Doğru Nefesle Sağlıklı Yaşam

Doğru Nefesle Sağlıklı Yaşam
Doğru nefes almak hayata pozitif bakmaya, zayıflamaya, kalp çarpıntısını engelemeye, sigarayı bırakmaya yarıyor. Nefes Terapisi Uzmanı Polat, doğru nefesin faydalarını anlattı.

HABER7.COM - Radyo 7 programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Nefes Terapisi Uzmanı Ülker Uzun Polat oldu.

Ülker Uzun Polat, doğru nefes almanın pozitif düşünceden, zayıflamaya, kalp çarpıntılarından, sigarayı bırakmaya, uyku probleminden, yaşanılan kötü olayları unutmaya kadar birçok konuda etkili olduğunu söyledi.

EDA: Doğru nefes almak için en iyi yol nedir?
ÜLKER UZUN POLAT: Aslında biz doğru nefes almayı bilerek dünyaya geliyoruz. Diyaframımızı kullanarak nefes alıyoruz. Ama belli bir zaman geçtikten sonra, belli olaylar karşısında çocukluktan itibaren nefesimizi tutmaya başlıyoruz. Ve bu alışkanlık giderek yerleşiyor. Heyecanlandığımızda, korktuğumuzda ya da belli bir beklenti içinde olduğumuzda, telaş anımızda biz nefesimizi tutmaya başlıyoruz. Bunu da farkında olmadan yapıyoruz. Dolayısıyla diyafram kası giderek atıl duruma düşüyor. Özellikle bayanlarda zaman içinde karın bölgesine hiç nefes gitmeyip tamamiyle göğüs hareketleriyle nefes alma şekline dönüşüyor. Genel olarak erkeklerde de göğüs tamamiyle kıpırdamaz olup sadece karnı şişirip indirerek nefes alma şekline dönüşüyor. Bunun da çok olumsuz etkileri var. Bu durumun hem fiziksel olarak bedenimize, hem zihinsel olarak düşüncelerimize hem de hayatımıza olumsuz etkileri oluyor.
 
EDA: Nefes terapisi nedir? Size gelirken hangi amaçlarla geliyorlar, siz neler yapıyorsunuz ve neler öneriyorsunuz?
ÜLKER UZUN POLAT: Öncelikle kendi kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor. Sabah kalktığınızda dinlenmiş, dinç, zinde mi kalkıyorsunuz yoksa hiç uyumamış hatta dayak yemiş gibi mi kalkıyorsunuz? Yorgun olanlarda oksijen vücuda yeterince gitmiyor. Muhtemelen uyku sırasındada bu nefes tutma alışkanlığı devam eder ve bunlar ciddi fiziksel rahatsızlıklara neden oluyor. ya da spor yaptığınızda kendinizi enerjik mi hissediyorsunuz yoksa mahvolmuş gibi mi hissediyorsunuz? Bu soruların cevapları vücudunuza oksijenin ne kadar girdiğiyle ilgili cevaplar verecek. Bu fizikse kısmı, birde bunun zihinsel kısmı var. Acaba bu hayatta istediğiniz şeyler oluyor mu? Nefesi açık bir insanın düşüncesinden geçen şeyler gerçekleşebiliyor. Çünkü nefesiniz ve siz hayatınıza şekil veriyorsunuz. O zaman nefesiniz açıksa kendinizle ilgili kısıtlayıcı bir düşünce alışkanlığınızda yok demektir.

EDA: O zaman şöyle söyleyebiliriz. Pozitif düşünce doğru nefesin beraberinde geliyor.
ÜLKER UZUN POLAT: Zaten güzel olan doğal olan da o. Doğduğumuzda yaptığımızda bu. Biz bunu uzun dönem içinde tersine döndürüyoruz bir de olumsuz şeyleri sanki normalmiş gibi algılamaya başlıyoruz. Sabah yataktan zinde kalkmamak gayet normal bir şeymiş gibi zannediyoruz. Şehirde yaşamamızın bir yan etkisi diye düşünüyoruz. Bunlar hiç normal değil. Zindelik, canlılık tamamiyle bizden kaynaklanarak dışa yansıyan şeyler. Biz tamamiyle tersini yapmaya alışmışız. Hâlbuki kendi nefesimizle bütün bunları dönüştürmemiz, bütün bunları olumluya çevirmemiz mümkün. Buda nefes terapileriyle oluyor.

