Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

MICHAEL JACKSON VE KALİFORNİYA SENDROMU

MICHAEL JACKSON VE KALİFORNİYA SENDROMU

Ünlü Pop Yıldızı Michael Jackson 25 Haziran 2009’da beklenmeyen bir şekilde öldü. MJ hayranı biri Tunus’lu 12 kişi intihar ederek hayatına son verdi.

MJJ Communıty internet sitesi ve fan kulübü sözcüsü Gray Taylor İngiltere ve Avusturalya ağırlıklı fan kulübü üyeleri arasında intiharların artacağı tahmin ettiği haberini verdi.

Çarşı herşeye karşı ama MJ hariç...

“Çarşı nükleer silahlanmaya karşı, çarşı ırkçılığa karşı, çarşı küfüre karşı, çarşı alkole karşı, çarşı faili meçhule karşı, çarşı teröre karşı, çarşı kendine karşı..”

''Hayatının yarısını siyah, yarısını beyaz geçiren büyük Beşiktaşlı Michael Jackson ruhun şad olsun..'',
Bu sloganda diğerleri gibi zeka ürünü ve düşündüren espirileri ile meşhur Beşiktaşın çarşı grubundan, hem de İngiltere’de.

Neden yukarıdaki haberler bütün dünyada önemli merak ve ilgi konusu oldu? Bir insanın en büyük varlığı ve sermayesi olan canına kıymaya gerekçe ne olabilir?
 
Günlük yaşamda göz önünde olan kişilerin ani ölümü şok değeri yüksek olaylardır. Şok yaşantılarda ilk tepki genelde inkar reaksiyonudur. Daha sonra protesto aşaması gelir. İç pazarlık ve depresyon aşamalarına girer. Kişinin yaşam felsefesi ve yaşam amacı bundan sonra verdiği kararlarda önem taşır.
 
Eğer kişi acı gerçekle yüzleşebilirse ve mantıksal bir çözüm üretirse kabullenmeyi başarır ve normal hayatına döner.
 
Bazı kişiler de red ve inkar yaşanırken diğer kişilerde ailesinden bir kişi ölmüş gibi yas reaksiyonu gösterirler. Pek çok insanda dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi nostaljik eğlenme fırsatı oluşur.
 
Nasıl bir hayat yaşadı?

Çok ilaç kullanan, müsrif bir hayat yaşayan 51 yaşında hızlı yaşamış genç ölmüş cesedi bile yakışıklı biri uğurlandı. Mıchael Jackson’a yakınları tarafından defalarca otopsi yaptırıldı.
 
MJ de para, şöhret, ilgi, güç hepsi var ama mutlu değildi. Sürekli gelgitleri vardı, doyumsuzdu.

Hastalığı Kaliforniya sendromu mu?

Kaliforniya Sendromu olarak tanımlanan durum popüler psikoloji tanımlamasıdır. Hastalıktan çok yaşam tarzı hastalık ilişkişini vurgulamak için üretilmiştir.
 
Bu sendromu, hedonizm yani zevkçiliğin yaşam amacı olması,egosentrizm yani bencilliğin ilişki biçimi olması, zamanla yalnızlaşma ve mutsuzluğun yaşam tarzı haline gelmesine neden olması olarak tanımlayabiliriz.
 
Mutsuz olan depresifleşen ve yalnızlık duygusundaki bazı kişiler mutluluk arayışında ilaç ve hızlı yaşantıya sığınıyorlar.
 
Hatta pop müziğinin ritmine ve yorumuna orgazma ulaşamamanın çığlığı diyebilirsiniz.
 
Popüler kültür idol’ü olarak MJ

Batı materyalist sistemi kapitali yücelttiği için ekonomik hareketliliği sağlama yolunu değiştirdi. Önceliği üretim yerine tüketime bıraktı. İnsanlar arasında ihtiyacından daha çoğuna sahip olma düşüncesini besledi.
 
Kapitalist sistem tüketimi hızlandırmak ve satışları artırmak için rol modelleri üretmesi gerekiyordu. Küresel hakimiyeti ve kazancı gönüllü sömürülerle devam ettirmeyi amaçlamıştı.
 
Kar amaçlı müzik, orgazmı kutsallaştırmış gençlik ve parasını ödeyen alıcılar, kapitalizm için yetiyordu. İnsanlar bunalıma girmiş ne önemi vardı ki?
 
İşte popüler kültürün rol modellerinden birisi de Michael Jackson idi. Marlyn Monroe ve Elvis Presley’le aynı akıbeti paylaştı.
 
Uğrunda yaşamaya değer bir amaç verilmeyen genç insanlar amaç olarak zevkçiliği seçiyorlar. Zevklerinin bittiği düşündükleri zaman yaşam sebeplerininde ortadan kalktığını algıyorlar ve intihar ediyorlar.
 
MJ nin sahip olduğunu zannettiği şeyler, ‘şöhret, para, güç’, sonunda o’na sahip oldu ve onu tüketti.
 
