Bir liderin beden dilinin ölçüsü nedir?
YENİŞAFAK - Kendi buluşu Riccon tekniği ile İsviçre'ye 17 ödül kazandıran ve sıradışı eğitim sistemiyle Nobel'e aday gösterilen beden dili uzmanı İLHAN DOĞAN hayat okulu adı verdiği hitabet sanatına en çok liderlerin ihtiyacı olduğunu söylüyor ve ekliyor;
Altı saatte İngilizce'yi üç saatte toplum önünde konuşmayı öğrenebilirmişiz! Nasıl olur diyebilirsiniz. Ben de öyle dedim ama İlhan Doğan kendi buluşu olan Riccon tekniğiyle bunu dünyaya öğretiyor. Bu buluşun ona 17 ödül kazandırmışlığı ve hatta Nobel'e aday gösterilmişliği bile var. Soru sorduğunuz kişi bir beden dili uzmanı olunca hareket ve mimiklerinizin önemi oluyor. Bir an elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim. Doğan'ın dikkatli bakışları ile geçen röportajda liderlerin beden dillerini, el, ayak ve gözün beden dilinde ne anlattığını konuştuk. İlhan Doğan röportajın sonunda uzun bakışlarını bize tercüme etti. Benim çok otokontrollü, Büşranın ise aynı anda düşünüp konuşabilme yeteneğinin olduğunu söyledi. Beden dili garip şey. Kendimi okunmuş gibi hissetim. Kübra
Beden dili nedir ya da önemi ne kadar gerçek diyebilirsiniz? Bunun anlamı bilinç altındaki etkilenişim. Bizler beden dili uzmanları gibi her hareketi okuyamasak da insanların jestleri, mimikleri ve konuşma sırasında yaptıkları hareketlerden etkileniyoruz. Bunun en güzel örneğini liderlerin kamuoyu önünde konuşurken verdikleri elektirikte görmek mümkün. Beden dili uzmanı İlhan Doğan'a göre liderler çok stresli ve bu durumun halka olumsuz etkisi var. Ama belki de en önemlisi yaptığınız her hareket sizi ele veriyor. Ne kadar usta olursanız olun yalan söylediğiniz anlaşılıyor. Bu kulağa hoş geliyor. Peki İlhan Doğan başka ne yapıyor. Neden böyle bir işle uğraşıyor. Şefkat ve Şiddet nereden çıktı?Biz sorduk Doğan cevapladı. Büşra
Nedir Riccon?
Bir teknik, marka gibi. Riccon adı altında bir okulumuz var. İsviçre hükümeti bu ismi pasaportuma da ekledi. Adım artık Riccon İlhan Doğan.
Nasıl oldu bu?
İsveçre hükümetine 17 ödül kazandırdım. Eğitim modelim Nobel'e aday gösterildi ve Kanada'da en iyi eğitim ödülünü aldım.
Peki size bu kadar ödül kazandıran tekniğin ne özelliği var?
Beden dili iletişim tekniği. Pratik bir eğitim ve yanında psikoloji var. Bana ait bir teknik. Beden dili ile iletişim nasıl sağlanır? İnsanların düşüncelerini nasıl okuyabilirsin? Anlatmak istediğinizi nasıl anlatabilirsiniz? Altı saat içinde dil nasıl öğrenilir? Bir günde nasıl bir meslek üzerine eğitilebilirsin?
Şifreyi kırmak gibi…
Evet. Bu aslında zamanla yarışmak. Aylarınızı belki yıllarınızı alacak bir konuyu siz sadece bir kaç saatte öğreniyorsunuz.
Nasıl çıktı ortaya peki bu teknik?
İtalya'da konservatuar okudum. Dünyadan bu okula sadece yirmi kişi alınıyordu. Sahneye iyi hakimiyeti olan bir tiyatrocuyum. Komedi ve drama oynarım. Ama daha çok mizaha yakınım. Bu özellik size rahatlık katıyor. İnsan ilişkilerinde çok rahat oluyorsunuz. Bu okulun arkasından psikoloji ve ruh bilimleri okudum.
Bir tarafta komedi diğer tarafta ise psikoloji çok alakasız görünüyor…
Aslında bunların karışımından üçüncü bir çocuk dünyaya geliyor. Bununla beden dili bilgisi oluştu. Mizah ve psikolojiyi bir araya getiriyorsunuz. Pratik eğitim, mizah, hızlılık var. siz altı saatte ingilizce öğrenebilir misiniz?
Hayır…
Ama ben size altı saatte İngilizceyi öğreticem diyorum. Riccon tekniği ile.
