Gülay Ünsal

Gülay Ünsal

KONUŞAN KUTUNUZU ATIN

KONUŞAN KUTUNUZU ATIN


     Desem…   Kaç  kişi  evimizin  olmaz  ki  olmazından  vazgeçebilir? Kim bilir  gününüzün  kaç  saatini  televizyon  karşısında  geçiriyorsunuz? Malum  en popüler  boş  zaman geçirme  aracı  maalesef  televizyonumuz  oldu.

     Aslında  ben  siz  yetişkinleri  düşünüyorum,  sizin  zihinsel,  sosyal  ve  duygusal  alanlarda     gelişiminiz   çok  önemli,     diye  yazsam  da …

         Her  yazılana    inanmayın…     Çünkü  yalan.   
       
         Peki  neden ?

       Çünkü   televizyon karşısında en savunmasız kalan ve onun zararlı etkilerine en fazla maruz kalan maalesef   biz   değil,  bizim   ÇOCUKLARIMIZ. 

         Çoğu zaman yaşadığı aile ortamı gereği televizyonla en çok çocuğun baş  başa kalması, programları en dikkatli onun izlemesi, orada gördüklerini tekrarlaması, televizyondan  en fazla ve en derin etkilenen  kişilerin   çocuklar  olduğunu  göstermektedir.

        Eee  “bende  uçma  yaşımı  geçtim”  diyorsanız.  Bana hak  verirsiniz . Çünkü,  kendini  uçmaya  hazır  hisseden Spiderman misali  o kadar  çok  çocuk  var  ki.
  
        Bütün  çizgi  film  kahramanları  adeta çocuk  odalarımız  da  can  buluyor  ve  biz  yokken    çocuklarımızla  arkadaş. Ben  oğluma  “Ayy…    Emir  bir  böcükle   yattığının  farkında mısın?” diyorum. O  bana  heyecanlanarak    “Yok  anne  o  örümcek  adam  örümcek”    diye  yorganını  savunuyor.  İyi  ya   sen  söylüyorsun   oğlum   ÖRÜMCEK

       Hani  atalarınızın  bir  sözü vardır.  “AZI  KARAR  ÇOĞU  ZARAR”    diye…

       Öyle  gerçekten  …Biz  televizyonumuzdan  vazgeçmezsek, Evimizin  en  gözde  yerinde  bulundururusak  ve ekran da  büyüdükce   izleme  zevkimiz   kat  kat  artacaktır.

       En  azından  ben  seviyorum…  Ya  siz?

       Şimdi size  bir  iyi,  bir  de kötü  haberim  var.

       Kötü haber…Televizyon  zararlıdır.  İzlemeyin.

       İyi  haber… Televizyonun  zararları  yanında,  faydaları  da  var   ve  bunlardan     mahrum kalmayın.


              SEÇİCİ  OLUN

             Alış  veriş  yaparken  bile  seçiyoruz. Beğenmediğimiz  olduğu  taktirde   bırakıyoruz. Lütfen  burada  da  seçin. Reyting  uğruna  hazırlanmış  tuzaklara  düşmeyin. En  azından  çocuklarınız  için küçük  elemelere  gidin. Zaten  fazlasıyla  mevcut kanal  olunca  çok  fazlada  seçim   şansına   sahipsiniz. İşte  bu  seçimi  yaparken  de  çocuklarınızla  geçireceğiniz  televizyon  saatlerinde,  en   uygun   programı   izleyin. Eğer  çocuğunuzun   yaşına   uygun   olmadığını  düşünüyorsanız   ve   izlemekte   kararlıysanız .  O  zaman   uygun  bir  şekilde  çocuğunuzu  farklı  bir  uğraşa  yöneltip,   uzaklaştırabilirsiniz.

         Bir   başka  nokta…  Çocuğunuzu  siz yokken  veya  bir  işle  meşgulken TELEVİZYONA   EMANET  ETTİĞİNİZ   saatlerde  neyi   izlediğini    ve  zamanını   kontrol  edin.
        Odasında  televizyon  bulundurmayın.
        Evinizde  en önemli  etkinliğinin bir  araya  gelerek   televizyon  izlemek  olduğunu  ona  hissettirmeyin.
       Yemek  saatlerinde  televizyonun  kapalı  olmasına  özen  gösterin.Unutmayın ki  ailenin    yoğun  iş  temposunda  çoğu zaman   bir  araya  gelerek,   iletişim  kurduğu en özel  anlardan biri yemek  saatleridir.Yemek  saatlerinizi   KALİTELİ  ZAMAN  olarak  değerlendirin.
       Şiddet  içeren bir  sahne  karşısında   çocuğunuzla olay  hakkında  konuşun.
       Televizyondan  farklı   faaliyetlere   yönlendirmeye  çalışın.