Çarşı gurubunun idealist gençlerine, kapitalist sistemin rol modellerine ihtiyacımız olmadığını hatırlatmak istiyorum.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Bu yazı toplam 14948 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
  • ÇAĞLA ÇETİN / 23 Ekim 2010 Cumartesi 11:10

    ister inanın ister inanmayın ben açıkçası sizin adınıza üzüldüm.zira ben zevk kurbanı bir genç değilim.onu tanıyana kadar müzik dinlemezdim., sokağa çıkmam,adam gibi arkadaşım yok,ama bir şeyi seviyorum...mj'nin insan sevgisini.umarım ingilizceniz vardır.zira buraya onun abisi jermaine'nin bir yazısıns koyuyorum.ayrıca jermaine 19989da müslümam olmuştur.ve şimdiki adı:MUHAMMED ABDÜL AZİZ...:Michael grew to understand why the world is in the state it is. He would ask “Why?” but not get trapped in trying to find reasons for each and every problem. His aim was finding solutions. His message was about solutions. Michael’s day-to-day thought process was: “How do I make the world a better place?” He dedicated his existence to responding to this question, and to giving a voice to those who can’t speak out for themselves. Man in the Mirror, We are the World, Will You Be There – all these songs put forward a simple but powerful message: If someone is hungry, give them food, but also help them become self-sufficient. Michael taught us that when you do good, you start with the individual, then move onto a family, a neighborhood, a village, a nation. Michael always looked for the good in people, but he also wanted people to understand him, and what he was here for. This made the ridicule he endured so much harder to bear. How can someone who gave so much, be the subject of so much hate? Why is it, the more blessed we are, the tougher our times are destined to be? My brother wasn’t a threat to anyone. He was at peace, and his peaceful state was a blessing from God. Michael was given the rare talent to entertain, sing and perform. But the true blessing God gave him was the ability to use his talents to do good for others. Michael’s songs inspired us to do better. That was his true gift. We still feel Michael’s loss. But what will happen as time passes? What will happen to Michael’s real purpose for being? Who can carry on Michael’s work selflessly, without ulterior motive? Nations and governments are capable of good deeds, but those good deeds are too often done to exert control over others. Michael never wanted to control anybody, he only wanted to spread happiness and joy. Michael didn’t care if we knew everything he did for people, because God knows. God knows his intentions, and knows the results. I know my brother is in a very secure, serene, peaceful place. When we live on earth, we are judged not only by who we are, but also by what we do for others. When we leave, we take the good and bad deeds with us. Michael took nothing but good deeds with him. Michael and I were raised to believe there is a Supreme Being. Having success told us God had a plan for us. Michael used his success in a positive way. He knew that it’s not what you get from others, it’s what you do for others. We all achieve things in life, but the greatest achievement is doing God’s work. Michael was a man of God because he was doing His work. Eternal life is the ultimate reward from God – and Michael has eternal life.

    Yanıtla (0) (0)
  • MJ_Mina / 02 Ocak 2010 Cumartesi 16:13

    Size üç beş köşe yazarının yazdığı dayanağı sıfır olan haberlerin yanısıra onu tanıma adına okuduklarınızı yada azından çıkan gerçek sözleri size yansıtan kaç röportajı veya onu insanlara yansıtan kaç şeyi izlediğinizi sorabilir miyim?? 5 yaşından beri çalışan ve çıktığı her konserde 2 kilo veren izleyici kitlesine verebileceğinin en iyisini veren bir adamdan bahsediyoruz burada ve doğal olarak bizim harcamalarımızı onun yapması beklenemez diğmi?? 70'lerin sonlarında estetik cerrahinin gelişiminin henüz bu düzeyde olmadığı yıllarda zenci burunlu bir adam kırık burnuyla bıçak altına yatıyor sonuç ney peki nefes alamayan bir adam elbette tek ameliyatla kalamazdı fakat o gazetelerde ''Meyve veren ağacı çamurlu taşlarla mükafatlandırma'' olayına katkıda bulunan insan olamadan gazeteci olmak isteyenlerin yazdığı gibi sayısız ameliyatlar yok burada. Anlamadığım nokta şu bu ameliyatları yapan doktorlar dahi ameliyat sayısının 4'ü geçmediğini söylerken sizler sadece gözlemci kesim ruhen masada baygın yatan Michael'ın elinimi tutuyordunuz her ameliyattada tüm bu doyumsuzluğa şahit oldunuz?? Neye dayalı söylüyorsunuz bunları onun ''Jackson şöhreti ve Jackson parası''ndan sadece Jackson ailesinin faydalanmıyacağını söyleyen yaptığı işlerin kaçını bilyorsunuz ''Heal the World Foundation'' kelimesini daha önce duydunuz mu?? Şimdi daha neyin doyumsuzluğundan bahsediyorsunuz paraya şana şöhrete doymayan bir adam neden ''Konser verdiğim kadar hastane ziyaretleri yapıyorum.Şarkı yazdığım kadar yetimhane geziyorum.'' diyor?? Lütfen ama Lütfen halkı salak olarak görüp bir İNSAN için böyle atıp tutmayın tanımadığınız biri adına konuşmayın diyorum sadece Ünvanınızı zedelemenin yanısıra seviyenizide gösteriyorsunuz ve bu hiç hoş bir görünüm değil inanın! 2.bir İclal Aydın vakası olmayın! Tanımadan birine bu tarz söylemlerde bulunmak dünyanın en kolay şeyi çünkü VİCDAN'ın hiç bir işlevi yok fakat tanıdığınızda azınıza almadan önce bir durup ''Nasıl gösterebilirim onlara Jackson'ın müthiş karakterini??'' diğeceğiniz bir adam bu! Yapmayın yalvarırım Türkiye'nin gelişimini bu noktalara yükselen insanlar olarak kendi halkına ''0'' olarak göstermeyi kesin en azından bir rüyaya yani bu ülkeninde gerçek Profesör'lerinin olduğuna inanmamıza izin verin Lütfen! Ve Michael'ıma o aşağılayıcı söylemlerinizide durdurun onu niteleyecek siz değilsiniz bu ancak onu tanıyan birine verilebilir bir haktır!! Onu tanıyanlarında zaten söylediği tek söz ''O Tanrı İçin Yaşayan Bir Adamdı'' olur!!

