AŞKIN GÖZÜ KÖR MÜ?…
Bir aşk hikayesi ne zaman mutlu sonla biter? Filmlerde, masallarda ya da aşk hakkında yazılanların çoğunda ilk aşamaya odaklanılır: Karşılaşma, kur ve genç çiftin birleşmesi. Peki ya evlendikten sonraki yaşam? Aşık olmak ve evlenmek sadece başlangıçtır; yani olgunlaşmış bir ilişkinin fide hali.
AŞK; hayal ettiğinizle gerçek olanı kavramanız arasında geçen zaman… ”BEN” leri yok etmek pahasına “Biz” olmak.
EVLİLİK; insanın insan olmasının en temel gereksinimlerinden olan bağlanma ihtiyacının yasal ve sosyal bir paket içerisinde sunulmasıdır. Sınırları iyi çizilmiş bir evlilik “BEN” leri koruyarak “BİZ” olabilmektir.
SADAKATSİZLİK ise “biz” i yok etme riskini göze almaktır.
AŞK bir görme kusuru, EVLİLİK ise bu kusurun tedavisidir.
OLGUN AŞK İLİŞKİSİ; kişilikleri tam ve gelişmiş olan iki kişi, mutluluğu kendi içlerinde yaşarlar. Ayakları üzerinde dimdik durup, ne birbirlerine yaslanır ne de iç içe girerler. Onlar, kendi yaşamlarını sürdürebilecek yapıdadırlar. Başkalarıyla paylaşacak uçsuz bucaksız bir yaşamları vardır. Birlikte olmayı yeğlerler, çünkü yaşamlarını iki özgür birey olarak paylaşıyorlardır. Geçici olarak yakınlaşıp birbirlerini bunaltan bir ilişkiye girebilirler; çocuklarını birlikte büyütebilecekleri gibi, birlikte elele dolaşabilirler; ayrı yollara sapıp kendi mesleklerini, yaşamlarını ve dostluklarını sürdürebilirler. Birlikte olma arzuları, karşılanmamış ihtiyaçları nedeniyle bir arada yaşamaktan çok, birbirlerine duydukları sevgiden kaynaklanır.
Olgun aşk ilişkisi bir insan için en iyi psikoterapi yöntemidir.
AŞK İLE SEVGİ ARASINDAKİ FARK “Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var” ile “Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum” arasındaki fark gibidir.
Her AYRILIK ÖYKÜSÜ ayrı bir hüzündür. Ayrılıksa kaçınılmaz bir gerçek. Beni nasıl sevmez diye yaşanan öfke… En iyi şaraptan en keskin sirke elde ediliyorsa, en derin aşktan en öldürücü öfkenin oluşması da pek şaşırtıcı değildir. Terk edilme öfkesinin ardında terk eden için harcanmış zaman ve emek vardır. Bazen de aldatılmışlık düşüncesi…
KADINLAR İÇİN EVLİLİK bu dünyadaki bütün insanlar içinde sadece kendilerini sevecek, değer verecek, saygı duyacak, kadın olmanın keyfini çıkarabilecekleri şekilde kendileriyle konuşacak, yanlarında duracak, onları rahatlatacak, cinsel açıdan tatmin edecek ve gergin zamanlarda yanlarında destek verecek erkeklerin hayatlarının merkezi olmaktır.
ERKEKLER ise genellikle ihtiyaçlarını karşılayacak, güçlerinden ve bedenlerinden zevk alacak, onları bilge liderler olarak görecek ve ihtiyaçlarını dile getirdiklerinde yardım etmeye istekli olacak kadınlar istediklerini söylemişlerdir. İyi yemek ve iyi seks istediklerinden de bahsetmişlerdir. ’’Benim için her şey olacak birini istiyorum. Birisinin bana ihtiyacı olduğunu, işe yaradığımı, sayıldığımı ve sevildiğimi hissetmek, evimin kralı olmak istiyorum’’
AŞK BÜTÜN YOLCULUKTUR
Aşk bir ödül ya da hediye değil, ağaçtan düşen bir meyve, bir süreç, ağacın tüm yaşamıdır. Aşk ilişkileri, doğadaki her şey gibi, dinamiktir, daima hareket eder ve değişir. Ağacı yetiştirmeyi sürdürmezseniz iyi gelişmeyecek ve fazla yaşamayacaktır.
