Hiperaktivite kader değil

Hiperaktivite kader değil
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda tedavi, davranış sorunlarında olumlu sonuç veriyor.

Hiperaktivite kader değil

 

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda tedavi, davranış sorunlarında olumlu sonuç veriyor.


Milliyet
Ayşegül Aydoğan Atakan
 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocuğun gelişimini, anne-çocuk ilişkilerini, öğrenmelerini olumsuz etkileyen ve diğer çocuklardan geri kalabilmelerine yol açabilen önemli bir sorun. Buna rağmen tedavi, DEHB sorunu olan çocukların büyük bölümünde yarar sağlıyor. Hastaların yaklaşık yüzde 80’inde 4 - 5 hafta gibi kısa bir süre içinde çok belirgin düzelmeler görülüyor.

Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü ve Scarborough Hastaneleri Psikiyatrik Araştırmalar ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Kliniği Direktörü, Kanada Dikkat Eksikliği Eğitim ve Araştırma Örgütü Kurucu Üyesi Prof. Dr. Atilla Turgay, sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.

DEHB tedavisine ilaçların en büyük yararı nedir?

En belirgin yararı, ilaç kullanan çocukları normal çocuklardan farklı olmayacak şekilde düzeltebilmemiz.

Peki tedavideki son yenilikler neler?

Son 5 yıldır olan çalışmalar gösteriyor ki DEHB’de kullanılan metilfenidat ve uzun etkili metilfenidat, sosyal davranımı düzeltiyor, saldırgan davranışı büyük ölçüde önlüyor. Aynı zamanda anne babayı dinlememe gibi başkaldırıcı davranışları da düzeltebiliyor. DEHB olsun olmasın saldırgan davranışlar gösteren çocuklarda bir tek bu ilacı kullanırsanız, söz konusu davranışlarda da düzelme görüldüğü saptandı.

Ama bu ilaçların yan etkileri konusunda ailelerin endişesi var...
Önümüzde maalesef olumsuz önyargı var. Aileler çocuklarına ne kadar az ilaç verirlerse o kadar iyi anne baba olduklarını düşünüyorlar. Bu çok yanlış bir tutum. Halbuki ne zaman çocuğun olumsuz davranışlarını tedaviyle giderirlerse o zaman iyi anne baba olurlar.

DEHB, eğer erken yaşlarda tedavi edilirse bu çocuklardaki alkol kullanımı tehlikesi çok düşük oluyor. Ama tedavi edilmezse yüzde 40’ında alkol ve yabancı madde kullanma olasılığı var. Bu uyarıcı ilaçlar alışkanlık yapmıyorlar. Kötü alışkanlıkların gelişmesini önlüyorlar.

Hastaların yüzde kaçı tedaviyi devam ettirebiliyor?

Ne yazık ki hastaların büyük bir çoğunluğu altı ay ya da bir yıl sonra ilacı kullanmamaya başlıyor. Bunların en önemli nedenlerinden biri, ne yazık ki Türkiye’de bu daha da fazla, ilacın gereken dozundan çok daha düşük kullanılması. Örneğin metilfenidat 5 miligram veriliyorsa, bu başlangıç dozudur. Hastaların yüzde 10’u kadarı buna cevap verir. 10 miligram verirseniz yüzde 25 - 30’u cevap verebilir. 15 miligram verirseniz hastaların büyük bir çoğunluğu ilaç tedavisine iyi cevap verir. Dolayısıyla ilaçtan aldıkları yanıtın etkisiyle ilaç kullanımını sürdürürler. İşte bu nedenle anne babaların 'Ne kadar az ilaç verirsek o kadar iyi’ demesinin bir anlamı yok. Eğer düzenli ve yeterli dozda ilaç kullanılırsa, ilk kullandığımız uyarıcı ilaca hastaların yanıt verme oranı yüzde 80’dir.

Bu tedavilere yanıt vermeyen çocuklara hangi ilaçlar öneriliyor?

Türkiye’de kullanılan ilaçlardan biri imipramin dediğimiz antidepresan. Kısa ya da uzun süre etkili metilfenidata hasta cevap vermediyse imipramine cevap verme olasılığı yüzde 60 - 70’i buluyor. Onu kullanabiliyoruz. Hastada saldırganlık varsa, davranış tedavisine cevap vermiyorsa, Türkiye’de var olan ve çok iyi kullanılan ilaçlardan biri de risperidon. Hem DEHB hem de otistik bozukluğu olan hastalarda da çok iyi sonuç veriyor. Risperidon’un da aşırı saldırganlığı düzenleyici etkileri var.
Bu ilaç metilfenidat ve uzun süreli metilfenidata cevap vermeyen, hâlâ ciddi saldırganlık ya da kendini incitici davranışlar gösteren hastaların yüzde 90’ında hem DEHB’i, hem de aşırı davranış bozukluğunu düzeltebiliyor.

Tedavideki en önemli gelişme ne sizce?

Eskiden bu davranışların yüzde 50’si düzeldiğinde çok mutlu oluyorduk. Son 2 - 3 yıldır biliyoruz ki uygun dozda ilacı verdiğimiz zaman bu hastaların en az yüzde 50’sinde bir normalleştirme oluyor. İlaç kullanan çocukları, normal çocuklardan farklı olmayacak şekilde düzeltebiliyoruz.
Diğer yüzde 30’unda ise çok belirgin düzelmeler görebiliyoruz. Okul ve evdeki davranışlarında, öğrenmesinde, sosyal ilişkilerinde, saldırganlığında çok belirgin düzelmeler görebiliyoruz. Diğer yüzde 5 - 10’unda ise hafif düzelmeler görüyoruz. Hâlâ daha yüzde 10 - 15’inde ilaca cevap vermeme durumunu görebiliyoruz.

İlaca cevap vermeme durumu neden kaynaklanıyor?

O çocukların galiba kalıtsal olarak kimyasal farklıları var. Bu şekilde ilaca cevap veremeyen çocuklar çok farklı ilaçlara cevap verebiliyorlar.

Ne yazık ki Türkiye’de ikinci ve üçüncü ilaç seçeneği olmadığı için bu çocuklara çok fazla yardım edilemiyor. Çok rahatlıkla ikili ilaçları ve yeni geliştirilen ilaçları kullanarak bu düzelmeleri yapabiliyoruz.

İlaçlar 3 yaş sonrası kullanılabilecek

DEHB tedavisinde ABD’de onaylanma aşamasında yeni bir ilaç var. Yeni ilaçlarla etkinliğin 16 saatten 24 saate kadar devam etmesi hedefleniyor. 24 saat etkinliği gösterilen ilaçlar var.
En yeni gelişme ise, ilaçlar ne yazık ki 6 yaşından yukarı çocuklarda kullanabiliyordu. Fakat metilfenidatın aslında 3 - 6 yaş arasındaki çocuklarda da etkin ve güvenilir bir şekilde kullanılabileceği çok merkezli çalışmalarda gösterildi. Artık ABD’de FDA’ın bu ilacı o yaşlarda da onaylaması bekleniyor.

 

Bu haber toplam 3895 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.