TPD'den PDR camiasında Tepki Uyandıran Açıklama
09.07.2018 tarihinde MHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Deniz Depboylu tarafından yapılan açıklamaya ilişkin derneğin görüşünü yansıtan açıklamada PDR bölümünü ruh sağlığı mesleklerinin dışında tutma girişiminin kabul görmemesine yönelik sert eleştirilere yer verildi. Özellikle "...psikoloji bilimsel yaklaşımını ancak yüksek lisans ve doktora eğitimini birlikte tamamlamasıyla kazanabileceği su götürmez bir gerçektir ve PDR bölümü de bu gerçeğin dışında tutulamaz." ibaresi sosyal ağlarda daha geniş tartışmaları körükledi. Derneğin web sitesinden yapılan açıklamanın ayrıntıları şöyle:
Ruh Sağlığı Yasa Önerisinde Klinik Psikolog Tanımında Yapılmak İstenen Değişikliğe İlişkin Açıklama
09.07.2018 tarihinde MHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Deniz Depboylu tarafından yapılan açıklamada Ruh Sağlığı Yasa Önerisi hakkında “Yasa teklifimizin hazırlanmaya başladığı ve kamuoyuna sunulduğu ilk günden itibaren tarafımıza gelen istek ve eleştirilerin yoğunluğunu dikkate aldığımızda, hazırladığımız yasada bulunan klinik psikolog tanımının şu anda hak sahibi olan PDR alanı mezunları ve bu amaçla eğitime başlamış PDR öğrencilerinin hak kaybına neden olacağını görmekteyiz. Hak kaybına neden olmamak ve yeterli sayıda nitelikli ruh sağlığı personelinin yetiştirilmesi gerektiğinin de bilincinde olarak yeniden sunduğumuz yasa teklifinin klinik psikolog tanımında değişiklik yapmış bulunmaktayız. PDR meslek mensubu arkadaşlarımızın aldığı lisans eğitiminin psikoloji lisans eğitiminden çok farklı olmadığını, mevcut eksikliklerin yüksek lisans eğitiminde kolaylıkla giderilebileceğini (...) psikolog arkadaşlarımızın anlayacağını umuyoruz” denilerek yeni bir klinik psikolog tanımı yapılmak istendiği malumunuzdur.
TÜRK PDR DERNEĞİ'NDEN TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ BAŞKANINA TEPKİ
2011 yılından bu yana yürürlükte olan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 13. maddesinde “klinik psikolog” tanımı “Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur.” olarak yapılmıştır. Bu maddeye göre hâlihazırda psikoloji ya da PDR lisansı olan kişilerin klinik psikolog unvanı kazanabilmesi için klinik psikoloji yüksek lisansı yapması zorunlu ve yeterlidir. 2011 yılında derneğimizin görüşüne başvurulmadan, son dakikada yapılan bu düzenleme, Türk Psikologlar Derneğinin klinik psikolog unvanının kazanımı için getirmeye çalıştığı evrensel tanımı zaten karşılamamakta, psikologlar için önemli bir hak kaybı yaratmaktadır.
Yukarıda anılan çerçevede mesleki hak kayıplarını engellemek için gayret gösteren Türk Psikologlar Derneği, Ruh Sağlığı Yasa Önerisi çalışmalarında klinik psikolog tanımı için “Psikoloji lisans eğitimi üzerine klinik psikoloji alanında yüksek lisans ve/veya doktora yapmış veya psikoloji lisans programında bir yıl bilimsel hazırlık eğitimi ve klinik psikoloji yüksek lisans eğitimi üzerine klinik psikoloji doktorası yapmış meslek mensubudur.” önerisinde bulunmuştur. Bir diğer deyişle psikoloji lisans diplomasına sahip olmayan bireyler için altı(6) yıllık bir eğitimin gerekliliğini savunmuştur. Bu yaklaşım ABD ve Avrupa’daki klinik psikoloji eğitimleriyle uyumludur.
9 Temmuz’da Sn. Depboylu tarafından yapılan açıklamadan 1219 sayılı kanundaki psikologları hak kaybına uğratan tanımlamanın da ötesine geçilerek yalnızca klinik psikoloji doktorası ile de (yüksek lisans aranmaksızın) “klinik psikolog” unvanı kazandırılmasının peşine düşüldüğü anlaşılmaktadır. Bu girişim, klinik psikolojinin evrensel ölçütlerdeki eğitim ve mesleki ilkeleri açısından kesinlikle kabul edilemez!
Aynı açıklamada “yeterli sayıda nitelikli ruh sağlığı personelinin yetiştirilmesi” gerekliliğine yer verilmiştir. Ne var ki bu ifade, psikologların nitelik ve nicelik açısından yeterli olmadığına dair bir ima, hatta örtük bir üstten bakış taşımaktadır. Bu çıkarıma ancak kamuda kısıtlı sayıda açılan psikolog kadrolarına bakılarak erişilmiş olabilir ki bu da bilimsellikten uzak bir çıkarım olacaktır. Zira psikologlar olarak açılan her kadroyu layıkıyla dolduracak, nitelikli ve sayıca yeterli bir meslek grubu olduğumuzu vurgulamak isteriz.
Sayın Depboylu’nun açıklamasında “PDR ile psikoloji lisans eğitimleri arasında çok da fark bulunmadığının” ifade edildiği de görülmektedir. Oysa, psikoloji lisans eğitimi almamış olan kişilerin, psikoloji bilimsel yaklaşımını ancak yüksek lisans ve doktora eğitimini birlikte tamamlamasıyla kazanabileceği su götürmez bir gerçektir ve PDR bölümü de bu gerçeğin dışında tutulamaz.
TBMM’ye sunulmak üzere oluşturulan Ruh Sağlığı Yasa Önerisi, başta Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Türkiye Çocuk ve Gençlik Psikiyatrisi Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği, Özel Eğitimciler Derneği ile Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği olmak üzere pek çok meslek örgütünün katıldığı toplantılarda şekillenmiş ve tanımlar, ilgili meslek örgütlerinin katılımlarıyla oluşturulmuştur. Bu minvalde, Sn. Depboylu tarafından yapılan açıklama, iktidar partisi ve ittifak ortağının meslek örgütlerinin varlığını yok sayan, toplantılarda oluşturulmuş tanımları değiştirerek Yüce Meclise sunulması nedeniyle deyim yerindeyse “kapı ardında” oluşturulmuş bir yaklaşımın ürünüdür.
Kesinlikle bilinmelidir ki psikologların mesleki tanımlarına dair her yetkinlik yine bizzat psikologlara mahsustur! Meslektaşlarımızı ve mesleki ilkelerimizi yok sayan ve/veya siyasi erkle üretilmek istenen herhangi bir tanım yalnızca çalışma alanımıza değil, mesleki kimliğimize de açık saldırıdır.
Türk Psikologlar Derneği olarak, psikoloji alanına yapılan bu saldırıları ve meslek örgütlerinin iradesini hiçe sayan girişimi kınıyor; bu emrivaki düzenlemeye şerh koymak şöyle dursun, kamuoyu ve kanun koyucu nezdinde yasal, sosyal ve insani her türlü çabayla ve tüm varlığımızla karşı çıkacağımızı hassasiyetle vurguluyoruz.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TPD Genel Merkez ve Şube Yönetim Kurulları adına
Doç. Dr. Okan Cem Çırakoğlu
Genel Başkan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.