       Çocuklar televizyondaki yaşam biçimlerinden ve davranışlardan çeşitli mesajlar alırlar.    Televizyon  ekranında  tanık oldukları  şiddet  ve  gereksiz sahneler çocukları olumsuz  etkiler   ve  çocuk   bunlardan kendi için  zarar verecek mesajlar çıkartır.

  • Dikkat toplamayı zorlaştırır. 
  • Aktif öğrenmeyi engeller.
  • Küçük çocuklar gördüklerinin gerçek olmadığını anlayamazlar. 
  • Dizilerdeki  kız-erkek  ilişkileri  yanlış  yönlendirici  olabilir.
  • Rol  çatışması  yaşayabilir.
  • Korku ve kaygılara neden olabilir.

         Televizyonda  ki   görüntülerin  çok  hızlı  değişmesi  çocukların  gündelik  hayatta   da  her  şeyin  çabuk değişmesini  beklemek  istemelerine  neden olmaktadır.  Bu  durum  da  günümüzde  giderek yaygınlaşan  “Dikkat  Eksikliği ve  Hiperaktivite”  bozukluğunu  tetikleyici  bir  unsur  olarak  karşımıza  çıkıyor.

       Çocuğunuzun  bütün bu olumsuzlukları  yaşamasını  istiyorsanız. Bırakın  sabahtan  akşama kadar  televizyon  izlesin.

      Yok    diyorsanız.   DOZUNU  SİZ  AYARLAYIN. Malum kumanda  sizin  elinizde…

      ANCAK… Diyebilirsiniz… İyi  haber  nerde?

            Televizyonda  yer  alan bütün  televizyon  programlarını  çocuklar  için  zararlı  olarak  değerlendirmek  yanlış   olacaktır. Televizyon  başında  geçen  zamanı  yararlı  hale  getirebilirsiniz. Çocuklar   televizyondan  belli  şeyleri  öğrenebilirler.

  • Sayıları,  renkleri   ve  şekilleri  öğrenebildiği  gibi  
  •  Konuşma  hazinelerini  geliştirebilecek  kelimeleri
  • Bilinçli  olarak  hazırlanmış  öğretici programlarla,  çocukların  sosyalleşmelerini  ve yardımlaşma  becerilerini    geliştirebilirsiniz.
  • Televizyon çocukların bilgisini artırırken  hayal  alanını  genişletebilir.
  • Çocuk  tıpkı  oynarken öğrendiği gibi   televizyon   başında  eğlenirken  de  öğrenebilir.
  • Görüp duyduğunu  yutarcasına  içine  alır .
  • Büyülenmiş gibi bakarken uslanır,oyalanır ve  ana-babasına  sorun  olmaktan  çıkar.
  • Bu bakımdan  televizyon iyi bir avutucu, iyi bir çocuk bakıcısıdır.

          Model olarak alınan kahramanların, iyi niyetli olması, çocuğun kişilik gelişimi açısından önemlidir. Çocuk filmlerine seçilecek konular, toplumun sosyal ve kültürel gerçeklerini gösteren, eğitici ve uyarıcı nitelikte olmalıdır.
         Bu  bakımdan  çocuklar  için  hatta  bebekler  için  hazırlanmış  kanalları  izletebilirsiniz.Yine  aynı  mantıkla  öğretici   vcd  vb. materyalleri  kullanabilirsiniz.
                Televizyonun  bireyin  birden  fazla  duyu  organını   uyararak;  algılama,  hafızada  tutma  ve öğrenmede  kolaylık  sağladığı  ve  bireyde  öğrenme  isteği  uyandırdığı  bir  gerçektir. Bu şekilde   düşündüğümüzde   eğitim  açısından  televizyon  bulunmaz  bir  nimet.

               Yeter ki  doğru  kullanılsın….

                          Hani başta  dediğimiz gibi…  


                                    “HERŞEYİN  AZI  KARAR  ÇOĞU  ZARAR” 

Bu yazı toplam 10260 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Gülay Ünsal Arşivi