Aşk ağacının bakımını üstlenmek hem doyurucudur hem de mücadele gerektirir.Hiç bir ağaç bir diğerine benzemez, hiçbir ilişki de bir diğerine benzemez.. Ama temel ihtiyaçları aynıdır; sadakat, sabır, duyarlılık ve farkındalık. Farklı ağaçlar farklı toprağa, suya, ışığa ve sıcaklığa ihtiyaç duyar. Bazı ağaçlar çiçekleriyle tanınır, bazıları meyveleriyle, bazıları da güzellikleriyle. Ayrıca, gelişme sürecinin farklı aşamalarında farklı bakım türleri gerekir. Fide halindeki bir ağaca bakmak olgunlaşmış bir ağaca bakmaktan farklıdır. Ağacın tüm yaşam döngüsüne duyarlı olmalısınız: Bu süreci ne hızlandırabilir ne de yavaşlatabilirsiniz. Ağaç doğal olarak bahar sonunda çiçekleniyorsa, onu bahar başında çiçek açmaya zorlamaya çalışmak doğru değildir. Yanlış zamanda budarsanız ağacın biçimi bozulabilir ya da kötü bir görünüm alabilir.
Aynı tutum bir ilişkiyi büyütmek, bakımını yapmak ve güçlendirmek içinde geçerlidir. Genel olarak bir ilişkideki en büyük heyecan ilişkinin ilk aşamalarında yaşanır.İlişki rayına oturduktan sonra ya da evlendikten sonra olaylar değişmeye, hatta sıkıcılaşmaya başlar.İnsanların bazen ‘’EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR’’ demesinin nedeni budur. Ama aslında uzun bir yolculuğun başlangıcıdır.
Uzun bir yolculuk tıpkı bir ırmak gibidir: Birkaç küçük pınar birleşerek geniş bir akıntı olur; bu akıntı bir şelale ya da çağlayana dönüşerek dağlık bölgelerden ovalara düşer ve sonunda denize akar. Evlilik bir şelale gümbürtüsünden sonraki bir dağ akıntısıdır. Çağlayan ya da şelaleyi geçtikten sonra akıntı farklı bir güzelliğe kavuşur. Hala çok farklı türde bölgelerden geçebilir, yoluna devam ederken bükülüp kıvrılabilir, bazen hızlanıp bazen yavaşlayabilir, bazen akşamları ormana dönen kuş sürüleri gibi şarkı söyleyebilir ya da açık bir arazide dörtnala koşan yabani bir at gibi gümbürdeyebilir. Irmak sonunda ovaya kavuştuğunda huzurlu ve sakin olacaktır.
Bu uzun yolculuğun güzelliği, çağlayan bir kez geçildiğinde çok daha fazla tatmin ve keyif verecektir. Ama insanlar genellikle, sanki resmin tamamı oymuş gibi, gümbürdeyen şelale, yani tutku yoğunluğu aşamasına takılırlar. Şelale varsa onu izleyen bir de ırmak vardır. Akıntı henüz doğmuşken ve dağların arasında gümbürdüyorken dinamik ve heyecan verici olması doğaldır; ovalara ulaştığında da doğal olarak huzurlu ve istikrarlı olacaktır.
Belirli bir ana odaklanmak, yolculuğun tek bir aşamasına odaklanmak ve nehri bir bütün olarak gözden kaçırmak insanın doğasında vardır ve buna alışmıştır. Dinamik ve huzurlu aşamalar; bunların her birinin kendine özgü bir güzelliği vardır. İnsanlar genellikle flört sırasındaki yoğunluk ile evlilik sonrası görece sakinlik arasındaki farkı, bir ilişkiden diğerine geçiş olarak görme yanılgısına düşer.İlk ilişki bitmiş ve yerini bir başkası, daha az heyecan verici ve daha çok dikkat ve bakım gerektiren bir ilişki almış gibi görünür. Bu bakış süreklilik gösteren bir diziyi katı evrelere bölme yanlışını da içerir. Ama ırmak bir harita üzerine çizilmiş sınırlar içinde hapsolmuş bir parçalar topluluğu halinde değil, bir bütün halinde akar. Perspektifimizi genişlettiğimizde resmin tamamını görebilir ve bu bütün yolculuğun tadını çıkartabiliriz. Doğru perspektif (aşk hikâyesini yolculuğun tamamı açısından görmek )ve doğru tutum (her aşamanın yavaş ama daha derin adımlarla, karşılıklı merak ve karşılıklı keşif gerektirdiğini görmek) bitmeyen ve ödüllendirici bir ilişki için uygun bir temel oluşturur.
