Çikolata Kistinin 3 Önemli Belirtisi
Hastalık, bağırsak ve idrar yolu rahatsızlıkları ile ağrılı adet gibi sorunlara da yol açıyor. Çikolata kistlerinin bazı tipleri kanserleşme ve büyüme eğilimi nedeniyle cerrahi gerektirebiliyor. Ameliyat sonrası ise olası yumurtalık hasarına karşı hastaya, yumurta toplama ve dondurma işlemi öneriliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Doç. Dr. Semih Zeki Uludağ, çikolata kistleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Ailede çikolata kisti öyküsü varsa…
Endometriozis olarak tarif edilen ve karın altı bölgesindeki rahmin dış bölümünün zemininde gelişen çikolata kistleri, üreme çağındaki kadınlar açısından önemli bir sağlık sorunudur. Rahim içindeki endometrium denilen dokunun, yumurtalık dokusuna yerleşmesiyle kendini belli etmektedir. Çikolata kistleri dünyadaki 300 milyondan fazla kadında görülmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık 2,4 milyon kadın bu sağlık sorunu ile karşı karşıyadır. Ailesinde, özellikle de kız kardeşinde ya da annesinde çikolata kisti bulunan kadınlar, çikolata kisti oluşması bakımından diğer gruplara göre 6 kat daha fazla risk altındadır.
Bağışıklık sistemi hastalık oluşumunda etkili
Kadınlardaki adet süreci başladığında rahim içindeki ‘endometrium’ tabakası dışarı atılırken aynı tabaka tüplerden karın boşluğuna da geri dökülebilmektedir. Bağışıklık sistemi sağlıklı olan kadınlarda geri akan bu kan temizlerken, bağışıklık sisteminde problem olanlarda ise çikolata kistleri oluşmaktadır. Karın boşluğundaki endometrium tabakası tüplere, yumurtalıklara hatta bağırsağa ya da idrar torbasına yapışarak yerleşir ve iltihaba neden olur. Hastalığın ilerleyen döneminde kanamalar, doku iyileşmeleri ve karın içinde yapışıklıklar ortaya çıkmaktadır.
Belirtilere dikkat!
1. Adet dönemlerinde veya sürekli olabilen kasık ağrısı
2. Cinsel birliktelikte ağrı görülmesi
3. Kadınlarda nedeni belirlenemeyen kısırlık çikolata kistinin belirtileri olarak kendini gösterebilir.
Kısırlığın en önemli nedenlerinden biri
Çikolata kisti, çocuk sahibi olamayan kadınlarda %17 oranında görülmektedir. Hastalık, karın boşluğunda inflamasyon oluşturması, tüp ve yumurtalıklarda yapışıklıklara yol açması nedeniyle rahim iç duvarının gebeliğe uygunluğunu bozmakta ve yumurtalık rezervinin azalmasına, dolayısıyla da kısırlığa yol açmaktadır.
Cerrahi artık ikinci planda
Çikolata kistlerinin tedavisi, dünyada ve ülkemizde 10 yıl öncesine kadar cerrahi ile gerçekleştirilmekteydi. Ancak ameliyatın yumurta rezervine olumsuz etkileri göz önüne alındığında, günümüzde artık gebelik planı olan kadınlar için cerrahi birinci seçenek olarak kabul edilmemektedir. Şiddetli ağrı ya da kanser şüphesi gibi bazı durumların dışında hastalar için ameliyat önerilmemektedir. Ameliyatın gerekli olduğu durumlarda, cerrahi öncesi yumurta toplanıp, dondurularak saklanmaktadır. Yumurta toplama işlemi, cerrahi sonrası, olası yumurtalık hasarı riskine karşı hastanın yumurta rezervini korumak için uygun bir seçenektir. Özellikle iki yumurtalığında da çikolata kisti bulunan kadınların çocuk sahibi olma isteklerini ertelememeleri önerilir.
35 yaş üstü kadınlarda zaman önemli
Çikolata kisti tanısı alan kişinin, 6 ay içinde gebelik gerçekleşmezse bir tüp bebek uzmanına başvurması gerekir. Hastanın yumurtalıklarının rezervi, tüplerinin açık olup olmadığı ve hastanın eşinin de sperm durumu değerlendirilir. Testlerin sonucuna göre hastaya uygulanacak tedavi ve takip şekli belirlenir. Çikolata kisti olan 35 yaş üstü infertil kadınlarda ise zaman, kritik bir öneme sahiptir. Bu hastalarda yumurtalık rezervi azalma riski daha da arttığı için zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine başlamak önemlidir. Bu hastalık nedeniyle çocuk sahibi olamayan kadınlarda tüp bebek başarı şansı, hastanın yaşı, eşinin sperm durumu ve yumurtalık rezervine bağlı olarak değişmektedir.
Kaynak:Aktüel Psikoloji
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.