Evlilik Mi Kariyer Mi? İkisi Bir Arada Olamaz Mı?

Evlilik Mi Kariyer Mi? İkisi Bir Arada Olamaz Mı?

Northumbria "City Campus"ün kafesinde mocham ve not defterimleyim. Burayı kampusün diğer kafeleriyle karşılaştırırsak, burası daha tenha ve sessiz. Genelde bölüm arkadaşlarıyla gelip kahvelerimiz eşliğinde ders öncesi ya da ders sonrası tartışma içerikli fikir paylaşımı ya da çatışması yaptığımız yerdir. Ders öncesi kafamdaki düşünce fırtınalarından fırlayan cümleleri yazıya dökmek için bu sefer tek başıma gelmek istedim. Evlilik ve kariyer konusu arkadaşlar arasında sıkça yaptığımız sohbetlerden biri, Evrim psikolojisinden sonra tabi ki! 

Karakterimin bir parçası mı yoksa gelecekteki işimin bi parçası olduğundan mıdır? Henüz ayırt edemedim. Ama kuvvetle muhtemel ikisinin de etkisi vardır. İşte bu yüzden insanların kurduğu hayalleri yeniden kurup incelemekten akademik bir zevk alıyorum.

Her kadının evlilik hayali, çocukken oynadığı evcilik oyunlarından beslenen (anaç yetiştirilmesinden kaynaklanan) bir bilinç altı meselesi bazen de  erkeklerin evlilik sebeplerinde ilk sırayı alan soyunu sürdürme telaşıyla aynı hassasiyeti taşımaktan  ileri gelen bir hayaldir. Henüz kız çocuğuyken anne olmak, yemek, temizlik yapmak, güzel görünmek rol kodlarıyla beynine giriş yapılan kadının ileride ki hayali bundan öteye geçebilir mi acaba?

Türkiye'de bu hayat tarzını seçen iki kesim kadın var. Bir kesim isteyerek, bilerek ve zevk alarak diğer kesim de  başka bir şans bırakılmadığı için seçmek zorunda olanlar. Bilerek isteyerek seçenlere sözüm yok hatta ve hatta saygım var. Ömrünü adadığı mesleğin maddi bir geçerliliği, büyük bir saygınlığı olmamasını bile bile saçlarını süpürge eden ve bundan derin bir mutluluk duyan ev kadınlarını alkışlamak düşer bana. Gel gelelim eğitim alma hakkı, zorunlu eğitimden fazlasına gitmeyen kızlar, henüz ne istediğini düşünme fırsatı bile bulamadan kendini belediye başkanından alınan yetkiyle kıyılmış nikahlarında buluyorlar! Bu düşünceler aklımın koridorlarında gezinirken okuduğum bir yazı bana muhalefet olmuş bile. 2006 yılında Dünyaca ünlü iş dergisi Forbes’in internet sitesinin, Amerikali editörü Michael Noer tarafından yazılan” Kariyer Sahibi  Kadinla Evlenmeyin!” başlıklı yazısındaki anafikir kariyer sahibi olan kadının yani üniversite eğitimi almış, başarıyla mezun olmuş ve yılda 30 bin dolardan fazla kazanan kadının  aldatmaya elverişli olduğunu” iddia ediyor .Erkeklere bu özellikleri olan bir kadınla evlenilmemesini tavsiyesinde bulunuyor. Kültür ve değer yargılarının farklılık gösterdiği dünyada  böyle bir genelleme, kariyer sahibi kadınlara yapılan çirkin suçlamadan başka bişey değil. Kariyer sahibi olduğu halde fedakarlık ve özveri örneği teşkil eden  bir olay ise gene Amerikanın Oxforshare eyaletinde gercekleşmiş.

Mrs.Cherry’nin, 35 yaşında, 3 çocuk annesi  ve hemsire olan Chatty Hambly ile yaptığı röpörtaj ise kariyerin evlilikte yol açtığı olumsuzluğun nasıl iyileştirildiğine bir örnek teşkil ediyor. Anestezi uzmanı Peter Hambly ile  evli olan Chatty 3 çocuğuyla  ve iki kariyeri birlikte götürmekte zorlandıkları zaman hemşireliği bırakıp bir okulda daha az çalışma saati olan sekreterlik yaptığını söylüyor. Çevresindeki bazı insanların aynı şartlarda kariyerine devam edebildiğini ama anestezi uzmanı olan eşinin calişma saatlerinin fazla olmasından dolayı bu kararın hayatlarını iyileştirdiğini söylüyor. Cinsiyet eşitliği ve ev işlerinin bölünmesi gerektiğine inandıklarını savunan çift çocuklarına  da kendilerine de adil davranmak için böyle bir karar aldığını ekliyor. Dünyanin gelişmiş ülkelerinde kariyer sahibi çiftlerin cocukları ve evlilikleri icin  orta yolu bulma hikayelerine rastlamak mümkünken, Türkiye'de  kariyer hayalinin evliliği baltaladiği inancini hala duyuyorum. İngiltere'de aynı üniversite anfilerini paylaştığım evli arkadaşlarımın master ve doktora planlarını dinlerken kulaklarımın sevincini yüzüme konan tebessümlerle hissediyorum!Çünkü evli olmaları, eğitim veya  kariyer hayatlarini engellemediğini, üstelik yüklerini hafiflettiğini söylüyorlar. Bu durumda eşler arasında destek olma yardımlaşma ve yanında olduğunu hissettirme gibi yapıcı faktörler kariyer sahibi çiftlerin evliliğinin temelini sağlamlaştırıyor

