Çocukların Oynadığı Oyun Karakterini Etkiliyebilir
Çocukların oynadıkları dijital oyunlarda belli aralıklarla tekrarladıkları eylemlerin davranışa dönüşebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Samur, “Çocuklarımızı, yaşlarına uygun olmayan içeriklere kesinlikle maruz bırakmamalıyız” diyerek ailelere uyarılarda bulundu.
Sokağa çıkmayan günümüz çocukları evde teknolojik aletlerle neredeyse bütün zamanlarını geçirmekte. Çocukların internet ortamında geçirdikleri zaman konusunda uyaran uzmanlar, zararlı içerikler hakkında da ailelere tavsiyede bulunuyor. Çocuğun izlediği videonun, kanalın, kullandığı uygulamanın ve ziyaret ettiği web sitesinin içeriği hakkında da bilgi sahibi olmamız gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Samur, oyunlarda belli aralıklarla tekrarlanan eylemlerin bir süre sonra alışkanlığa dönüşebileceğini söyledi.
ÇOCUKLARIN OYNADIKLARI OYUNLAR, EYLEMLERİNE DÖNÜŞEBİLİR
Çocukların yaşlarına uygun olmayan dijital içerikler ile sıkça zaman geçirdiklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Samur, adam öldürme, hırsızlık gibi şiddet içerikli oyunların çocuğun eylemlerinde yansıyacağını ifade etti.
Samur, “Şu unutulmamalıdır ki çocuklar oynadıkları dijital oyunlarda bir eylemi sürekli ve düzenli yaptıkları için aslında o eylemin pratiğini yapmaktalar. Bu, zaman zaman adam öldürme, zaman zaman hırsızlık, zaman zaman şiddet, kan dökme gibi öğelerden oluşuyor” dedi.
KULAKLIKSIZ OYNAMALARINA MÜSAADE EDELİM
Çocuğun vaktini geçirdiği içeriklerin mutlaka süzgeçten geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Yavuz Samur, şunları söyledi:
“Nasıl ki çocuğumuza bir kitap ya da dergi alırken içeriğine bakıyorsak, inceliyorsak, çocuğumuzun oynadığı oyunun, izlediği videonun, kanalın, çizgi filmin, kullandığı uygulamanın, ziyaret ettiği web sitesinin içeriği hakkında da bilgi sahibi olmamız artık bizim sorumluluklarımız arasında yer alıyor.
Çocuklarımızı, yaşlarına uygun olmayan içeriklere kesinlikle maruz bırakmamalıyız. Özellikle oynadıkları dijital oyunların, kullandıkları uygulamaların onların yaşlarına uygun olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Özellikle online oynanan oyunlarda artık sesli görüşme ile herkes herkese istediğini söyleyebildiği ve kimin kimle karşılaştığını bilemediğimiz için çocuklarımızı aslında bilmediğimiz bir topluluğun içine salıvermiş oluyoruz. Bu noktada kesinlikle kulaklıkla değil, sadece kulaklıksız ve ses açık bir şekilde oyun oynamalarına ve video izlemelerine müsaade edersek, onlar oynarken/izlerken bizler de dinleyebileceğimiz için bu tarz problemlerin en azından bir nebze önüne geçmiş oluruz.”
EKRAN SÜRESİNE DİKKAT!
Ekranda kalma süreleri hakkında açıklama yapan Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Samur, “Tatilde 'süre' belki de bizim en çok dert yanacağımız konulardan biri olacaktır. Süre ile ilgili pediatri derneklerinin aldığı karar şu yönde; Okul öncesi çocukların günde teknoloji ile geçirebileceği maksimum süre 45 dk., ilkokul 1 saat, ortaokul 1,5 saat, lise öğrencileri ise kotalı olarak (yani haftalık süre şeklinde) ekranlarla vakit geçirebilir. Tabi ki bu süreler katı olmamakla birlikte şu şekilde esnetilebilir:
Çocuğunuz bilgisayarda satranç oyunu oynuyor ise bu süreye dahil değildir, çocuğunuz eğitsel video izliyor ya da eğitsel oyun oynuyor ise bu süreye dahil değildir, çocuğunuz belgesel gibi eğitsel içerikli kanallar izliyor ise yine bunlar süreye dahil değildir. Ancak çocuğunuz tamamen eğlence amaçlı dizi keyfi yapıyor, oyunlar oynuyor ve çizgi filmler ile vakit geçiriyor ise bu aktiviteler ekran süresine dahildir. Dolayısıyla sürenin kendisinden daha çok izlenilen içeriğe, oynanan oyunun içeriğine, pratik yapılan uygulamaların içeriğine bakmak çok daha önemlidir” yorumunda bulundu.
Kaynak:Hürriyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.