Sema Karabıyık

Sema Karabıyık

Hayatım Dizi!

Hayatım Dizi!

Bir dönem haber sonrası, TV'nin en değerli zaman diliminde ekrana geldiği için, sosyal patlamaya sebep olabileceği endişesi yaşanan magazin programlarına dair endişe yaşanmıyor artık. Çünkü magazin programları prime time'da yer bulamıyor. TV karşısına sadece değerli saatlerde geçenler de yaptıkları eleştirinin yerine ulaştığını düşünüp büyük mutluluk duyuyorlar. Halbuki hafta sonunda kanallar arasında dolaşınca, karşınıza magazinden başka program çıkmıyor. Öyle ki artık değişen içeriğiyle sadece dizilerin magazinini ekrana taşıyanlar var. Dizilerdeki sahneleri gerçekmiş gibi kullanarak 'az sonra flaş flaş' anonslarıyla sunanlar; gerçeklik algısı oluşturmak için büyük mücadele veriyorlar.

Hafta sonu yapılan dizi tekrarları kadar, gün boyu yayınlanan magazin programları da çizgi film izlemek için izin almış ve ekran başına oturmuş minikleri izleyiciyi kitlesine dahil ediyor. Bir sürü çocuk hafta sonu ekranı sayesinde hiç izlemeden fikir sahibi olabiliyor diziler hakkında böylece. Ama RTÜK dahil kimse bu programların bu saatte ekranda ne işi var diye dertlenmiyor!

En az elli kişiye istihdam sağladığı için eleştiriye asla tahammül etmeyen; dizi ihracatının geldiği boyutlardan dolayı, ekonomiye can verdiği gerekçesiyle çaktırmadan dokunulmazlık talep eden; haberlere, magazine, kısacası medyaya sürekli veri sağlayan dizi çılgınlığı yarışmasını da yarattı.

Dizilerin etinden, sütünden, yününden yararlanma girişimi yeni bir programla hayat buldu: Hayatım Dizi. Sıklıkla duyduğumuz hayatım roman klişesi televizyon ve dizilerle bir araya gelerek Hayatım Dizi olarak ekranlarda.

500 bin lira ödül vaad eden Hayatım Dizi'de bütün sorular eski ve yeni dizilere ait. Hayatını ekran başında geçirenler, anketlerde televizyonda sadece belgesel ve haber izlerim diyenler, artık göğsünü gere gere dizi izleyicisi olduğunu itiraf edebiliyor. Çünkü dizi sektörü sadece içinde olanlara değil seyredenlere de kazanç vaat ediyor bu yarışma ile.

Aralarında kan bağı olan üç kişi stüdyodaki yerini alırken birer tane kutu seçiyor ki içlerinden birinde mutlaka büyük ödül 500 TL mevcut. Yanlış cevap verdikçe aralarından birisi ayrılacak formata göre, ama ya büyük ödülü seçmiş olan ayrılırsa! Sonuna kadar kalma isteği, en dizi entelektüeli benim iddiası, en şanslı benim iddiasıyla harmanlanınca kimse ayrılmak istemiyor yanlış cevap verilmesi halinde.

Ekran başındakilerde de biliyorum etkisi yaratan, dizi kültürü söz konusu olunca eline su dökülmeyeceği iddiasında olan profesyonel dizi izleyicilerinin işi hiç de kolay değil! Eski diziler mevzubahis olduğunda daha genel bir soru çıkarken; ekranda halen yayınlanmaya devam edenlere dair olunca sorular, detay ve dikkat giriyor devreye.

Katılımcıların kadın olması, dizi seyircisinin kadın olduğu gerçeğini bir kez daha teyit ederken; ya seyretmediğim diziden çıkarsa endişesi taşımamaları ilginç. Dönem dönem haftada 80 dizinin yayında olduğu gerçeğinden hareketle, bir insanın dizi takip etme kapasitesi ne kadardır sorusu geliyor akla. Cevapların dört şıklı olması bilmesem bile şansımı denerim ihtimalini güçlendiriyor. Gerçi bazı detay ve dikkat isteyen soruların, dizinin tekrarları seyredilmiş olsa bile cevaplanması düşük bir ihtimal. Çünkü zaten diziler dikkat istemediği için bu kadar çok seyrediliyor, zamanla da dikkat eksikliği oluşmasına sebep oluyor.

Bu yazı toplam 6050 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sema Karabıyık Arşivi