    Yanıtla (0) (0)
  • Gökçe Gürler / 02 Ocak 2010 Cumartesi 01:13

    Bakın umarım doğru okumuşumdur.Çünkü yazınızda bencillikten söz ediyordunuz.Bencillik dediğiniz insanın kendinden başka bir şey düşünmemesidir.Ama bu iddianızda ısrarcı olabileceğinize inanmıyorum. Bu yazıyı özenle yazarken, acaba bunun için yeterince bilgi sahibi miyim , diye düşündünüz mü?Demek istediğim bir doktor, bir profesör olabilirsiniz ama bir insan hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığınız halde onunla ilgili olarak görüşlerinizi belirtmeniz yanlışlığınızın kanıtıdır. Ki Michael JACKSON, onu canavarlaştıran basının kurbanından başka bir şey değildir.Şimdi basit düşünelim, sizin bu yazınızı okuyan ve Michael Jackson'ı tanımayan bir kişi etrafta "MJ Kaliforniya Sendromuymuş"diye dolaşabilir.Çünkü siz güvenilirsiniz.Bir doktorsunuz ve elinizde dünyaya ulaşabileceğiniz bir yazı köşeniz bulunmakta.Ama eğer Michael Jackson çıkıp ben sendromlu falan değilim dese kimse ona inanmaz."Deli, ondan böyle konuşuyor" derler.Çünkü siz ona hüküm giydirmiş oluyorsunuz.Hastalığını onun bile haberi olmadan ilan ettiniz.Artık haberi olma gibi bir ihtimali olmasa da zamanında atılan iftiralar O'nun sicilinin kirli gibi görünmesine neden oldu. Bunları insanların bilmemiş gibi görünmesinden nefret ediyorum ama söylemek zorunda kalıyorum.Michael Jackson bu dünyada milyonlarca çocuğu iyileştirmiş, binlerce hastayı tedavi ettirmiş, Dünya'yı daha iyi bir yer haline getirmek için çabalayan bir insandır.Hatta bana sorarsanız gözümde Melek'lik rütbesine yükseleli bir hayli zaman olmuştur.Ve o "dünyada çeşitli hayır kurumlarına en çok bağış yapan kişidir"...Ama ne yazık ki bunlar bilinmiyor.İnsanların onun hakkında bildikleri tek şey burnunu yaptırdığı ve vitiligo olduğu. Sizden ricam iddianızda ısrarcı olmamanızdır.Ama beni dinlemeyebilirsiniz elbette.Çünkü ben zevk kurbanı bir gencim, değil mi?Ve bunun neden böyle olduğunu gerçekten çok merak ediyorum.Birini karakterinden dolayı çok sevmek ne zamandan beri "zevk işi" oluyor? Sizi Michael Jackson'ı daha çok tanımaya davet ediyorum.Sevmek için asla geç değildir...

    Yanıtla (0) (0)
  • Gözde Özçiçek / 30 Temmuz 2009 Perşembe 19:05

    Jackson'ın sanılanın aksine çok da naif bir karakteri olduğunu, dünyadaki eşitlik adına kendince çok şey yapmış ya da en azından yapmaya çalışmış biri olarak görüyorum. Onu kapitalizm ya da hedonizmin kölesi olmuş biri olarak nitelendirip kendisinin "doyumsuz" ve hayatının da "müsrif" sıfatlarını hak ettiğine kanaat getirecek kadar tanımaya ne şekilde fırsat bulunmuş olunabilir merak ettim?

    Yanıtla (0) (0)
Prof. Dr. Nevzat Tarhan Arşivi