Ne kadar hızlısınız?
Toplum önünde söz söylemeyi ve meslekle ilgili satış pazarlamayı üç saatte öğreniyorsunuz.
Afrika'dan yeni geldiniz. Orada nasıl bir eğitim veriyorsunuz?
Lenson Mandela'nın AIDS projesi için gittim. Bu konuyla ilgili 'Kağıttan Dünya' isimli bir kitap yazdım. Bu projenin Mozambikte, Zimbabve'de nasıl gerçekleştiğini örneklerle anlatıyorum.
Ne çeşit bir eğitim bu?
Eğitim masabaşında olabilecek birşey değil. İnsanların ayakta karar vermeleriyle oturarak vermeleri arasında ciddi bir fark var. Hayatta ya aktifsinizdir ya da pasif. Mesela; gazetecilik pasif bir meslektir. Harekette bereket vardır hareketli olmamız gerekiyor. Ben de eğitimi oturarak değil ayakta veriyorum.
Peki bu kadar beden dili kodlarına hakim olmak iyi birşey mi?
Bir defa yaşadığımız için çok şanslıyız. Bu şansı değerlendirebilmeniz gerekiyor. Sosyal sorumlulukla Afrika'ya gidip eğitimler veriyorum. Sağlıklı olduğum için kitap çıkartabiliyorum. İnsanlarla uğraşmak değil, onlara birşeyler vermek istiyorsunuz.
Bu bilgiler insanı önyargılı yapmıyor mu?
Yapıyor tabiki. Ben bazen insanlara önyargılı da gelebiliyorum. Kültürlerarası bir ön yargı bu.
İnsanlardan etkilenir misiniz?
Hayır hiç etkilenmiyorum. Çünkü kafamda bir disket var. İki gün önce Afrika'da su arıyordum. Orada açık renkler giyiyordum. Türkiye'ye geldim hemen boğazlı kazak giydim.
Beden dilini bilmek insanları okumak gibi. Olumlu birşey mi bu?
Olumlu. Çünkü hayatı bilmek gerekiyor. Bizim hayat okulumuz olmadığından bunları bilmek analiz etmek daha iyi. Kontolcü müsünüz yoksa dürüst mü? Mütevazı mısınız yoksa burnunuz havada mı? Bunları kendiniz de bilmeniz gerekiyor. Bilmezseniz bocalarsınız.
Hayat okulu olmadığında ne olur?
Hayat okulumuz olmadığı sürece neyin ne olduğunu bilemezsiniz. Biz yıllardır yasaklarla büyüdük. Oraya oturma, şunu yapma, şuraya git. Hayatınızda kaç kişi size emrediyor düşündünüz mü? Anneniz, babanız, kardeşleriniz herkes size emrediyor. Sadece öl demiyorlar ama acı çek diyorlar. Beden bize ait ama beyinleri başkaları kullanıyor.
Özellikle kimlerin hayat okuluna ihtiyacı var?
Liderler. Liderlerin lider olabilmesi için bu okuldan geçmeleri gerekiyor. Çünkü once toplum ve değer yargılarının olması gerekiyor.
'Nasıl lider olunur'u mu öğretiyorsunuz?
Toplum önünde söz söyleme, güzel konuşma, düşün, konuş, dinle… Hani herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyor diyoruz ya bunun olmaması için hayat okuluna gitmemiz gerekiyor.
Mesela kimlerden lider olmaz?
Devlet Bahçeli'den ve Deniz Baykal'dan lider olmaz. Lider dediğiniz elinde kazması küreği ile faaliyetleriyle olur. Bağırıp, çağırarak liderlik olmaz. Önce yapıp sonra göstermek gerekiyor. Görmek isteyen de zaten görür.
Belediye seçimleri yaklaşıyor. Size talep geliyor mu?
Gözle görülecek birşey yapmak istiyorsa kendilerine ders veririm. Bir konuda anlaşmamız lazım. Yalan söylemeyelim. Çok fazla vaatte bulunulmaması gerekiyor. Kelimelerin ve dilimizin bir ölçüsü olsun. Yani inandırıcı olması önemli.
Peki bir liderin beden dilinin ölçüsü nedir?
Ellerin ve kolların bir ölçüsü olması gerekiyor. Özellikle güleryüz çok önemli. Politikacıların da yüzleri gülsün. Niyete göre yürüyelim maskelerimiz olmasın. Ben kendilerine eğitim veririm yeterki samimiyet olsun.
