Hipnoz hakkında bilgi ve söyleşi

Hipnoz hakkında bilgi ve söyleşi
Eğitimci ve Psikolojik Danışman ERDAL BOYRAZ ile Hipnoz uygulamaları ve kullanım alanlarıyla ilgili röportaj...

Eğitimci ve Psikolojik Danışman ERDAL BOYRAZ ile Hipnoz uygulamaları ve kullanım alanlarıyla ilgili röportaj...

1) 1) Hipnoz üzerine hangi eğitimleri aldınız?

Hipnoza ben üniversitedeyken merak salmıştım. Bunun için alanında uzman kişilerin kitaplarını okudum mesela Tahir ÖZAKKAŞ. Tahir Özakkaş’ın kitapları hem çok ağırdır hem de otoritedir. Onları iyice okudum. Sonra yanında bu işle uğraşan bir kaç kişi vardı bu kişilerden biri Mehmet AYVACIYDI, vefat etti, alanında iyiydi. Ondan bir şeyler alma fırsatım oldu. Diğer arkadaşlar da vardı tabi ama onlar amatörce çalışıyordu. Bence bizim en önemli yanımız amatör ruhlu profesyoneller olmaktır. Bunu anlatan Avrupalıların bir deyimi var “Türk gibi başla ama Türk gibi bitirme” derler. Şimdi Türkler bir olaya başladığı zaman Avrupalılara göre sefere gidiyormuş gibi hazırlanırlar ama sonunu getiremezler. Nokıa ilk lastik ayakkabı bot üretmiştir. Buda küçük bir odada başlıyor daha sonra çok büyük bir hadise yaratıyor. Bize derler ya çok hayalcisiniz diye hayalci olmamak kadar kötü bir şey yok, hayalperestlikten değil gerçekleştirilebilecek bir hayalden bahsediyorum ben. Reklâmın dünyada bir numaralı insanı olmam lazım diyor ve bunun için de hayaller üretiyorsa ki ben bir ara bir kurumun reklâm işine baktım, benim böyle bir hayalim vardı, bir broşür hazırlanması gerekiyordu. Dedim ki hocam ben hazırlayayım ve beni Kırklareli’ndeyken İstanbul’a yolladılar bir kitapçık hazırlamıştım o zaman hiç yapılmayan bir şey yaptım aralara fıkralar, espriler kattım. İnsanlar onu mecmua gibi algıladılar aralarına da reklâmı ekledim ve o kadar tuttu ki 50 tane kurum, dershane aldı bu broşürlerden Hatta keşke onun tasarım hakkını satın alsaymışız, dedik. Ödül vereceklerdi yok dedim aldım ben ödülümü. Ve bizim broşürlerin benzerleri çıkmıştı biz Hızır beyi koymuştuk onlar onu çıkarıp başka birini koymuşlardı. Keşke o alanda ilerleseydim ama insan bir alana bağlı kalmamalı. Amerika’da bakıyorsun adam mühendis ama şirket kurmuş başka bir işle de uğraşıyor. Yani hedefleri geniş tutmalıyız.

2) Peki, küçüklüğünüzde Hipnoza ilginiz var mıydı?

Bu ilgim şöyle başladı. Tarzanlı bir çizgi film seyrediyordum. Tarzan’da ormana bir adam geliyor ve ormandaki insanları hipnoza alıyor ve garip şeyler oluyor.Tarzan olayı çözmek istiyor ama çözemiyor. İkincisi de okuduğum bir çizgi roman vardı. O zamanlar çok meşhurdu Mandrake diye. Mandrake'de de aynı şeyler oluyor ama Mandrake dışında kimse bilmiyor. Olay bir adada insanları hipnoz ederek onları yönetmesiyle başlıyor. Benim o zaman hep aklımı karıştırıyordu böyle bir şey bilim mi, büyü mü? Sonra bu olayın sihirle alakalı olmadığını anladım.

3)Hipnoz genel olarak nerelerde kullanılır?

Hipnoz şu an eğitimde kullanılıyor. Motivasyon temininde, bir dersin öğreniminde, bir fobinin geçirilmesinde kullanılıyor. Bundan 1-2 ay önce bir çocuk geldi. Derslerinde falan bir sıkıntısı varmış. Baktım IQ'sunda bir problem yok. Ama kendini derslere karşı kapatmış. Daha sonra ben, sen gördüğün hiçbir şeyi unutmuyorsun sana ispatlayabilirim, diyerek hipnoza aldım. Ve onu en korktuğu derse götürdüm(matematik). O gün de hoca üslü ifadeleri anlatmış. Kalktıktan sonra bana hocanın anlattıklarını anlattı, şimdi hatırladım o zaman üsleri işliyorduk, dedi. Sonra sınava girmiş. Hep 0,10 alan çocuk bu sefer 60 falan almış. Şu an görüşemiyoruz ama gelecek herhalde.