EDA: Genelde merdivenlerden çıkarken de nefes nefese kalıyoruz. Bu doğru nefes alamamaktan da kaynaklanabiliyor mu?
ÜLKER UZUN POLAT: Yorgunluk ve canlılık vermeyecek her şey için bunu söylemem mümkündür. Bu tamamiyle vücudun yeterli oksijen alamamasından kaynaklanıyor.

EDA: Sanırım kilolu insanlarda bu durumla daha çok karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu durumda ki insanlara neler önerirsiniz?
ÜLKER UZUN POLAT: Aslında ilginç bir şekilde nefesiniz açıksa kilo probleminiz de olmuyor. Çünkü oksijen vücudun hem besini hem yakıtıdır. Beynimiz sadece oksijenle çalışır. Vücudumuzda enerjilerin, yağların yakılması hep oksijenle oluyor. Mesela hem spor yapıp hem az yiyorsunuz ama kilo veremiyorsunuz. Yoruluyorsunuz, kendinize eziyet ediyorsunuz. Etrafınıza bakıyorsunuz sizden daha fazla yemek yiyip daha sağlıklı, daha zayıf duran insanlar var.

EDA: Bunun yanında egzersiz yapanlarda var.
ÜLKER UZUN POLAT: Tabi ama vücut oksijeni almıyorsa eğer bu yaptıklarınızla kendinize sadece eziyet etmiş oluyorsunuz.


EDA: O zaman diyet yaparken diyetten kısmak yerine nefes alış verişlerimize de dikkat etmeliyiz değil mi?
ÜLKER UZUN POLAT: Her şeyden önce oksijen… Önce oksijen vücuda girmeli, bu alışkanlık normale dönüştürülmeli. Üç nefes seansına gelip uzun zamandır kilo veremeyen ama seanslardan sonra kilo veren insanlar var. Biz tabi onu detokslarla da birleştiriyoruz. Bilimsel anlamda detoks ve bağırsak temizliği de çok önemli. Sene de mutlaka bir kez yapılması gereken bir şey. Bu tür yan şeylerle besleyerek sadece nefes terapisiyle kilo vermek mümkün.

EDA: Bu anlamda diyetisyene gitmeden önce doğru nefes alıp vermek çok önemli.
ÜLKER UZUN POLAT: Hatta biz diyetisyenlerle de çalışıyoruz.

EDA: Kısıtlı nefes alışkanlığının hayatımıza olumsuz etkileri nelerdir?
ÜLKER UZUN POLAT: Eğer kısıtlı limitleyici nefes alışkanlığınız varsa muhtemelen buna ait düşünceleriniz de vardır. Bizim vücudumuzda akupunktur noktaları dediğimiz belirli noktalarımız var. Ve bütün yaşadıklarımız o noktalarda kayıtlı. Af dilememek, geçmişi bırakamamak, stres vb… Zihinsel kaynaklı bütün sağlık problemlerinin altında geçmişte yaşanan kötü bir olay karşısında nefesinizi tutmanız, bunu bir şekilde alışkanlığa dönüştürmeniz gibi nedenler yatıyor.

EDA: Yani nefes alamamak kalp çarpıntılarına kadar götürebiliyor.
ÜLKER UZUN POLAT: Zaten seanstan önceki sizle seanstan sonraki siz arasında nefes alıp vermede ciddi bir farklılık hissedebiliyorsunuz. Örneğin seanstan önce kalp bölgenizde bir tıkanıklık varsa seans sırasında bile nefesin kalp bölgenizden geçtiğini hissedebiliyorsunuz. Bu açılımı kendiniz yaşayabiliyorsunuz. Ve bu kalıcı bir değişim. Seans sırasında düzelip eve gidince eski haline dönmesi gibi bir şey değil. Bu 3–4 seans arka arkaya alındığı zaman 15–20 gün gibi kısa bir sürede bu değişim ve dönüşüm gerçekleşmiş oluyor ve tekrardan eski doğal nefes alışkanlığınıza dönüyorsunuz.