Yani…
Klişeleşmiş şeylerden uzak durmaları gerekiyor. İnsanlar bunları görmeye dayanamıyor. Bu millet aptal değil ve bunları aptal olarak görmeyelim. Temeli burdan kurup el kol hareketlerini ve mimiklerimizi ona göre ayarlayacağız. Hitap etme sanatını öğreteceğiz.
Mimik, jestler ve beden dili inandırıcılıkta ne kadar önemlidir?
Çok önemli. Siz anlatmak istediğiniz bir şeyi eğer anlatmayı beceremezseniz sonuç agresif olur. Sinirli, karşı tarafı dövecekmiş gibi davranışlar ortaya çıkar. Belki de niyetleri o değil ama bilmedikleri için çok yanlış bir iletişim ortaya çıkıyor. Ama bilirseniz, yaptıklarınızı ustaca karşı tarafa anlatabilirsiniz.
Peki insan kendini nasıl programlar? Elinizi nasıl oynatacağınızı, nasıl konuşacağınızı bilmenize rağmen uygulayamayabilirsiniz de?
O zaman ben de diyorum ki içimizdeki hırsımız, kinimiz varsa bunları içimizden atalım. İçine şefkati yükleyelim bireysel egoizmden kurtulalım. O zaman içiniz beden dilinize de yansır ve siz programlanmış gibi değil doğal olursunuz.
Siz böyle konuşuyorsunuz. Söylediklerinizi nasıl karşılıyorlar?
İstemiyorlar tabiki. Beni dinlemiyorlar.
Bizim beden dilimizde daha çok duygular ön planda gibi…
Liderlerde daha çok olan bir durum bu. Öfkelerini kontrol edemiyorlar. Deniz Baykal bağırıyor bir taraftan. Başbakanımız da parmağını kullanarak izah ediyor bir şeyleri.
Siz liderlere eğitim verdiniz mi?
Vermedim. Ama başbakanlıktan böyle bir eğitim teklifi var ama konuşma aşamasında.
Bu işin püf noktası nedir?
Hareketlerine ve mimiklerinde şefkati koymalarını rica ediyorum. Daha güler yüzlü olsunlar. O yaptıkları el kol hareketleri başımızı, gözümüzü kesiyor. Kendimizi suçlu hissediyoruz. Korkunç bir gerginlik var. Hareketlerimizi dengeli ve ölçülü kullanmamız lazım. Birşeyi yapamasanız bile ben yapamıyorum birlikte yapalım dememiz lazım.
Neden böyleyiz peki?
Her insan sıfır yaşından yedi yaşına kadar eğitim alır ve bu hayat boyu değişmez. Hatayı zaten o zaman yapmışız. Biz hep mücadele ve savaşlar tanıdık. Hep bir çatışma şiddet ortamında büyüdük. Bu bizim politikamıza, liderlerimize yansıdı.
Türkiye'de en iyi beden dilini kullan kişi kim?
Başbakan.
Ya en kötü…
Devlet Bahçeli. Çok kötü kullanıyor.
Başbakan nasıl kullanıyor?
Son zamanlarda gerginleşti. Bunun sebebi de tabiki global kriz. Bunu yönetmek o kadar kolay birşey değil. Bu da beden diline yansıdı. Kontrol dışı hareket ve mimikleri adres göstermeye dönük. Başbakanın en kısa zamanda detaylardan genele dönmesi gerekiyor.
Deniz Baykal?
Ön yargılı biri. Duygularını ve fikirlerini yelpaze gibi kullanan bir insan. Lider olma kompleksi var. Bunlardan arınması gerekiyor. Hep karşısında Başbakan varmış gibi konuşuyor. Duygusuz bir kişiliği var. Hep kötülüyor ve karalıyor. Bu durum inandırıcılığı yok ediyor.
Devlet Bahçeli?
O kalıplar içinde yaşayan biri. Her şeyi o kalıplarla yapıyor. Şartlı ve önyargılı. Önündeki yazılardan kurtulması gerekiyor. Daha vicdanlı yaklaşmalı.
Abdullah Gül?
En ılımlı davrananlardan biri. Güler yüzlü. Bu ılımını devam ettirmeli.
Şiddeti babamdan şefkati annemden öğrendim
Siz şiddet ve şefkat üzerine kitap yazdınız. Nereden geliyor bu şiddetle şevkat?
Bizim ailede gülmek yasaktı. Gülerken ağızımı kapatırım. Babamın dayağından kurtulmak için bodrum katına karanlıkta yatardım. O yüzden karanlıkta yatmaktan korkarım. Babam hep şiddet annemse hep şefkat uygulardı. Şiddet şefkat oradan geliyor. İsmim salak oğlandı. Her ailede bir salak oğlan var diye düşünüyorum. Üniversiteye geldiğimde baktım ki benim gibi bir sürü salak oğlan var.
