Şişmanlık Numarası Mı, Kilo Ölçüsü Mü?

Şişmanlık Numarası Mı, Kilo Ölçüsü Mü?
Fazla kilolar modern çağın en büyük sorunlarından. Peki Negatif psikoloji bir strateji olabilir mi? Şişmanlık Numarası yada kilo Ölçüsü sorunu çözer mi? Sağlık Bakan'nı Recep Akdağ merak edilenleri yanıtladı...

Fazla kilolar modern çağın en büyük sorunlarından. Daha küçük yaştan başlayarak bunu çocuklara anlatmanın en doğru yolu ne olmalı? Negatif psikoloji bir strateji olabilir mi? Hastalıklara davetiye çıkaran fazla kilolar halkı bilinçlendirerek mi anlatılacak, yoksa aşağılayarak negatif motivasyon mu uygulanacak.

Kilolu insanlar toplumda yeterince yaftalanırken Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Obezlere şişko diyelim” sözü tartışma yarattı. Bakan, konunun ciddiyetine vurgu yapmak için kullandığını söylediği sözlerinin bağlamından koparıldığını vurguluyor. Obez kelimesinin konunun ciddiyetini tam karşılamadığını düşünen, “O sözler samimi bir ortamda edilmiş, fikir jimnastiğiydi” diyen Recep Akdağ, yeni tartışmaların başlamaması için kelimeleri dikkatli seçiyor. Çünkü şimdi vücut kitle endeksi (Bady mass index, sağlıklı bireyde ideal kilo seviyesini ölçen sistem) için kelime arayışında. Recep Akdağ vücut kitle endeksi vatandaş için bir şey ifade etmiyor: “Şişmanlık numarası mı, kilo ölçüsü mü? Birini diyeceğiz. Bunu aile hekimleri ölçecek” diyor.

* Geçen haftaya ‘obezlere şişko diyelim’ öneriniz damgasını vurdu. Obezitiyle savaşta negatif psikoloji stratejisi mi uygulamayı düşünüyorsunuz? Bunun yararlı olabileceğine yönelik elinizde bilimsel çalışmalar var mı?

Aslında öyle demedim. Kanserle ilgili toplantıda farkındalığın önemini konuşuyorduk. ‘Türkçe’de durumu izah etmek için hangi kelimeleri kullanıyoruz, kullanabiliriz’ dedim. ‘Kilolu, fazla kilolu ya da aşırı kilolu’ diyoruz. Başka hangi kelime var; şişman var, obez var.
Bir de halk arasında şişko deniyor. Toplantıda TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyesi aynı zamanda endokrin uzmanı olan Prof. Dr Necdet Ünüvar’a  “Acaba şişko dersek farkındalık için yararı olur mu” diye sordum. Grup içinde samimi bir konuşmaydı. O da, “Yok bu çok doğru olmaz” dedi. Obez kelimesiyle farkındalığı yeterince yaratamıyorsak başka bir kelime kullanabilir miyiz noktasında bir fikir jimnastiğiydi o sözler.

Obez kelimesi halka yabancı,  ancak belli bir farkındalık seviyesine sahip insanların bildiği bir kelime. Kilolu yada şişman kelimesi de halk tarafından çok normal addedilen bir şey. ‘Yani şişmansam olabilir, ne var bunda gibi’ bir algı var. Bunu değiştirmek gerekiyor.

Toplumda odak çalışmaları yaparak doğru kelimeyi bulmalıyız.

Negatif psikolojiye inanmam

* Sorun çözme yönteminde genel olarak negatif motivasyona inanır mısınız peki?

Bir politika olarak, bakanlık olarak, “şişman olanlara şişko densin, bu olumsuz bir duygu oluşturur, sorunu çözmeye yardımcı olur’ gibi bir politikamız yok. Basınımızda alışkanlık haline gelen bir usül var maalesef. Konuşmanın seyri içerisinde hangi amaçla neyin konuşulduğuna bakılmaksızın bir cümle alınarak ondan bir bina inşa ediliyor. Sonra siz bu binayı, “Yok, ben aslında öyle bir şey kast etmemiştim’ deseniz de, uzun bir süre yıkamıyorsunuz. Sigara konusundaki tavrımızı hatırlayın.