EDA: Doğru nefes almayı öğrenmek ne kadar zamanımızı alıyor, kaç seans sürüyor?
ÜLKER UZUN POLAT: Aslında 5 seans yeterli. Ama bunu 3 ya da 4 seansa dönüştürebilmekte mümkün. Bu kişinin yaşamışlıklarıyla ilgili, nefesinizi tutma alışkanlığınızım ne kadar derinde olduğuyla ilgili bir durum. Eğer nefes alıp verme işlemini düzgün bir şekilde yaparsa 15–20 günlük bir sürede 4 ya da 5 nefes seansına gelerek rahatsızlığını giderebilir. (ki bu nefes seansları da toplamda 45 dk ve bir buçuk saat arasında değişen bir süre)

EDA: Sigarayı da bıraktırıyor mu?
ÜLKER UZUN POLAT: Evet sigarayı da bıraktırabilir. Çünkü sigara da sonuçta bir bağımlılıktır. Bağımlılığın zararı var ama ondanda kazanılacak bir fayda var. O kişinin derin çalışmasına inilip oda dönüştürülebilir.

EDA: Çocuklarda da bu tür seanslar, terapiler yapıyor musunuz?
ÜLKER UZUN POLAT: Bizim seminerlerimizde havuz seansları var. Doğal nefes alış verişlerimizi suyun altında yaptığımız da oluyor ama çocukları zaten suya sokmamıza gerek yok. Çocukların nefesleri doğala çok yatkın. Ama yine de belli bir yaştan sonra çocuklarda daha kısa 20 dakikalık nefes terapilerine gelebiliyorlar. Ama ben ağırlıklı olarak çocuğunu getirmek isteyenlerden öncelikle kendilerinin gelmesini rica ediyorum. Anne-babada ki değişiklik çocuğa yansıyor. Annede ki kontrolü, baskıyı hallettiğimizde çocuk rahatlıyor.

EDA: Nefes teknikleri içinde kötü alışkanlıklarımızdan nasıl kurtuluyoruz?
ÜLKER UZUN POLAT: Nefesin hem fiziksel bir boyutu var. Oksijenle birlikte toksin atma şeklinde bir arınması var. Birde zihinsel boyutu var. Seanstan önce korkunuz varsa, kendinizle ilgili limitleyici ya da kısıtlayıcı bir inancınız varsa seans sonrasında kendiliğinden yok oluyor. Çünkü zihinsel boyutta oksijen orayı da temizliyor. Evrende belli kurallar ve yasalar var. Bu durum pozitif ve negatif enerjinin kendiliğinden buluşması şeklinde oluyor. Biz aslında seans sırasında oksijeni bol miktarda ağızdan alıyoruz. Sürekli 45 dakika boyunca alınan bu oksijen vücutta bir enerji üretiyor. Ve nerenizin oksijene ihtiyacı varsa oraya gidiyor ve orayı kendiliğinden iyileştiriyor. Beynimiz aslında oksijeni en çok tüketen, oksijene en çok ihtiyaç duyan organımızdır.


EDA: Psikolojik olarakta kendimizi hasta hissettiğimiz oluyor. Bu durum panik ataklarda çok fazladır.
ÜLKER UZUN POLAT: O aslında öncesinde yaşanan çok kötü travmatik bir olay karşısında kişinin gerçekleşen o olay esnasında çok uzun süre nefesini tutmasından kaynaklanıyor. En kolay dönüşen rahatsızlıklardan birisi de budur. Çünkü korkuların sizde fobiye dönüşmesi, hayatınızı etkilemesine izin vermek kişiye çok zarar veriyor. Daha iyiyi daha güzeli herkes hak ediyor. Zaten nefes sizi tamamen kendinizle buluşturuyor. Seans sırasında yoğun bir şekilde bu oksijeni aldıktan sonra 45 dakikanın sonunda derin bir meditasyona geçiyorsunuz. İnsanlar o meditasyona kendiliğinden geçiyor. O durumu da uyumak sanıyorlar ama aslında çok derin bir meditasyon yapmış oluyorlar. O sırada kendileri için ihtiyaçları olan güveni, sevgiyi, aklınıza gelebilecek her türlü değeri kendilerine tekrar katmış oluyorlar. Bir huzur içinde uyanıyorlar. Ve bu dönüşüm kalıcı oluyor.