Bu anlattıklarınız olumsuz şeyler. Sizin hayatınızda olumsuz etkileri oldu mu?
Yaşamı analiz ediyorsunuz. Sizin kendinizi tanımanız çok önemli. Ben kendimi çok iyi biliyorum. Çok korkak bir insanımdır. Köpekten çok korkarım ama Afrika'da vahşi hayvanlarla yaşadım.
Siz bildiğiniz beden dili ile ilgili bilgileri kendi yaşamınızda da uyguluyor musunuz?
Teorik tarafları var. Tanıtım konusunda şirketlere, Avrupa Birliği parlamentellerine eğitim veriyorsunuz. Bu işin teorik kısmı. Ama bunun pratik eğitimini Afrika'da gördüm. Hatta yeri geldi oradaki krala kafa tuttum ve kralı protesto ettim üstelik benden başka kimse yoktu. Afrikalılar kaçmıştı tek ben vardım. Bütün korkularıma rağmen babamın bana salak oğlan demesine rağmen ben tek başıma kralı demokrasi adına protesto edebildim.
Peki nasıl başardınız?
Kişilik çok önemli. Eğer kişiliğinizi belli standartlara oturtursanız gücünüzü oradan alıyorsunuz. Beni ben yapan Riccon tekniği. Ben Universal Stüdyoları'nda beden dili ile ilgili oyunculara ders veriyorum. Orada George Clooney'i iyi tanıyorum. Ama bu demek değıl ki onun kompleksiyle yaşayayım. Sizin yanınızda da rahatım ben. Çünkü ben ne kadar rahat olursam sizde o kadar rahat olursunuz. Bunu bilerek yapıyorum.
Yaptığınız otokontrollü davranışlar… Sizin bunun adına ne diyorsunuz?
Ben televizyon programına çıkarken, mizah mı istiyorsunuz yoksa ciddi mi diye soruyorum.
Neden?
Yaptığınız her hareket her ortama uymaz. İsterseniz bir olayı binbir farklı ses tonu ve şekille anlatabilirsiniz. Mimik katarak da anlatabilirisiniz. Bunu renk katmak için yapıyorsunuz.
Beden dili yalan söylemez
Eller…
Ellerimizin açık olması bizim dürüst olduğumuzu gösterir. EllerimiZİ aşağıya doğru ters çevirdiğimiz zaman olaylara ön yargılı baktığımızı gösterir. Elimizi dik tuttuğumuzda sağlı ve sollu olarak gösterdiğimizde karşı tarafa analatik yaklaştığımızı göstirir.
Ayaklar…
Ayaklarımızın uçlarını birleştirirsek sıkıldığımızı utandığımızı gösterir. Ayaklarımızı tam birleştiriyorsak çok utangaç olduğumuzu gösterir. Ayaklarımızı arkadan kelepçelediğimizde ise sıkıldığımızı gösterir. Bacak bacak üzerine atmamız üstünlük belirtisi. Ayağınızı yan tarafa kıvırırsanız daha duygulu hassas konulara gireceğinizi gösterir.
Gözler?
Gözlerin büyüyüp küçülmesi yalan söylemekle ilgilidir. Gözlerimiz yukarı doğru sol tarafa baktığında gelecek planlarımızı düşündüğümüzü gösterir. Aşağıya doğru baktığımızda karamsar olduğumuzu, dik baktığımızda kuşkulu olduğumuzu gösterir. Sağdan yana doğru baktığmızda gelecekle ilgili düşüncelerimizi gösterir.
Doğru söylediğini nasıl anlarız?
Kelimelerin içindeki ölçüye göre öğrenirsiniz. Gözlerin çok büyüyüp küçülmediğini, dudakların açılıp kapanmadığını başını sağa sola öne eğmediğini görürseniz o kişi yalan söylemiyordur.
Yalan söylendiğini peki?
Elinizi burnunuza ya da ağızınıza getiriyorsanız yalan söylüyorsunuzdur. Ya da kaşınızın üstünü kaşırsınız. Erkekler genelde burunlarıyla oynarlar.
İnsan beden diliyle yalan söyleyebilir mi?
Beden dili yalan söylemez. Mutlaka bir açık verirsiniz. Erkekler yalan söylüyorsa dudaklarıyla oynarlar, kadınlar makyajlarını temizleyip, kafalarını kaşırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.