Kariyer hayali olan bir kadının aynı zamanda evlilik ve anne olma hayalinin de olabileceğine  karsi cikan, kadınları evlilik veya kariyer arasında seçim yapmaya zorlayan erkek egemen furyası biraz daha adil yaklaşması gerekir.Kendi komplekslerini inkar ederek kariyer sahibi kadının, mutsuz evliliğe sebep olacağı fikrine  yandaş toplamak isteyen bu grubun aslında psikolojik takıntılarına yandaş edinmek istediklerini düşünmeden edemiyorum.

Kariyerinde adım adım ilerleryen bir kadının kocası tarafından övülmesindeki olumsuzluk ne olabilir ki! Büyük bir erkek hegemonyasının şiddetle eleştirdiği ve hazmedemediği nedir! Kendisinden üstün hatta eşit kariyere ve eğitime sahip olan kadınları yermelerindeki kompleksin en bilinen sebebi “aşağılık” ya da”kıskançlık” olabilir. Kadının güç gösterisi sergileyemeyip pasif kaldığı zamanlarda bıkan ve sıkılan erkek egosu!Aşağılık kompleksini telafi edecek (başka bir kadına eğilim) diğer yollara başvurma gereksinimi hissetmesi bu darbelerin başlangıcını olusturmaktadır.

Öte yandan eşlerinin kariyerine olan düşkünlüğünden muzdarip evliliği sallantıya giren erkeklerin de beklentilerini yabana atmamak gerekiyor.

Şu halde arkasinda mutsuz yada yikilmis evlilik  birakmak istemiyorsa, kadının eşine, evliliğine ve kariyerine zaman ayırmakta adil davranması gerekiyor. Kariyeri ve evliliği arasındaki dengeyi sağlayamayan kadınların arkadasında mutsuz eş ve cocuklar bıraktığı da göz ardı edilemez bir gerçektir.

The independent gazetesinde  2000 yılında Sosyal ilişkiler  Editörü Cheery Norton yayınladıgı “Hayat şartları evli kadınları kariyer hayatının dışına çıkmaya zorluyor” başlıklı makalesinde, yapılan araştırmaya göre çift maaşa sahip olan bir ailede kadınların kocalarının işlerini kendi işlerinden daha önemli bulduklarını göstermektedir. Bu çiftlerde kadınların daha fazla strese girdikleri ve aynı zamanda kendi hayatlarına egemen olamadıkları belirtilmistir. Çaba gerektiren yani zor bir işe sahip olan çiftlerde hem kadın hemde erkek için yaşam kalitesi oldukça düşük olduğu gerçeğini vurguluyor. Cornell Üniversitesi İstihdam ve Aile Kariyeri Enstitüsü Yöneticisi Pyhliss Moen,2000 yılında The Independent gazetesine verdiği demecte,araştirmacıların yeniçağ evliliklerinde en başarılı ilişkilerin mesleklerinde eşit çalişma saati harcayan (haftada 39 ‘dan 45 saate kadar) çiftlerin olduğu sonucuna vardıklarını söylüyor.

Kariyer  sahibi kadın evliliği ve kariyeri arasındaki  dengeyi sağladığı müddetçe, toplumun temel taşı olan “aile” kurumuna mükemmel derecede olumlu etki edebilir ve sosyal hayata sağlam bir zincir kazandırmış olmanın verdiği hazzı yaşayabilir. Bu kadınların yetiştirdiği çocuklar ve desteklediği eş ile görünen aile kurumu etrafına muhteşem bir parıltı saçabilir, buna bizzat şahit olmuş biri olarak ısrarla savunduğum fikir  kariyerli bir evliliğin topluma faydası olduğudur. Şayet birçok erkek yersiz tabularını yıkar, egolarına teslim olmaktan vazgeçer, birçok kadin da gereken şart ve zamanlarda kariyerinden kısa ya da uzun vadeli ödün vererek kariyerin evliliğine olumsuz etkisini daha az’a indirgeyebilirse kariyer  sahibi veya eğitimli bir eşin zararı değil aslında faydasın olacaği kanısındayım.

Tuba DOĞAN

Northumbria University 

Psychology Student

Bu yazı toplam 4703 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi