1. HABERLER

  2. GENEL-SAĞLIK

  3. Soğuk Hava Yüz Felcini Tetikliyor!

Soğuk Hava Yüz Felcini Tetikliyor!

Yüzün ani soğuk havaya maruz kalmasıyla oluşan yüz felci kalıcı hasarlar bırakabiliyor.

A+A-

Yüzün ani soğuk havaya maruz kalmasıyla oluşan yüz felci kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş'ın verdiği bilgilere göre, yüz felci, yüz kaslarında (mimik kaslarda) kısmi veya tam güçsüzlük (felç) olması durumudur. Yüzün mimik kaslarının sinirinin (yedinci sinir) veya bu sinirin dallarının her hangi bir şekilde hasarlanması sonucu oluşur. Yüzün sağ ve sol yarımındaki mimik kaslarının fonksiyonunu o yandaki yüz siniri (fasyal sinir, yedinci sinir) sağlar. Bir yandaki yüz siniri hasarında o yanda yüz felci olur.
Bell felci denen, ani gelişen ve çoğu kez soğuğa maruz kalma ardından ortaya çıkan yüz felcinde, gösterilebilir bir neden olmayabilir (idyopatik yüz felci). Ancak olguların üçte ikisinde uçuk virüsünün (Herpes Simpleks tip 1) Bell felci nedeni olabileceğini düşündürür. Bell felci su çiçeğine bağlı da gelişebilir. Bunlar dışında, şeker hastalığının bir komplikasyonu olarak veya tümörlere bağlı olarak, ya da travma sonucunda da ortaya çıkabilir. Bell felcinin sıklığı toplumda yaklaşık olarak 5 bin kişide birdir.

Aniden Ortaya Çıkıyor

Bell felci veya diğer infeksiyonlara bağlı yüz felci çoğu kez aniden oluşur fakat ani bile oluşsa ilk birkaç gün içinde belirtilerde artış olabilir. Bir yandaki yüz kaslarında kısmi veya tam felç olur, o yanda alın çizgileri kaybolur, gözü kapatmada güçlük yaşanır veya göz tümüyle açık kalır, o yanda göz yaşarması olmaz, bazen başlangıçta kulak çevresinde ağrı olur, tad alma duyusu azalır veya kaybolur.

Kimler Risk Altında?

Cinsiyet farkı yoktur ve ırklara göre de fark göstermez. Çocukluk yaşları dahil her yaşta görülebilmekle birlikte yaşlılarda görülme sıklığı daha fazladır ve ileri yaşlarda iyileşme daha azdır. Şeker hastalarında topluma göre 4 kat daha fazla görülür. Gebelikte de Bell felci riski artar. Bağışıklık sisteminin bozuk olduğu kişilerde de yüz felci ortaya çıkabilir.
Hızla gelişen ve travma veya gösterilebilir belirgin bir nedenin olmadığı, çoğu kez soğuğa maruz kalma ardından ortaya çıkan Bell felcinde ek bir tanı yöntemi gerekmeyebilir fakat ileri yaşlarda ortaya çıktığında veya bir infeksiyon ya da soğuğa maruz kalma öyküsünün yokluğunda nedeni ortaya koymak için kanda şeker testi, diğer kan testleri ve beyin görüntülemesi (MR veya BT) gerekebilir.

İlaçla Tedavi Ediliyor

Eskiden, şişmiş kulak sinirine baskıyı kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi dekompresyon tedavisinin yararına ilişkin hiç bir inandırıcı kanıt olmadığından tedavisi ilaçladır. Bell felci olgularının çoğunda hiç bir bir ilaç uygulanmasa da tümüyle düzelir ama olası kalıcı olma riskini azaltmak için ilaç tedavisi uygulanır. Tek başına kortizon veya asiklovir (herpes virüsüne karşı ilaç) uygulaması etkili bulunmuş olup kortizon ve asiklovirin birlikte uygulanması daha da etkili bulunmuştur. Bu nedenle bu iki ilaca da olabildikçe erken (ilk 7 gün içinde) başlanmalıdır. Yedi günden sonra başlanan tedavilerin etkisiz olduğu düşünülmektedir.

Tamamen İyileşir mi?

Hastaların yüzde 50’sinde günler haftalar içinde tam olarak düzelme görülür. Yüzde 35 kadar hastada ise düzelme ilerki aylara, bir yıla kadar sarkar. Bir yıldan sonra bile iyileşme devam edebilir.
Bell felcinde iyileşme çoğunlukla hızlıdır, günler haftalar içinde gerçekleşir. Başlangıçtan 18 ay sonra hala tam iyileşmediyse, iyileşme olasılığı çok azalır ama yine de devam eder.

Ne Gibi Kalıcı İzler Bırakır?

Eğer tam düzelme oluşmadıysa bir takım izler kalacaktır. Göz kırpma yetersiz olabilir. Terleme kusurları olabilir. Gülerken yüzde asimetri belirginleşir, göz açık kalabilir. Yüzde ve göz çevresinde eş zamanlı kasılma (sinkinezi) görülebilir, örneğin hasta gözünü kırparken veya kaparken ağzı da çekilebilir veya tersi olabilir, ki bu gibi durumlarda Botulinum Toksini uygulamaları çok yararlı olabilir. Ya da, bir şey yerken göz yaşı gelebilir (timsah göz yaşı).

Nelere Dikkat Etmeli?

Netliğe kavuşmuş bir korunma yöntemi olmamakla birlikte, çoğu kez soğuğa maruz kalma ardından ortaya çıktığı için, yüzün doğrudan rüzgara maruz kalmasından her zaman kaçınılmalıdır.

Bu haber toplam 3309 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.