Beraberliklerinin 50. yıldönümünü kutlayan çiftlerin ayakta alkışlanması gereken bir zaman diliminde yaşıyoruz. Boşanmak kolay, emek ederek sürdürmekse zor olanıdır.
“İlk âşık olduğum adam genç, yakılıklı, hırslı ve eğlenceliydi. Bu adamı inanılmaz bir coşkuyla sevdim. Daha sonra ikinci adam ortaya çıktı. Bu adam işkolikti. Bu işkolik adamı sevmekte biraz zorlandım ama biraz gayretle zamanla onu da sevdim. Daha sonra günümüzde orta yaş krizi denilen bir dönemden geçti. Doğrusu zor bir dönemdi. Anca bu süreçten geçen adamı da sevebildim. Sonra emekli oldu. Başlangıçta sarsıldı ama sonunda kendini buldu. O kocayı da sevmeyi öğrendim. Şimdi ona bakıyorum da o artık yaşlanmış, cildi sarkmış, göbeği çıkmış, saçları ağarmış yaşlı bir adam. Bir zamanlar coşkuyla, deliler gibi âşık olduğum o yakışıklı adam değil. Ben bu beş adamı da seviyorum. Belki eskisi gibi coşkuyla değil ama çok derin ve dingin bir sevgiyle. İşte sır bu… Beş kocayı da sevmeyi öğrenebilmek… Şimdi sırrı sende öğrendin”
Ateşi de, közü de, külü de sevebilmeyi öğrenmek. Derin ve dingin… Değişim kaçınılmazdır. Önemli olan değişim süreçleri içinden geçen o yeni insanı keşfetmek, kabul etmek ve farkındalıkla sevebilmektir.
AŞKI SÜRDÜRMEYE YARDIMCI OLABİLECEK ÖNERİLER
1–Partnerinizin konuşmasını dinleme yeteneğinizi geliştirin. Yanıtlar vermeyi düşünmeyin.
2-Ondan hiçbir şey istemeden yaşamdan ne beklediğinizi, ne yapmak istediğinizi ona açıkça belli edin. Anlatın.
3-İkinize ve partnerinize iyi gelecek şeyleri kendi ilgilerinizin önünde tutun.
4-Size kötü davranıldığını hissettiğinizde ona düşünme payı bırakın.
5-Onunla sık sık kişisel mutsuzluğunuz dışındaki konulardan da içtenlikle konuşun.
6-Kişisel hırslarınıza gülmeye çalışın, bilin ki çoğu insan hedeflerine ulaşamaz.
7-Kaçınılmaz hayal kırıklıkları olsa bile cinsel davranışlarınıza çok değer verin.
Yani çift ilişkisinde cinselliğin yeri özeldir.
8-Sevginin gelişmesinde partnerinizin cinsel ihtiyaçlarına yer verdiğinizin onun tarafından algılandığının farkında olun. Buna yer verdiğinizi bilsin.
9-Bedeninizi ve onun hazlarını sevin; bedeninizdeki kusurları o kadar ciddiye almaktan vazgeçin.
10-Doğruluk, dürüstlük ve saygı aşkı besler, aşk iyi seksi besler, iyi seks de aşkı besler. Birbirini besleyen bir döngüdür.
11-Duygularınızı sahiplenin ve belli edin. Ancak sanmayın ki kişiler arasın herhangi bir ilişkide en önemli yanlar bunlardır.
12-Partneriniz o sırada aşkınızın gereklerini tam karşılayamıyorsa hemen aşkınızdan vazgeçmeyin.
13-Partnerinize sevgiye ve sekse ne kadar yer verdiğinizi söyleyin. Şunu söylemekten de sıkılmayın. Seks de kendinizi doygun hissetseniz de sevilmeye doygunluğu yaşamıyor olabilirsiniz…
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
0 (242) 316 98 99
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.