‘Dumansız Hava Sahası’ dedik, yasak kelimesini bile az kullandık. Ancak işin uzmanları bir noktadan sonra, “Sigara içmenin çok zararlı ve insanı ölüme kadar götürecek ağır hastalıklara yol açtığını mutlaka topluma anlatmamız lazım’’ dediler. Doğrusu benim düşüncem korkutucu etkisi daha düşük kısa televizyon filmleriyle çıkmaktı.
İngilizcede de ‘fat’ diyorlar

* Fikir jimnastiklerinde obezite için en uygun karşılığın hangi kelime olduğunu düşünüyorsunuz?
Yine herhalde şişman kelimesi uyuyor. Dört tanım var kilo açısından; normal, fazla kilolu, şişman ve ağır kilolu. Bunların ingilizce karşılıkları var ama bunlar bizim toplumun kelimeleri değil. İngilizcede kiloya overweight diyorlar.

Şişmana obez, aşırı şişmana da morbid obez diyorlar. Birde fat kelimesini kullanıyorlar. Fat bizdeki şişmana, şişkoya benzeyen bir kelime aslında.

EŞİM İSYASET YAPAMAZSIN DİYOR

* Başbakan bazı yol arkadaşlarını bir süre dinlendireceğini söyledi. Sizin içinde böyle bir tercih oluşursa planlarınız nedir?

Hiç böyle hesaplarla gitmiyorum, ‘ne olur bundan sonra geleceğim?’ bunun hesabında hiç olmadım. Bize verilmiş bir görev, taşıdığımız bir bayrak var. Bulunduğumuz pozisyonları bir nimet olarak düşünürüm.

Makam, kırmızı halı, plaka önemli değil. Buralar hizmet alanlarıdır, o yüce fırsatı bulduğumuz yerdir. Başbakanımız ve genel olarak AK Parti kültüründe olduğu gibi benim için de insana hizmet, mukaddes bir görevdir. Çalışmayı bir ibadet olarak görüyorum. İnsana ne kadar hizmet edersen o kadar hayırlı bir iş yapmış, ahiretini o kadar hazırlamış olursun. Dua da alırsın karşılığında.

Ne vazife verilirse onu yaparız, nerede verilirse orada yaparız. Diyelim ki milletvekili olmadım, bakan olmadım, parti bana başka bir yerde görev verirse onu yaparım.

Parti görev vermezse, yine yapacak bir iş bulurum herhalde. Artık bu kadar tecrübeden sonra, hizmet etmek isterseniz yapacak çok iş bulursunuz.

Keşke biraz yaşam biçimimizi değiştirilebilecek cesareti bulsak da ailemize daha çok zaman ayırabilsek. Ama bunu eşimle konuştuğumda, ‘Hiç heveslenme. Sen öyle bir hayatı bu zamana kadar hiç yaşamadın ki, bundan sonra yaşayabilesin’ dedi. Tabii bir yaşam biçimi haline dönüşüyor.

Yazarlar kelime önersin

* Ayrımcı, acıtıcı bir dil kullandınız ve çok eleştiri aldınız, özellikle köşe yazarlarından...
Ayrımcı, acıtıcı bir dilse bunu kullanmayız, kastımız bu değildi zaten. Bunun yerine neyi kullanacağız, köşe yazarları da öneride bulunsun. Hep birlikte bir şey bulalım, farkındalığı birlikte oluşturacağız. Şişman olma durumu çok aşırı olmadıkça öyle çok da sorun edilmiyor bizde. Türkiye refah seviyesinin yükselmesiyle bu açıdan çok riskli ülkeler arasına girdi. Çok fazla televizyon seyrediyoruz, spor yapma alışkanlığımız yok.  Çocuklar için çok masum görünen cipsler, şekerlemeler yaygınlaştıkça risk de büyüyor. Sağlık bakanı olarak bunu topluma mal etmem gerekir.

* Yakın çevrenizden, mesela Meclis’ten Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten tepki aldınız mı?

Latife konusu edildi, ötesine geçmedi. Kanser  toplantısında kendim için, ‘Şişmanlığa bir adım kaldı, ben de dikkat ediyorum’ diye konuştum.

* Meclis’te durum nasıl, vahim mi?