4) Herkes Hipnoz olabilir mi?

Bu bilimsel kaynaklarda şöyle yazıyor ; % 92 olur % 8'i olamaz. Bunlar sol beynini çok fazla kullananlar vs. Bunlar olamaz…

5) Hipnozun üç temel hali var. Letarji (şarm, telkin, inangaçlık hali), Katalepsi (donma hali, Somnambülizm (uyurgezerlik hali
Birbirleri arasındaki farklar nelerdir. Siz hangisini kullanıyorsunuz?

Hipnozda birçok aşamadan bahsedilebilir. Birincisi mayalamak bölümü. İnsanların uyuşuk olduğu dönemlerdir. Gözler kararır. Hafifleme başlar. Diğer aşama da görüntü aşamasıdır. Görüntü ve yaşantı. Bir gerçekliği 4 boyutlu yaşar. Hisseder, korkar, üşür, terler... Mesela bir öğretmen geldi. Oda sıcak, klima falan da yok. 8–9 kişi geldi izlemeye. Ben onu oda sıcak, klima da yok diye okyanusa gönderdim. Yüzsün diye. Biraz sonra çıkardım, ben burada çok üşüdüm falan demeye başladı.

6) Hipnozun da dereceleri var mıdır? Mesela tam hipnoz yarım hipnoz gibi?

1. kademeden başlar 7. kademeye kadar gider. En iyisi de 7. kademe. Biz ona katelekt yani insan taş gibi kalabilir donabilir veya vücudunda tıbben açıklanamayacak bir değişiklik olur. Bu değişim hala açıklanamıyor.

7) Mesela alışkanlık gidermede hipnozun yararı var mı?

Alışkanlıkların giderilmesinde zaten kullanılıyor. Yeni alışkanlıklarda da; yazma, okuma çizme gibi... Takıntılar, korkular, fobiler, panik atak gibi durumlarda çok etkili oluyor. Ama kişiye göre değişiyor. Kişinin o anki hipnoz ortamına göre değişiyor.

8) Birey kendi kendini hipnoz edebilir mi?

Evet. Bunu çok iyi yapan insanlar var.

9) Hipnozun zararları var mıdır?

Hipnozla ilgili çoğu insanda önyargı var. Korku gibi. Çok hikâyeler bulunmaktadır. Ama aslı yoktur. Yani dünyada en az zararlı ve en az yan etkisi olan yöntemlerden birisidir hipnoz. Hipnozu 60’lı yaşlardan yukarı olanlara yapmamanız gerekiyor. Kalpten dolayı. Kalp rahatsızlığı olanları ve çok ileri derecede depresyona girenleri yapmamamız gerekiyor.

10) Hiç kendinizde Hipnozu denediniz mi?

Deniyorum fakat bunu sonradan fark ettik. Hipnoz yapanlar hipnoz olmuyorlar. Şöyle ki benim bir arkadaşım var, ona da öğretmiştim hipnozu. O da profesyonel. Arkadaşım beni hipnoz eder misin diye bir teklifte bulundu. Uğraştım uğraştım olmadı. O bende denedi. O da yapamadı. Sonra başka bir arkadaşı aradık. Gel seni hipnoz edelim diye. O da hiç boşuna uğraşmayın beni de denediler ben de hipnoz olamadım.(gülüşme) Sonra öğrendik ki hipnoz edenler hipnoz olmuyorlar.

11) Hipnoz ettiğiniz kişilerden unutamadığınız bir anınız var mı?

Çok. İnsanlar hipnozla ilgili en iyi şeyleri izliyorlar, sonra da gerçek mi, değil mi diye şaşkınlıkta kalıyorlar. Bundan 2–3 ay önce 35 yaşlarında bir bayan gelmişti. Bayanda yaş dolayısıyla psikolojik rahatsızlık belirtileri falan başlamış. Sonra ben onu doğmadan önceki haline götürdüm. Anne karnındayken neler konuşmuş falan. O da inanamadı önce hadi canım dedi. Ben de hadi bir yapalım o zaman dedim. Aldım hipnoza. Şimdi 3 aylıksın dedim. Sonra annem mutfakta patates haşlıyor dedi. Sonra yanında da bir kadın var konuştular. Sonra doğmadan önce 6 aylıkken ki haline götürdüm, ne duyuyorsun dedim. O da evde kalabalık var konuşuyorlar dedi. Ardından ben ne konuşuyorlar dedim. Babaannemin gözünün ameliyatını konuşuyorlar. Gergin bir durumdu. Neyse uyandırdım. Hatırlıyor. Ardından hocam ben bunu soracağım dedi. Sonra üçte evine gitti. Beşte geri geldi, şaşkın bir durumda. Hocam işte aileme söyledim kız sen nerden hatırlıyorsun onları dediler, dedi. Mesela anne karnında Mozart dinleyip de çocuğun büyüdüğünde de Mozart dinlediği durumlar da oluyor. Veya Kuran’ı Kerim dinletildiğinde, Kuran-ı Kerim dinlediği... 5 yaşında bir çocuk Kuran-ı ezbere biliyordu. Çünkü çocuğun yanında kuran okumuşlar.



