Aile Çift Terapisi Hakkında Merak Edilenler - Röportaj
Aile-Çift Terapisi:
Aile-Çift Terapisi eskiye göre daha çok bilinen bir alan. Hatta popüler meslekler arasında. Duymayanımız bilmeyenimiz yok gibi. Dışarıdan biraz gizemli görünse de aslında kendi koşullarında önemli güçlükleri, handikapları olan bir hizmet alanı. Eşimiz veya sevgilimizle yaşadığımız bir sorun çözümsüzlüğe girdiğinde ilk aklımıza Aile ve Çift Terapisi gelir. Kimi zaman sorumuz o kadar büyük gelir gözümüze, onların bile bu sorunu çözebileceğine inanmayız, Bazen de bize mutlak kurtarıcı gibi gelirler. Bu yoğun ilgiye binaen Aile çift Terapisi hizmeti veren kurumların hizmet alanları inceledik. Bu işinde bir standardı yokmuş. Farklı farklı metodlar uygulayan uzmanlar var. “Sıradan konuşma gibi düşünülmemeli” diyor çoğu uzman. Bu alan sistem üzerine inşa edilmiş ve hizmet süreci tamamen profesyonel bir format üzerinden ilerliyor. Matematiksel veri kullanan teorilerden döngüsel sistemlere kadar yelpazesi geniş hatta gün geçtikçe genişlemeye devam eden de bir alan.
Adını sürekli duyduğumuz Aile-Çift Terapisi alanı gördüğünüz gibi çeşitli, geniş hatta karmaşık bir alan. Bu alanı tanımanın bir ihtiyaç olduğunu düşündüm ve bir uzmanla konuşmaya karar verdim. Bu ay ki röportaj konu başlığını Aile-Çift Terapisine ayırdım. Uzman Psikolog Sema TEKİN’ den randevu alıp ofisinde “Aile ve Çift Terapisi” hakkında konuştum. Samimi bir ortamda geçen söyleşinin ayrıntıları şöyle:
Röportaj: Ebru AKKOYUN / Aktüel Psikoloji
EA- Uzman Psikolog Aile-Çift Danışmanı Sema Tekin Kimdir?
ST- 1985 doğumlu Sema Tekin, ilköğretim ve lise eğitimini Mersin’de almış, lisans eğitimini Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlamıştır. Lisans eğitimi süresince, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yetişkin erkek ve kadın servisinde, Eyüp Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde, Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöropsikoloji Kliniğinde stajlarını tamamlamıştır. Akademik olarak iki kongrede çalışması yayımlanmış, birlikte çalıştığı ekiple birlikte üç sempozyum ve birçok seminer organize etmiştir. Şu an İstanbul Bilim Üniversitesi’nde yetişkin odaklı Uygulamalı (Klinik) Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Kasım 2013 tarihinden itibaren APAMER Aktüel Psikolojik Danışmanlık Merkezinde yetişkin psikolojisi alanında danışan takibi yapmaktadır.
EA- Aile-Çift Terapisinde kullanılan yaygın yöntemler nelerdir?
ST- Kişinin yönelimine ve danışanın ihtiyacına göre yapısal aile teorisi, aile sistemleri teorisi, sistemik ve stratejik aile terapisi, dinamik aile terapisi ve bilişsel davranışçı aile terapisi genellikle tercih edilen yöntemler arasındadır.
EA- Aile-Çift Terapisi öncelikli olarak hangi eğitimleri almalı, öncelik sırasına göre bir hiyerarşi oluşturmak isterseniz adaylara önerileriniz neler olur?
ST- Bu durum da terapistin ya da danışanın yönelimine bağlı olarak değişir aslında. Kişi hızlı sonuç almaya daha yatkın bir yapıya sahipse başlangıç olarak bilişsel davranışçı terapi veya çözüm odaklı terapi eğitimlerini alabileceği gibi; kişinin yapısı analiz edip ilerlemeye müsaitse daha dinamik kökenli terapilerin tercih edilmesinde fayda vardır. Karakter yapımız hayata bakış açımızı etkileyen unsurlardan biri olduğundan, önyargılarımızdan bağımsız hareket etmemiz zor bir süreç. Bu sebeple çözüm odaklı bir bireyin başarılı bir şekilde dinamik kökenli terapi uygulaması ve anlamlandırması nispeten daha zordur. Yola başlarken kendi yapınıza uygun bir yol seçiyor olmanız, süreci ele almanızı kolaylaştıracaktır. Bu eğitimlerini tamamladıktan sonra aile ve çift terapisi eğitimi ve cinsel terapi eğitimi almaları terapi sürecinde nasıl ilerleyecekleri konusunda yardımcı olabilir.
EA- Aile-Çift terapisinde seansların ne kadar süreceği ile ilgili bir standart var mı?
ST- Uygulanacak terapinin yöntemine bağlı olarak değişmekle birlikte, genellikle tercih edilen seans süresi 45-60 dk arasındadır. Seansların ne kadar süreceği ise aslında tamamıyla danışanların durum ve tutumlarıyla ilişkili bir durum. Danışanlar seanslarda alınan ve/veya fayda sağlayacağını düşündüğü kararları uygulamaya ve yaşadığı sorunu çözmeye odaklıysa 8-12 seans arasında çözüm alabilirken, kendi içinde karmaşaları ya da travmaları varsa, seans içerisinde işbirlikçi değilse vb. durumlarda daha uzun sürebilmektedir.
