Nuh Gönültaş

Nuh Gönültaş

Muhafazakar medya Üzmez'i neden 1. sayfadan vermedi?

Muhafazakar medya Üzmez'i neden 1. sayfadan vermedi?

Hüseyin Üzer vakası!

Üzmez demiştik üzdü. En azından şu ana kadar gelen bilgiler böyle.

İnişli-çıkışlı bir hayat hikâyesi olan Hüseyin Üzmez, Türkiye'nin bilinen ilk siyasi suikastçısı aslında.

Kendi zamanının Ogün Samast'ı.

O dönemi anlattığı kitapları da var Üzmez'in. Henüz 17 ya da 18 yaşındayken nasıl oyuna getirildiğini ve nasıl suikastçı hale getirildiğini teferruatıyla anlatıyor.


Bu kez de oyuna getirilmiş midir? Bilemiyorum. Ama Hüseyin Üzmez'in amiyane ifadeyle sağlam pabuç olmadığı da biliniyordu.

28 Şubat sürecinin en utanmaz adamı Müslüm Gündüz, Fadime Şahin'le basıldığında yakalandığı ev, Hüseyin Üzmez'in eviydi!

Yanlış hatırlamıyorsam o zaman Üzmez, Müslüm Gündüz'ü savunmuş ve hatta "Sevmek ayıp mı" falan gibi arabesk laflar ederek, dindarların yüzünü kızartan sahte şeyhe arka çıkmıştı!

Su testisi su yolunda mı kırıldı?

Ahlaksızca sevmenin hem de küçük çocukları taciz ederek sevmenin ayıp, günah ve aşağılık bir şey olduğunu unutmuş olabilir mi bu adam?

78 yaşında utanç verici işler yapan bir adam, dindar mı, dinsiz mi olduğuna bakılmaksızın herkes tarafından ayıplanır, hor görülür, aşağılanır şüphesiz.

Bazı kalemler, Hüseyin Üzmez olayından yola çıkarak muhafazakâr çizgideki gazetelere saldırmaya başladı. Üzmez olayının niçin büyütülmediğini soruyor bazıları.

Birincisi; hangi haberin büyütülüp, hangisinin küçük verileceğine ne zamandır rakip gazetelerin yazarları ya da yazı işleri karar veriyor?

İkincisi; adı geçen gazeteler, Hüseyin Üzmez'e sahip mi çıkmış?

Vakit Gazetesi bile suçu sabitse, hak ettiği cezayı alsın diyor.

Daha ne yapılacaktı ki?

Böylesine adice bir haber, manşetten mi verilecekti?

Taciz-tecavüz hikâyeleri, hiçbir edep, hayâ ve ahlak normu gözetilmeden çarşaf çarşaf hikâye mi edilecekti?

Hüseyin Üzmez değil en laikçisinden bir vatandaş da aynı suçu işlese, bu gazeteler, o haberi bir 3. sayfa haberi olarak hak ettiği ölçüde göreceklerdir. Elbette taciz iddialarının detayları o gazetelerde yer almayacaktı. Üzmez'e farklı muamele mi yapılsaydı yani?

Hüseyin Üzmez, ne yaptıysa, hem bu dünyada hem ahirette cezasını en ağır biçimde çekecek. Buna kuşku yok.

Ama hayatını, bedenini satarak kazanan bir kadının (kendi ifadelerinden öyle anlaşılıyor) ve tacize uğradığını söyleyen 14 yaşındaki bir kızın ifadelerini en ince ayrıntısına varana dek yazmak ne oluyor?

Muhafazakâr gazetelere hesap soranlar, bu durumu hangi etik ilkesiyle bağdaştırıyor? İlla da bütün ayrıntıların anlatılması mı gerekiyor?

Zevk mi alıyorsunuz çoluk çocuğa taciz hikâyelerinden?

"Batılı tasvir, saf zihinleri idlal eder" diye bir kaide var. Biraz beyninizi çalıştırın ve bu cümlenin ne anlama geldiğini bulun.

Belki faydası dokunur da haber içeriklerinin sapkın taraflarını biraz olsun törpülersiniz.

Ali Kırca vakası, durum biraz farklı da olsa bir tür ahlaksızlık hikayesi değil miydi? O haberi manşetten mi verdiniz?

Geçelim asıl soruna: Bugün Hüseyin Üzmez ile ilgili ahlaksızlık haberlerini ne için büyüttüğünüz, manşetten verdiğiniz de önemli! Bunu toplumu uyarmak için mi yoksa Hüseyin Üzmez'in çalıştığı gazetenin ve onun ait olduğu iddia edilen çevreleri ve dolayısıyla dindarları rahatsız etmek için mi?

Bu soruyu kendinize samimi biçimde sormalısınız. Ondan sonra bize "Hüseyin Üzmez haberlerini niye büyütmüyorsunuz" diyebilirsiniz.

Pek tahmin etmiyorum ama yarın bu adam mahkemede aklandı diyelim, aklanma haberlerini de aynı büyüklükte görecek misiniz?

Görmeyeceksiniz tabi. Peki o zaman sizin ahlakınız nerede?

Bu yazı toplam 8874 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nuh Gönültaş Arşivi