Cep telefonumdan birçok bakan arkadaşımızın vücut kitle endeksini ölçtüm. Hesaplayıp, “Bak durumun bu, dikkat et” diyorum.  Nimet Hanım’ın kilo durumunu ölçtüm, puanı 22 çıktı, normal kiloda yani. Sadece onunkini söyleyeyim. Böyle sohbetler başlamış durumda aramızda! Sigara kampanyası da böyle başladı hatırlarsanız. ‘İnsanlar mümkün değil yürümez’ demişti.
 
Akdağ eline hesap makinasını alıp benim de vücut kitle endeksimi ölçtü. Durum iyi değil! Diyete giren bakan, adım ölçer de kullanıyor. Günde 10 bin adım atmak gerekiyor. Saat 16.00 itibarıyla, adım  sayarında 631 adım yazıyordu. Bakan o gün makamından çıkmamıştı ama normalde de   5 bin adımı geçemiyormuş.

* Hesap nasıl yapılıyor?

Vücut ağırlığınızı, boy uzunluğunuzun (metre olarak) karesine bölüyorsunuz. Mesela boyunuz 1.56, kilonuz 70 ise, bu heseplamada puanınız 28.8 çıkıyor, fazla kilolusunuz bu durumda. Puanınız 30’un üstünde ise obezite sınırını aşmış oluyorsunuz.

* Şişko kelimesini kırıcı buluyor musunuz?

Kırıcı olabilir tabii. Odak gruplarında da kırıcı hissedilecekse kullanmamız gerekir.

* Siz kırılır mısınız?

Bana şişman da, şişko da derseniz kırılmam. Kendi durumumu biliyorum ve kilo verme çabasındayım çünkü. Ama muhatabınızın bunu nasıl anlayacağı, nasıl hissedeceği çok önemli.

* Obeziteyle nasıl başa çıkacaksınız?

Doğru kelimeyi bulup, önce farkındalık yaratacağız. Çok ciddi medya kampanyaları yapacağız. Arkasından ‘Yürüyen Türkiye Programı’ başlatacağız.  Bakın  biz normal, kilolu, şişman tanımlamasını yaparken ingilizceden çevirerek vücut kitle endeksi diye bir kavram kullanıyoruz.
Bu kampanyada vatandaşa, ‘Aile hekiminize gidin, vücut kitle endeksinizi ölçtürün’ diyeceğiz. Şimdi tabii halkın anlayacağı bir dille bunu söylememiz lazım. Vücut kitle endeksi vatandaşa hiçbir şey ifade etmez. Bir kelime söyledim olay oldu, başka bir şey söylersem oda problem olur diye kelimeleri dikkatle seçmeye çalışıyorum; Vücut kitle endeksi için hangi tanımı kullanacağız? Ne bileyim şişmanlık numarası mı diyeceğiz yoksa kilo ölçüsü mü... Birini diyeceğiz.
 
* Aile hekimlerinin sistemin işleyişindeki rolü ne olacak?

Türk insanının yaklaşık üçte biri normal kiloya sahip. Geri kalan ise ya kilolu, ya şişman, ya da obez. Bu kalp hastalıklarından tutun şeker hastalığına, bazı kanserlere, erken ölümlere yol açıyor. Aile hekimleri bunu anlatacak, vatandaşın ideal kilosunu söyleyecek. Aile hekiminin ücretsiz dağıtacağı adım ölçerlerle vatandaşı yürümeye, hareket etmeye teşvik edeceğiz. Adım ölçerlerimiz iki gün önce geldi. Bakanlıkta hepimiz kemerimize birer tane astık.
 
AKDAĞ'IN KARNESİ KÖTÜ

* Endekse göre sizin karneniz nasıl?

Şişmanlığa çok yakınım. Puanım 29 civarında. Bu endekse göre, 20 ila 25 arasında normalsiniz. 25-30 arasında kilolu, 30’un üzerinde ise  şişmansınız. Obezliğe bir adım kaldı bende.

* Ne yapıyorsunuz kilo vermek için?

Akşam geç vakitlerde evde yemek yerdim. Azalttım. Daha az yemek, daha çok hareket...

MİLLİYET

Bu haber toplam 4438 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.