12) Bir kere hipnoz ettiğinizi Amerika’ya da gitse yine hipnoz edeceğinizi söylemişsiniz bu nasıl oluyor? Yüz yüze hipnoza göre telefonun etkisi nasıl?

Diyelim ki sizi hipnoz ettik. Bir kod veriyoruz. Diyelim ki yıl dediğimizde hipnoza geçiyorsunuz. Amerika’dan da yıl dediğimizde geliyorlar.

13) Aynı anda en fazla kaç kişiyi hipnoz ettiniz?

Bir keresinde beni tuzağa düşürmüşlerdi. Bir sınıf demişlerdi 350 kişi koymuşlardı salona. 350 kişinin yaklaşık 300'ünü yapabildim. Diğerleri de ne oluyor diye bakıyorlardı.(gülüşme) O sırada çok komik bir şey daha oldu bir öğretmen geldi çok yorgunmuş hadi bir hipnoz olayım dedi ve geldi daha hipnoz başlamadan başladı horlamaya. Daha sonra tuttum omzundan dışarı çıkardım.

14) Hipnoz ettiğiz kişi en küçük hangi yaştaki bilgiye kadar ulaşılabiliyor?
3 haftalıkken. Anne rahminde 3 haftalıkken ne duymuşsa hepsi beyninde var. O zaman uykulu değilse. Uykulu olduğu vakitlerde bir şey duymayabilir.

15) Samanyolu Tv’de yayınlanan “Boşanmak İstemiyorum” adlı programa danışmanlık yapıyorsunuz. Sizce bu program izleyiciler tarafından nasıl karşılandı. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Gerek Samanyolu Tv’de Boşanmak İstemiyorum’da, Gerek Yumurcak Tv çocuk programlarında danışmanlık yaptım. Boşanmak istemiyorum programına gittiğimde acayip sıkıldım. Çünkü 3 bölüm birden çekiliyordu. Yani siz onu 120 dk'da izleseniz de biz bunu 12 saatte çekiyoruz. Bu kadar sıkıcı bir programı kim izler, diye söyleniyordum. Sonra nasıl böyle bir programa gidersin diyerek dalga geçecekler diye düşündüm. Sonra bir baktım ki bütün bayanlar bu programı izliyor.

16) Zaman gazetesinde ‘Eşini büyüklerine seçtiren birey ilerde şikâyet etmeyecektir’ demişsiniz. İlerde şikâyet etmemek için illa büyüklerimizin tecrübelerine gerek var mıdır?

Büyüklerimizin tecrübeleri konusunda son 20–30 yıldır büyük bir afet yaşıyoruz. Bizim çok sağlam bir kültürümüz ve birikimimiz var. Bizde gideyim psikologa danışayım fikri yok, ama bizde psikolog çok var. Yani çok iyi algılayan insan. Ya da insan size çok iyi aynalık yapıyor. Bu tür işler duygu ve tepkiyle alakalı. Mantıkla değil. Mesela evlilik mantıkla değildir. Evlilik duyguyla yürür.

17) Anne babalar sınavlar nedeniyle gençlere sürekli çalışmasını telkin ederek, gençler üzerinde bir baskı oluşturuyorlar. Bu yöntem gençlerde sorunlara yol açar mı? Anne babalara ne tavsiye edersiniz?

Şimdi burada baskı çok da faydalı olmuyor, doğru ama burada insanın kişilik tiplerine vurgu yapmak istiyorum. Bazı insanlar uzun süreli ders çalışmaya müsaittir. Bazı insanlar ise çocukluktan beri alışmışlardır uyarım olmadan bir şeyi yapmıyorlardır. Mesela sigara içen biri sınavlarda başarılı olamaz. Uyuşturucu gibi bir şey. Ailelerde okullarda çocuklarda bilinçsizlik var.

18) Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.


Röportaj:İREM DOĞANKOÇ-YAĞMUR ALUÇ

Fotoğraf: MERVE TEKCAM

www.haber.pro

Bu haber toplam 22097 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum