2010 YGS ve LYS Tercihlerinde Sıra Artık Sonuçlarda
Tekrar merhabalar sevgili arkadaşlar. En sonunda, üniversite tercih süreci tamamlandı. Artık, herşey ÖSYM’nin elinde. Bilgisayara basılacak tek bir tuş ile geleceğiniz çizilecek. İnşallah sizin için hayırlısı olan, en güzeli olur ve istediğiniz bölümü kazanırsınız. Her zaman dediğim gibi, siz 1 yıldır, bu maratonu göze alarak, her şeyin en iyisini hak ediyorsunuz. Kimse, bu konuda size tersini iddaa edemez. Umarım, emeklerinizin karşılığını fazlasıyla alırsınız. Bunu, sizler kadar inanın ben de çok istiyorum.
Tarihler 15 Ağustos’u gösterdikten sonra, ÖSYM her an sonuçları açıklayabilir. Bakmayın, onlar her yıl 20 Ağustos diyorlar ama genelde erken açıklıyorlar. Bir bakarsınız, bir hızla 15 Ağustos’tsn önce açıklarlar. Hadi kılavuzda hata yaptılar, olabilir dedik, hadi MF-4 puanlarında hata yaptılar, bir daha olmaz dedik. Kalkıp da, sizin yerleştirme sonuçlarınız da hata yaparlarsa, ÖSYM’nin bundan sonra yapacağı sınavları ve sonuçlarına hiç güvenmem. Şu an, güvenimiz sarsıldı zaten. Geleceğinize yapılacak en ufak bir hata ile, “güven” kelimesi ortadan kalkacak. O yüzden, sayın Yarımağan ve tayfası lütfen dikkat!! Bir sorum da tercih döneminda cevaplandırılamayan telefonlar ile ilgili. O kadar personel çalışıyor ve tercih zamanı ise asla cevap verilmiyor. Bu kadar mı zor bir telefona cevap vermek? Bu kadar mı eliniz kolunuz bağlı? Bu kadar mı kolay, insanların isteklerini göz ardı etmek? Mevzu açılmış iken, son düşüncelerimle tamamlamak istedim. LÜTFEN ARTIK BİRAZ DAHA ÖZVERİ VE PÜR DİKKAT!!
Tercihler açıklandığı zaman, elbette hepinizin kazanmasını istiyoruz. Fakat, bu yıl da ister istemez yerleşemeyen, açıkta kalan adaylarda olacak. Öncelikle, onlara söyleyeceğim, bu tercihlerde yerleşemezseniz, ekim ayında yapılacak olan ek yerleştirmelerde tercih yapma hakkına sahip olacaksınız. Yani, sizin için üniversite kapısı şu an sonuna kadar kapanmamış olacak. Diğer bir diyeceğim ise, kazanamadınız diye, hayata küsüp, kendi kişiliğinizi, değerlerinizi hiçe saymamanızdır. Yani LYS’de başarı= en iyi kişilik, başarısızlık= kişiliksiz gibi bir anlam asla içermemektedir. Bunu size vereceğim bir örnek ile pekiştireceğim.
Uğurcan.. 2 yıl önce, üniversite sınavında Türkiye 22.si olarak büyük bir başarıya imza attı. O da, diğer başarılı öğrencilerin tercih ettiği Galatasaray Üniversitesi Hukuk bölümünü kazandı. Üniversiteye gittikten sonra, orada bir kız arkadaş da edindi. Daha sonra ise, üniversitedeki ilk yılı tamamlanmadan, kız arkadaşıyla gizlice evlendi. Ailesine ise, evlendiğini söylemeyerek, sadece arkadaş olduklarını söyleyerek yalan söyledi. Evlendiklerinden 2-3 ay sonra, ailesi gerçeği öğrendi ve oğullarının, habersiz yapılan evlilikten dolayı, boşanmalarını istediler. Uğurcan ise, ailesine karşı gelerek, evliliğe devam edeceğini söyledi. Annesi ise, bu duruma dayanamayarak hastalandı. Sanırım, daha önceden de sağlık problemleri olmuştu, bu ise ona en ağırını yaşatacak ve kendi canına sebep olacaktı. Evet, annesi, oğlunun bu yaptıklarını kaldıramadı ve vefat etti. Oğlu Uğurcan ise, en önemli değeri annesinin cenazesini ne katıldı, ne de ziyaret etti.
Şimdi düşünün.. Türkiye 22.si olan bir adaydan, herkes aklı-başında bir davranış beklerken, onun böyle bir şeylere sebep olabileceğini kim düşünebilirdi? Büyük ihtimal herkes, onun bu dereceyi yaptığı zaman çok farklı gözle bakmış ve saygı göstermişlerdir. Yaptığı puan için, o çok süper bir öğrencidir, her şeyi hak ediyordur, çok değerlidir.. Peki, bu yazıyı okuyan sen, hayatta onun kadar anneni “hiç”e saydığın oldu mu?...
O yüzden, hangi sonucu alırsanız alsın. Kendinizi, kişiliğinizi, değerlerinizi düşük görüp, kendinize haksızlık etmeyin. Siz, şu puanı aldığınız için, afedersiniz ne aptalsınız, ne değersizsiniz, ne de kişiliksizsiniz. O sınavdan siz bir puan aldıysanız, sadece bilginizi ölçen puan aldınız, kişiliğinizi değil. İşte gördünüz derece yapan bir insanın, ne denli bir davranış gösterdiğini. Her insan bir olmaz, her kişilik de bir puan ile oynamaz. Siz, çok değerli kişiliklere sahip insanlarsınız, düşünün kendinizi, geleceğiniz için, 1 yılınızı veriyorsunuz. Kim öyle verir bu zamanda, her şeyden önemli olan yıllarını?. O yüzden, alacağınız sonuç ne olursa olsun, hayırlısı olduğunu düşünün.
Yaklaşık 3-4 yıl önce, Denizli’ye kayıt için, giden bir öğrenci trafik kazasında hayatını kaybetti. Geriye ardından kalan, yerleştirildiğine dair sonuçtu ama neye yaradı? Belki, o son ana kadar şansını zorladı, illa ki bir yere gitmeliyim, gidemezsem ben biterim..dedi.. Peki sonrası? O yüzden, siz bu sonuçlar için, elbette umudunuzu yitirmeyin, ama sınav sonuçlarını hayat-mamat meselesi olarak görmemeye çalışın. Biliyorum ki, aranızdan gören çok kişi var. Ama siz, o görenlerden değil, elinizde her zaman başka bir alternatif taşıyan birisi olun. Ters bir durumda, karamsarlığa düşmeden, ne yapacağınızı bilen kişi olun.
Sizlere bir şeyleri anlatabilmişsem ne mutlu bana.. İnşallah herşey gönlünüze göre olur ve hayırlısı ile bir yere yerleşirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.