EA- Bibliyoterapi kullandığınızı biliyoruz. Aile-Çift Terapisinde bu yöntemi ne sıklıkla kullanıyorsunuz. Kısaca bibliyoterapi hakkında bilgi verebilir misiniz?
ST- Bibliyoterapi, kişinin içinde bulunduğu durumu anlayabilmesi, problemlerine daha geniş çerçeveden bakarak çözüm bulabilmesi ya da kişisel farkındalık sağlayabilmesi adına uygun kitaplardan yararlanmasını sağlayacak bir terapi yöntemidir. Şöyle düşünün, başvuran danışan haftada 168 saatin yalnızca 1 saatini terapide geçiriyor. Geri kalan zamanında hayatın telaşı çoğu zaman ona keşfetmek ya da değişim sağlamak istediği konuları unutturuyor. Bu yöntem en azından haftada birkaç kez de olsa unuttukları bu gerçekle ilgili adım atmış olma imkânı tanıyabiliyor.
Her danışanıma önermiyorum, herkes bibliyoterapiden fayda sağlar diye bir inancım yok. Benim için bu yöntemi etkili kılan kitapları doğru zamanda doğru bireylerle buluşturabilmek.
EA- Aile-Çift Terapisi kapsamında bibliyoterapi için güncel olarak hangi kaynakları önerirsiniz?
ST- Terapiye başvuran çiftlerde sıklıkla kıskançlık, öfke, duygusal yoksunluk ve sınır koyma güçlükleriyle karşılaşıyorum. Dolayısıyla önerdiğim kitaplar bu odakta fayda sağlayabileceğini düşündüklerim. Bireysel sorunlarını çift terapisinde odağımıza alacak kadar vaktimiz olmadığından genellikle bu noktadalarda bibliyoterapiye başvuruyor ya da ek terapi için yönlendirmede bulunuyorum.
EA- Aile-Çift Terapisinde toplu seanlara (paket programlar) yaklaşımınız nedir, bu tür paket programların gönüllülük ilkesine zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
ST- Paket program zaman zaman danışana daha uygun terapi alabilme imkanı, terapiste ise güvence sağladığından faydalı bir uygulama olmakla birlikte ben uygulamayı tercih etmiyorum. Tercih etmeme sebebim, danışanın hayat şartlarının terapiye devam etmeye el vermediği, verim almadığını düşündüğü ya da farklı bir sorun yaşadığını düşündüğü noktada seansları bırakmanın ona ek bir yük oluşturması. Bu durumun aldığı hizmete ve sektöre olan bakışını etkileyebileceği görüşündeyim. Güven ilişkisinin kurulduğu ve devam sağlayacağını düşündüğümüz bir danışanla paket program yapılmasını doğru ama yeni başlanılan bir terapiden paket program yapılmasını riskli buluyorum dolayısıyla.
EA- Danışanın sürece katkısı nasıl ve ne ölçüde olursa verimli olur?
ST- Terapiyi yaşadığımız süreci, sürecin kaynaklarını ve sonuçlarını fark etmenin bir yolu olarak görüyorum. Değişim ise farkındalıklarınızı nasıl yönettiğimizle ilişkilidir. Ya farkında vardığımız şeyleri değiştiririz ya görmezden geliriz ya da onların hayatımıza olan etkilerini sınırlandırmaya çalışırız. Danışanların fark ettikleri şeyleri görmezden gelmedikleri sürece, seans içinde işbirlikçi olduklarını düşünüyorum. İşbirlikçi danışanlar genellikle terapinin bir süreç olduğunun ve bu sürece zaman, kaynak ve emek verdiklerinin farkında oluyorlar. Dolayısıyla seans içinde konuştuğumuz konularla ilgili seans sonrasında düşünmüş ya da adım atmış, güncel çatışmalarıyla ilişkili yeni çözüm yolları geliştirme eğiliminde oluyorlar.
EA- Adaylara önerileriniz nelerdir?
ST- Aslında önemli olan nokta çiftlerle çalışmak isteyen terapistlerin öncelikle bireysel yetişkin terapilerinde yetkin hale gelmelerini beklemeleridir. Henüz yetişkinlerle yeterince çalışmamış olan bir terapistin; iki ya da daha fazla kişiyle çalışması seans içerisinde çaresiz hissetmesiyle sonuçlanabilir. Yani, danışanların bireysel olarak yaşadıkları sorunların odağını, hayatlarındaki çatışmalarını ve baş etme kaynaklarını tanımadan çift terapisine başlamak, terapistin kendini ciddi bir bocalamanın içinde bulmasıyla ve yetersizlik hissinin açığa çıkmasıyla sonuçlanabilir. Bu durum zaman zaman süpervizyonla asgariye indirgense dahi seans içerisinde yalnız olduğumuzu ve süpervizörlerin bize eşlik edemeyeceğini unutmamakta fayda görüyorum.
Kaynak:Aktüel Psikoloji
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.