Dr. Recai Yahyaoğlu

Dr. Recai Yahyaoğlu

DÜNYA DEĞİŞİYOR…

DÜNYA DEĞİŞİYOR…

Dünya değişiyor… Hem de şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir hızla… Eğer sadece bulunduğunuz yerde dar, kısıtlı ve sığ bir zihinle yakın çevrenize bakarsanız bir şey görmeyebilirsiniz… Fakat Asya’ya, Orta Doğu’ya, Afrika’ya ve Avrupa’ya baktığınızda değişen güç dengelerini görmeniz zor değil… İyi şeyler oluyor…Ezilenler, mazlumlar, horlananlar daha dik yürümeye başladılar. Artık herkes hakkını istiyor. Yönetenler bunun farkına vardılar… Nitekim seçimlerden sonra tamamen yeni bir Anayasa yapılması gündemde…

Tunus’ta yaşanan halk devrimi, Lübnan’da hükümetin düşmesi, Mısır ve pek çok baskıcı Arap rejimlerine karşı ayaklanan hakların tutumu ibret verici. İnsanların gözü açıldı… Yaşadıkları ülkede ne kadar da ezilmekte olduklarını görebiliyorlar artık… Kendilerine yapılan haksızlıklara dur demek istiyorlar.  Bıçak kemiğe dayandı. İnsanlar özgür olmak ve dünyanın yenilenerek her gün gelişip değişmesinden faydalanmak istiyor. Türkiye bile bu kadar gelişme yaşamasına rağmen halinden memnun değil.  Yeni Anayasa istiyor. Günümüz ezilen ve sömürülen Araplar hallerinden nasıl memnun olabilirler?

Lübnan’da yaşanan değişim çok önemli gelişmelerin yaşanmasına neden olacağa benziyor… Çünkü bu ülke İsrail’le komşu… Yaşanacak büyük savaşta en sert çarpışmaların yaşanacağı cephe… İsrail Lübnan üzerinde oyun oynamaya kalktı fakat kendisinin zor durumda kalmasına neden olacak gelişmelerin yaşanmasını engelleyemedi… İran ve Suriye’nin bölgeden elini çekmesini isterken Hizbullah’ın ülkede güçlenmesinin önünü açtı… Hizbullah bir örgüt olmaktan devlet olmaya doğru koşuyor… İsrail bölgede gelecekteki konumunu olumsuz etkileyecek cephede önemli bir güç kaybetti. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu…

Gazze’den, Mavi Marmara’dan sonra İsrail hükümeti bugünlerde bir hayal kırıklığı daha yaşamakta… Etraflarındaki çemberin gücü artıyor. Üzerinde hissettiği kıskaç ise daralıyor. İsrail’in güvenlik gereksinimi ve bu konudaki hakkı her zaman olduğundan daha fazla riskle karşı karşıya. İsrail tarihinin en sık hata yapan iktidarının sonu iyi değil… İsrail gelecek beş yıl içinde yaşanamayacak bir ülke olmaya doğru hızla ilerliyor. Ülkeyi insanlar topluca terk etmeye başlarlarsa kimse şaşırmamalı… Dolayısıyla İsrail’de yaşanmakta olan panik havasını saygıyla karşılamak ve onlara biraz da hak vermek gerekiyor…

Diğer yandan İsrail’de Müslümanların sevinmesini sağlayacak gelişmelerin yaşanmasını beklemek ise ham bir hayal. Bu durum madalyonun diğer tarafı… Gelen hükümetin şimdiki hükümete göre daha iyi ve barış yanlısı olma ihtimali maalesef bulunmuyor. Daha radikal bir hükümetin gelmesi kuvvetle muhtemel… Çivisi nedense çivi çiviyi söküyor… Ve böylelikle bölgedeki ateş topunun parlamasının önünde hiçbir engel kalmayacak gibi görünüyor… Her iki tarafta da radikaller sertlik yanlıları güçlendiğinde olacakları tahmin etmek kolay…

Fakat Orta Doğu’da halkı Müslüman olan ülkelerde bulunan baskıcı rejimlerin bundan sonra işleri kolay olmayacak… Domino taşı etkisinin olması mukadder.  İlk yıkılması muhtemel ülke Mısır… Hüsnü Mübarek Tunus devrik liderinden çok daha eski bir geçmişe sahip. Üstelik ona göre çok daha antidemokratik, baskıcı ve zalim… İktidarını devam ettirirken binlerce insanı öldürmekten, sürgüne göndermekten ve rejimini ayakta tutmaya çalışmaktan başka bir şey düşünmüyor… Libya, Suudi Arabistan, Yemen ve daha pek çoklarını bu bağlamda saymak mümkün…

Fakat Mısır kilit rol oynayacak… Çünkü onun ABD ve İsrail ile bağlantısı, bölgede ve dünyadaki gücü diğerlerinden farklı... Mısır’da yaşanacak gelişme dalganın yüksekliğini ve hızını ciddi şekilde arttıracak aynı zamanda sadece bölgede değil tüm dünyada yaşanacak değişiminin başrol oyuncusu olacaktır. Mısır ana fay hattının üzerinde değil depremin merkez üssü olmaya adaydır… Kim bilir belki de insanlık ilk kez Firavunların mirasından tam anlamıyla kurtulmak üzeredir…  Bunun anlaşılmasının yakın olduğu görülüyor…

Dünya bilgi çağını yaşamaya başladı… Bilginin, gelişmenin, demokrasinin uzanamayacağı hiçbir köşe kalmayacak. Geleceğin dünyasında Türkler kuşkusuz çok önemli bir konuma sahip olacaklar. Şimdiden ülkemizin önünü açacak her türlü gelişmeyi desteklemekle yükümlü olduğumuzu bilmemiz hayati önem taşıyor. Daha ileri özgürlükçü demokratik bir anayasa vaadinde bulunan siyasetçiler diğerlerine göre kuşkusuz bu süreçte daha şanslı olacaklar. Çok şükür ki artık insanımız kimin ne yaptığını, kimin ne yapmadığını açıkça görebiliyor. Gelecek iyiler için çok parlak günler vaat ediyor… Ama kötüler için değil…

Dr.Recai Yahyaoğlu

www.tamtip.com

Bu yazı toplam 5131 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Recai Yahyaoğlu Arşivi

YDS-2

26 Haziran 2013 Çarşamba 00:00