EDA: Geçmişteki kötü olayları unutmak gibi bir şansımız da var mı?
ÜLKER UZUN POLAT: Unutmak değil ama ciddi miktarda alt edilebilir. Bu bastırmak değil çünkü seans sırasında neyi bastırırsanız o ortaya çıkar. Varken yokmuş varsayamayız. İnsanlar çoğunlukla bastırmak şeklinde unutmaya çalışıyor ama bu seans sırasında kendiliğinden ortaya çıkıp dönüşüyor. Bizim yaptığımız geçmişimizle barışmak, geçmişte yaşananları kabullenmek…

EDA: Bu arada sizin ücretsiz nefes tanıtımlarınız da var değil mi?
ÜLKER UZUN POLAT: Her Cuma ve cumartesi günleri saat 1 de ücretsiz tanıtım toplantıları yapıyoruz. Nefesin önemini anlatıyoruz. Seanslarda ne yapıldığıyla ilgili de çalışmalarımız oluyor. Yerimiz Kabataş’ta. Herkesi bu seanslarımıza bekliyoruz. 21 Nisan’da da sema gösterimiz var.
 
EDA: Daha iyi konuşabilmek için nefes egzersizleri de var mı?
ÜLKER UZUN POLAT: Tabi ki de var. Biz tiyatrocularla, sanatçılarda da çalışma içindeyiz. Zaten insanlar kendini dinlerse bunu bilebilir. Birde şunu söylemek istiyorum eğer istekleriniz kendiliğinden gerçekleşiyorsa emin olun nefesiniz açıktır.

EDA: İyi bir uyku için hangi nefes ihtiyaçlarını öneriyorsunuz?
ÜLKER UZUN POLAT: Nefes alamayıp uykusundan ani bir şekilde kalkanlar var. O esnada muhtemelen uzun bir süre nefes almamıştır. İnsanlar o durumda bir anda nefes alarak boğuluyormuş gibi olup kalkıyorlar. Bu kişiler uykuda da nefes tutma alışkanlığını sürdüren kişiler ve bu gerçekten ciddi bir rahatsızlık. Bütün hücrelerin sağlıklı kalmak için belirli miktarlarda oksijene ihtiyacı var. Bu oksijeni de nefes yoluyla alıyoruz. Eğer seanslarda dönüştürebiliyorsak bu alışkanlık kendiliğinden geçiyor ve geceleri de bu nefes tutma alışkanlığımız kendiliğinden geçebiliyor.

EDA: Yorgunluğu azaltmak içinde nefes egzersizleri yaptırıyor musunuz?
ÜLKER UZUN POLAT: Bizim yaptırdığımız zaten tek tiptir. Nefes alış uzun veriş kısa olmalı. Bunu seanslarda yaptırdıktan sonra kişi kendiliğinden hem alışkanlıklarını kırıyor hem de sağlığına kavuşmuş oluyor. Belli bir zindeliğe, canlılığa kavuşmuş oluyor. Bunlar kendiliğinden dönüştürülür, dolayısıyla başka bir teknik yok.

EDA: Çok mu unutkanız? Bu yorgunluktan mı kaynaklanıyor yoksa algıda bozukluk durumu mu var?
ÜLKER UZUN POLAT: Kafamız da hep çok düşünce var. Genelde düşündüğümüzde bu düşüncelerin hiçbiri şu ana ait değil. Ya gelecek kaygılarımız var, ya da geçmişle ilgili bir takım hüzünler taşıyoruz. Bunlar kafamızı sürekli meşgul ediyor. Dolayısıyla anı yaşayamıyoruz. Nefesin en güzel yanı da meditasyonla beraber bütün ihtiyaçlarınızın karşılanıyor olması. Geçmişle ve gelecekle ilgili bütün kaygılar yok oluyor ve zihnimizde bir arınmışlık oluşuyor. Her şey daha netleşiyor çünkü kendinize daha yakın oluyorsunuz.

Bu haber toplam 20583 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum