Türkiye'de Depresyon İlaçlarının Kullanımı Artıyor

Türkiye'de Depresyon İlaçlarının Kullanımı Artıyor
Sağlık sektörüne yönelik çalışmalar yapan Intercontinental Marketing Services'in (IMS) verilerine göre, Türkiye'de son beş yılda antidepresan kullanımı yüzde 65 oranında arttı.

Bu ilaçların reçetesiz satılması doğru mu? Yanıtları konunun uzmanları verdi.

Depresyon, özellikle son yıllarda pek çok hastalığın kaynağı olarak gösterilen bir rahatsızlık. Özellikle modern çağın olarak bilinen ama kimi uzmanlar tarafından ‘safsata’ olarak kabul edilen hasta bina, tükenmişlik, kırıp kalp, terkedilme, süper anne sendromlarının da kaynağı aslında kaydepresyon.

Stres altında yaşayan ve çalışan birçok kişi hayatındaki sorunları çözmek için ilaçlara yöneliyor.Bu ilaçları kimi zaman psikiyatristler veriyor, kimi zaman ise kişi eczaneye giderek sorununa kendi başına çare arıyor. Avrupa’da ise antideprasanların satışı reçetesiz yasak!

-Antidepresanlar, Türkiye’de reçetesiz satılıyor. Avrupa’da ise reçetesiz satışı yasak.

-Depresyon ilaçları kilo aldırıyor, şeker ve metabolik sorunlara yol açıyor.

-Tüm dünyada yıllık 10 milyar dolarlık antidepresan satılıyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkiye'de antidepresan kullanımı son beş yılda arttı. Bunu en son Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Girişimcilik Enstitüsü'nden Ümit Barış Urhan'ın "Türkiye'de antidepresan kullanımı artıyor mu?" araştırmasının sonuçları destekliyor. Sağlık sektörüne yönelik çalışmalar yapan Intercontinental Marketing Services'in (IMS) verilerine göre, Türkiye'de son beş yılda antidepresan kullanımı yüzde 65 oranında arttı. 2005'te yaklaşık 20 milyon kutu olan kullanım, 2010'da 34 milyon kutuyu geçti. 2005'te kişi başına 0.29 kutu antidepresan düşerken 2010 yılında bu rakam 0.45'e yükseldi.

Kontrol dışı satış fazla

Yine araştırmanın sonuçlarına göre Sağlık Bakanlığı'na başvuran hasta sayısına bakıldığında 2009'da bir psikiyatriste 500 hasta düştü. Araştırmada "Türkiye'de hizmet veren mevcut psikiyatristlerin yıllık 35 milyon kutu ilaç önerebilecek sayıda olmadığı dikkate alındığında, tüketilen antidepresanların önemli bir kısmının doktor kontrolü dışında kullanıldığı anlaşılıyor" denildi.

Dünyada pek çok uzman da aslında antidepresanların sanıldığı gibi bir çözüm olmadığı hatta hastayı daha çok depresyona soktuğu, cinsel isteği azalttığı, intihara bile sürüklediği iddiasında. Tabii bu görüşe karşı çıkanlar, antidepresanların depresyon tedavisinin tek seçeneği olduğunu savunanlar da yok değil. Konuyu taraflara sorduk.

Beyin hastalığı olmadığından kimyasallar tedavi edemez

ABD'li Prof. Dr. Irving Kirsch, Harvard dahil pek çok üniversitede ders veriyor. Şu an İngiltere'deki Hull Üniversitesi'nde çalışan Kirsch, depresyon tedavisinde antidepresan kullanılmasını kesinlikle reddediyor. 2009'da yazdığı The Emperor's New Drugs: Exploding the Antidepressant Myth (İmparatorun Yeni İlaçları: Antidepresan Mitini Çürütmek) kitabıyla konuşulan Kirsch, bu ilaçların büyük zararları olduğunu iddia ediyor: "Gençlerde intihar riskini artırıyor. Antidepresan kullanan kişilerin yüzde 80'inde cinsel fonksiyon bozukluğu görülüyor. Hamilelikte kullanılırsa otizm riski üç kat artıyor. Bu ilaçlar bağımlılık yaşatıyor, bırakıldığı takdirde hastalık nüksediyor."

Kitabı yakında İtalyanca ve Türkçeye çevrilecek olan Kirsch, sorularımızı yanıtladı.

Depresyonun bir beyin hastalığı olmadığını ve kimyasalların bunu tedavi edemeyeceğini söylüyorsunuz. Neden?

Depresyon yaşam içindeki problemler tarafından provoke ediliyor. Bazen ekonomik bazen sevilen bir kişinin kaybı gibi. Bunları yorumlamak, sürekli yaşananları düşünmek daha kötüye gitmesine neden olabilir. Dolayısıyla psikolojik terapi birçok depresyon hastasına yardımcı olabilir. İlaç dışındaki tedavi yöntemleriyle depresyonun tekrarlanma riski daha düşük.

Peki depresyon ilaçlarının bir işe yaramadığı kanısına nasıl vardınız?

Bunu, psikoterapist olmak için eğitim alırken öğrendim. Fakat aynı zamanda antidepresanların insanların depresyonun üstesinden gelmesine yardımcı olduğunu da öğrendim. Depresyon kimyasal dengesizliğe neden olmasa bu doğru olabilirdi. Aspirin veya morfin ağrıyı azaltabilir ama bu, şu anlama gelmez: 'Ağrı aspirin ve morfin eksikliğinden kaynaklanır.' Ama depresyon kimyasal dengesizlikten kaynaklanabilir.

Bırakanlar sorun yaşıyor

Antidepresanların yan etkileri nedir?

Kullananların yüzde 80'inde cinsel fonksiyon bozukluğu görülüyor. Uzun dönem kullanımlarda depresyon ilaçları kilo aldırıyor, ishal ve uykusuzluğa neden oluyor. Aynı zamanda ölüm riskini artırıyor. Son altı yılda kullananların yüzde 32'sinde bu görülmüş. Yine kullananların yüzde 45'inde felç riski ortaya çıkmış. Hamileler gebeliğin ilk üç ayında kullandıklarında bebeklerinde otizm görülme riski çok yüksek.

Peki psikiyatristler bu ilaçların yan etkilerinin farkında mı?

Psikolog ve psikayatristlerin antidepresanlarla hastaları tedavi ettiğine ilişkin iki sebep var. Birincisi ilaç firmaları negatif denemeleri onlardan saklıyor. İkinci sebep ise antidepresan verdikleri hastaların iyileşmede ilerleme kaydetmesi. Oysa bilmiyorlar ki hastalara ilaçmış gibi fonksiyonsuz madde verildiğinde de aynı ilerleme kaydedilecek. Bunu yapılan araştırmalar söylüyor.

Siz antidepresanların bağımlılık yaptığını ve intihar riskini artırdığını da söylüyorsunuz.

Bu, yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıktı. Biliyoruz ki hastaların yüzde 20'si antidepresan almayı bıraktığında yoksunluk sendromu yaşıyor.

Dünyadaki antidepresan pazarı ne kadar?

Tüm dünyada antidepresan satışı yıllık 10 milyar dolar.

Düzenli egzersiz yapılmalı

Sizin söylediklerinize neden inanalım?

Çünkü yapılan araştırmalar, ki daha önce bu hastalığı geçirenler üzerine yapılmış, en ciddi tıp dergilerinde yayımlandı. Hatta İngiltere'deki Ulusal Sağlık Servisi'nin tedavi rehberlerini de etkiledi. New England Journal of Medicine dergisinin eski editörü doktor Marcia Angell, yazdığım kitapla ilgili "Kirsch, bilimsel metotların sadık savunucularından. Kişisel çıkarların etkilediği bir konudan söz ederken sesi objektif" demişti.

Antidepresan yerine günlük basit yapabileceğimiz neleri öneriyorsunuz?

Depresyonla mücadele ve psikolojik bozuklukları önlemek için düzenli egzersizin faydalı olduğu ortaya kondu. Psikoterapi de yararlı.

İddia edildiği kadar tehlikesi yok, reçetesiz de satılabilir

PEK çok uzman depresyon tedavisinde antideprasan kullanımını savunuyor. Onlardan biri de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim ve Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi Doç. Dr. Meram Can Saka...

Antidepresanlar gerçekten hiçbir işe yaramıyor mu? Kullananları depresyona mı sokuyor?

Antidepresanlar, iyi tanımlanmış klinik durumlarda yani ağır depresyon, anksiyete veya yeme bozuklukları için faydalı ve gerekli ilaçlar. Hasta olmayan kişilerdeki mutsuzluk, tatminsizlik, hayat sorunları için çare olmaları mümkün değil, işe yaramazlar.

Yan etkisinin fazla olduğu söyleniyor.

Yan etkiler açısından iyi huylu bir grup olduğunu söylemek gerek. Diğer yaygın kullanılan ilaçlarla (hipertansiyon, şeker, romatizmal hastalıkların tedavisi, antibiyotikler) karşılaştırdığımızda eşit veya daha güvenli olduklarını söyleyebiliriz. Tabii ki hiçbir ilaca 'masum' diyemeyiz. Eğer etki varsa yan etki de var demektir. Kullanılmaya başlandıktan sonraki ilk dönemde uykusuzluk, baş ağrısı, huzursuzluk gibi 'uyarılma' durumu söz konusu. Bunlar genellikle hafif ve kendiliğinden geçen, vücudun ilaca uyum göstermesi ve bu sayede tedavi edici etkinin ortaya çıkmasıyla ilgili belirtiler. Uzun dönemde ise cinsel işlev bozuklukları ve metabolik yan etkiler en sık görülenler. Cinsel yan etkiler kalıcı değil ve dozla bağlantılı olabilir. Metabolik değişikliklerin en istenmeyen durumlar olduğu söylenebilir; kilo alma, şeker, yağ metabolizmasında bozukluklar hipertansiyon ve şeker hastalıkları açısından büyük önem taşır.

Kullanmayan intihar ediyor

Peki intihara sürüklemesi iddiasına ne diyorsunuz?

Bu iddia son yıllarda kaygı yaşattı ama bunun gerçek bir risk olduğuna dair sağlam bir veri yok. Aksine bu kaygıyla ilaç kullanımının kısıtlandığı ülkelerde depresyon tedavisinde yetersiz kalınmasıyla bağlantılı olarak intiharlarda ciddi artışlar gözlenmiş.

Bu riskler varken Türkiye'de antidepresanların çoğu reçetesiz satılıyor.

Kişi başka hastalıklardan dolayı farklı ilaçlar kullanıyorsa ilaç etkileşmeleri açısından risk yaşatır. Tedavilerin hekim kontrolünde yürütülmesi gerekir. Ayrıca günümüzde yaygın olarak kullanılan antidepresanlar, kontrollü satışı gerektirecek ciddi riskler taşımıyor.

Bir hastaya depresyon teşhisi koyabilmenin süreci nedir, ne kadar sürer?

Depresyon tanısının bir tıp doktoru tarafından yüz yüze görüşmeyle konması gerekir. Her çökkünlük duygusu, üzüntü ya da keder hali depresyon değildir. Ne yazık ki günlük duygu değişiklikleri kolayca depresyon olarak değerlendirilebiliyor. Oysa depresyon demek için belirtilerin belirli bir şiddete ve yoğunluğa erişmesi, süreklilik göstermesi, bireyin sosyal ve meslek işlevselliği bozması gerekiyor.

Pratisyen hekim de depresyon ilacı vermesi doğru mu?

Depresyon her dört kadın, her beş erkekten birinin ömrü boyunca karşılaşacağı, çok büyük bir halk sağlığı sorunu ve birincil müdahale etmesi gereken kişi uzman değil pratisyen hekim. Bazı ruhsal hastalıklara birinci basamakt tanı konup tedavi edilmesi ve gösterdiği seyire göre ikinci basamağa, yani psikiyatri uzmanına gönderilmesi gerekir. Depresyon bu bozuklukların başında gelir.

Antidepresanlar doğru kullanılıyor mu?

Kullanımında iki uç bir arada yaşanıyor. Depresyonu olan kişilerin yarısı tedaviye başvurmuyor, başvuranların da ancak yarısı yeterli süre ve dozda ilaç kullanıyor. Yani antidepresan kullanımı ihtiyacı olan grup için yetersiz. Tedavi edilmemiş depresyon ciddi sosyal, mesleki, ailevi yeti yitimine yol açıyor. Öte yandan birçok kişi yaşam sorunları, mutsuzluk bıkkınlık için antidepresan alıyor. Bu da gereksiz bir ilaç maliyetine, fayda görmeyen kişilerde olan yan etkilere yol açıyor. Bunu önlemek için kaliteyi artıracak sağlık politikalarının geliştirilmesi gerek.

Ortaokul öğrencisinin cebinde görüyoruz!

Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay, ilaçların yan etkileriyle ilgili araştırmalar yapan bir isim. Pek çok araştırmanın antidepresanların plasebo'dan farksız olduğunu ortaya koyduğunu belirten Tulunay, tüm dünyanın da bunu bildiğini söylüyor: "Bu ilaçların yan etkisi çok. ABD'de onlarca kişiye cinayet işlettiriyor. Örneğin okul cinayetlerinde bu ilacın etkisinden bahsediliyor. Mahkeme ABD'de bir kişiyi cinayet sırasında antidepresan kullandığı gerekçesiyle beraat ettirdi. İlacın yan etkisi göz önüne alındı. Birkaç yıl önce Ankara Üniversitesi'nde çalışan bir profesörün kızı tarafından öldürülmesinde kızın antidepresan ilaçların etkisinde olduğu söylenmişti. İlaçların yan etkileri saklanıyor, bunlarla ilgili makaleler 'hayalet' yazarlar tarafından kaleme alınıyor. İntihara da sürüklüyor. Mesela bir araştırmada bir grup hastaya antidepresan, bir gruba ise plasebo verildi. İlaç alanlardan birkaçı intihar etti."

Antidepresanlar konusunda Türkiye'de gereksiz bir tüketim olduğunun altını çizen Tulunay, erkek arkadaşıyla kavga eden bir lise öğrencisinin bu ilaçlara kolayca ulaşabildiği görüşünde: "Her üzüntü veya sıkıntı depresyon değildir. Bugün antidepresanları pratisyen ya da aile hekimi bile hastaya verebiliyor. Acaba depresyon tanısını nasıl koyuyorlar? Tabii ilacın reçetesiz satılması ayrı bir konu. Bugün ortaokul öğrencisinin cebinde bile antidepresan bulabilirsiniz. İlaç bağımlılık yapıyor tehlikenin farkında değiller."

Star Gazetesi

Bu haber toplam 12305 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.