Sevdiğiniz yiyecekler neler? Neden bu yiyecekleri seviyorsunuz? Davranışlarınız, ruh haliniz ve karakteriniz hayatınızdaki her şeye yansıdığı gibi yediklerinize de yansır. Sevdiğiniz ve sevmediğiniz yiyecekler, beslenme şekliniz kendinize verdiğiniz önemdir.

Kilo problemi olan çoğu kişinin kilo alma nedenlerinden biri de psikolojik durumlardır. Bu nedenle beslenmenizle ilgili kötü giden bir şeyler varsa arkasındaki nedenleri ortaya çıkarmak, incelemek gerekebilir. Bunun için yemek yediğinizdeki duygularınız, öncesinde ve sonrasında hissettiklerinizi değerlendirmelisiniz. Belki bilmediğiniz farkında olmadığınız kafanızın bir köşesinde unutulup gitmiş sorunlar olabilir…

Yemek sizi çok mu mutlu ediyor? Yemek almaktan keyif almak gerekir elbette. Ama yemek yemek sizin temel mutluluğunuz olmamalı. Planlarınız hep yemek üzerineyse, yiyerek mutlu oluyorsanız, arkadaşlarınızla çoğunlukla yemekli ortamlarda buluşuyorsanız ve yemekten sonraki rehavete kapılıyorsanız fazla yemek yiyorsunuzdur. Böyle bir durumda hayatınızda eksik giden bir şeyler olabilir. Ya işiniz sizi mutlu etmiyordur ya gerçek isteklerinizi, zevklerinizi, hobilerinizi yapmıyorsunuzdur ya da kendinize göre sosyal bir hayat kuramıyorsunuzdur.

Burada şunu düşünmek gerekir, damak tadının kuvvetli olması farklıdır. Lezzetli ve hatta kalorili yemekler seviyor olabilirsiniz ama bunları fazla ve gereksiz yere tükettiğiniz zaman ise lezzet düşkünlüğünden oburluğa geçebilirsiniz.

Temel hedef yemek olmamalı, ‘Yaşamak için yiyenlerden mi yoksa yemek için yaşayanlardan mısınız? ’ cümlesini hatırlamalısınız.

Dengeli beslenme, dengeli hayat… Beslenmenin dengesi olduğu gibi hayatınızın ve yaşadıklarınızın da dengesi olmalı. Hayatta her şeyin mükemmel ve sorunsuz gideceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Biraz acı da olacak, mutluluk da olacak keyifli yemekler ve sohbetler de. Ancak psikolojinizin kötü olduğu durumlarda beslenmenizin kötü gitmesi sizi daha da kötü hissettirir. Bu nedenle beslenme probleminiz varsa bunu düzeltmek için ertelemeyin. Fazla kilolarınızdan kurtulmak, sağlıklı beslenmek veya spor yapmak için hayatın size uygun koşulları hazırlamasını beklemeyin. Kendinize değer veriyorsanız iyi yiyecekler yersiniz ve ideal kilonuzu korursunuz.

Hayatta en önemli şey sağlığınızdır, bu fikri benimsemeli ‘diyet yapıyorum yine açlık günleri,yine tatsız tuzsuz yemekler ’ diye söylenerek hayatı daha da zorlaştırmamalısınız.

Üzüntülüyken Çikolata İlacınız mı? Bazı insanlar mutsuz olduğunda daha çok yemek yer. Özellikle çikolatanın mutluluk hormonlarının bir ilacı olduğu düşünülür. Çikolata, pasta veya karbonhidratlı yiyecekler geçici bir mutluluk sağlar. O an size iyi gelir ama hiçbir sorunu çözmez. Kendinizi daha iyi hissetmek için bir dosta ihtiyacınız var çikolataya değil. Böyle durumlarda bir arkadaşınızla konuşmak size daha iyi gelir. Spor yapmak ya da çıkıp açık havada yürümek yine mutluluk hormonlarınız için daha iyidir.

Kendinizi kötü hissettiğinizde konuşacak arkadaşlarınızı ve onların size yemeklerden daha iyi geleceğini düşünmelisiniz.

Canım hiç bir şey yemek istemiyor… Evet genelde bizim az karşılaştığımız insanlardır ama bu kişiler için de yemek işkence olabiliyor. Yemeği unutmak, yemekten zevk almamak ve sadece aç kalmamak için atıştırmak… Çeşitli hastalık göstergeleri de olabilir bu davranışlar. Bunun arkasında da yine psikolojik duygular olabildiği gibi anoreksia, blumia gibi yeme davranış bozuklukları gelişebilir. Başta önemsiz gibi görülebilen iştahsızlık daha sonra depresyon ve sinirlilik hali, anemi, dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve kişiye göre değişebilen rahatsızlıklar ortaya çıkarabilir. Çünkü beslenme yetersizliği ve vitamin mineral eksikliği vücudunuzda sindirim sisteminden, dolaşıma veya sinir sisteminden ruh halinize kadar her türlü sistemi olumsuz etkileyecektir.

Bu nedenle iştahsızlığın arkasındaki nedenler incelenmelisiniz: Bunun kendi kendinize verdiğiniz bir ceza olarak bile düşünebilirsiniz. Kendinize karşı bir memnuniyetsizlik ve yargılama olabilir. Bu durumlarda gerek medikal gerekse psikolojik yardım almak olumlu gelişmeler sağlar, kendi kendinize her şeyin üstesinden gelemeyeceğinizi de unutmamalısınız