması gerekiyormuş. Evet artması gerekiyor çünkü o cümlelerin içinde saygı, sevgi, hürmet, ahlak ve vicdan var. Şimdi bir veba gibi kaçılan bu sıfatlar o zamanın temel taşlarıydı, insanda aranan ilk özelliklerdendi.
Makineler Çocuklarımızı Bizden Kaçırdı
Genellemelerden hiç hazzetmem ve doğru da bulmam, yazdıklarım sadece gözlem sonucudur. Örneğin mahalle arasında top oynayan çocuklara komşu teyzelerden biri küçük, al şu parayı da bana ekmek getir dediği zaman yüzü gözü tere toprağa bulanmış çocukların hepsi camın altına üşüşürdü sepette sallanan parayı almak için. Şimdi bırak ekmek aldırmayı sokakta oynayan çocuklara bile rastlayamıyoruz. Sahi nereye kayboldu bu kadar çocuk? Misket oynayan, topaç çeviren, sporcu kartları olan, apartman duvarına elleriyle yamukça bir dikdörtgen çizip tek kale maç yapan çocuklar. Amacım seksenleri ya da doksanları yad edip klişeleri kullanmak değil, sadece bugün olmayanı söylemek. Bugün o çocuklar halı yıkanan sokaklarda artık yok. Artık sokakta halı yıkayanlar da yok gerçi gelip kapınızdan alıyorlar halınızı, tertemiz edip getiriyorlar tekrar evinize, bir makine gururuyla. Çocuklarımızı da kapıdan alıp kaçırdı o makineler, kendi odalarına tıktı bir robot gibi.
Online Eğlence Offline Hayat
Evet kaçırıldı çocuklarımız sokaklardan, parklardan, piknik alanlarından, hatta oturma odamızdan. Bilgisayar şirketleri dört bir koldan sardı etrafımızı, her geçen sene daha da gerçekçi oyunlar yaptılar, daha heyecanlı, daha zevkli, daha ruhsuz, duygusuz. Misal çocuğun canı futbol oynamak istedi. Akıllı telefonundan bir mesaj atıyor üst kattaki arkadaşına başlıyorlar online olarak karşılıklı futbol oyunu oynamaya. Maç bitiyor ne galip gelen ne de mağlup olan terliyor. Penceresinin önüne gidip anne susadım, su sal!diyen olmuyor. Yani gerçek hayat offline.
Çocukların karşı cinsle olan muhabbetleri de değişiyor her geçen sene. Berbat bir alıyor, neresinden tutarsan elde kalıyor. Ne zaman bu konu üzerine iki kelam etmeye çalışsam tepki alırım. Hangi çağdayız, onlar genç bırak gençliklerini yaşasınlar, bir daha mı geleceğiz dünyaya, çıkarın artık bu at gözlüklerini, özgürlüğünü yaşasın çocuklar gibisinden tekdüze ve ezberlenmiş cümlelerle. Sizin uydurduğunuz bu çağ yüzünden zaten olan bunca saçmalık. Bizi rahatsız eden de bu zırvalık zaten, açık ve net olarak söylüyorum ki biz bu çağdan ve bu çağın getirilerinden hoşnut değiliz.
İkili İlişkilere Dikkat
Annesi olmasa saçını bile tarayamayacak çocukların hayatlarındaki en büyük sorun birileriyle çıkmak artık. Bu çıkmak kelimesi de ayrı bir komedi. Nereye çıkıyorsun yani merdivene mi, evin çatısına mı? Sosyal medyadaki hesaplarında enteresan fotoğraflar, seviyesi düşük espriler, küfürler, muhabbetler. On üç yaşındaki çocuk Facebook hesabındaki ilişki durumuna karmaşık yazıyor. Bu yaştaki bir çocuğun ilişki yaşamasına mı yanarsın yoksa yaşadığı ilişkinin karmaşıklığına mı akıl erdiremedim.
Ebeveynler Uyanmalı
Anne babalar da artık silkinip kendilerine gelmeli. Bu iş böyle gitmiyor, giderek bataklığa saplanıyoruz. Saçma sapan mafyalı, saraylı, entrikalı dizilerin verdiği uyuşukluktan kendimizi ve çocuklarımızı kurtarmalıyız. Hafiye gibi çocukların ensesinde olun demiyorum ama birazcık onların hayatına ilgili yaklaşın. Kiminle oturup kalkıyor, nerelere gidiyor, internette nasıl zaman geçiriyor? Bunların cevabı size çocuğunuzu kazandırır.
Muhakkak ki pırlanta gibi saygılı, ahlaklı, dürüst çocuklar yetiştiren ailelerimiz var onları tenzih ediyorum ve bir soru sormak istiyorum. Son yirmi beş yılda kaç tane başarılı Türk genci yetiştirip dünyaya sunduk? Kaç tane ilim irfan sahibi, yetenekli, lafı sözü ağır edebiyatçı ya da eğitimci yetiştirdik? Buna vereceğimiz cevap hangi çağdayız sorusuna verilecek cevabın kendisidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.