Prof. Dr. Bengi SEMERCİ

Prof. Dr. Bengi SEMERCİ

Sınıfları Doldurduk

Sınıfları Doldurduk

Geçen hafta ilkokula yeni başlayanlar için açılan okullar, bu pazartesi tüm öğrenciler için açılıyor. Yeni dönem açılışında karşılaşılabilecek sorunlara, değişen eğitim sistemiyle yeni olası sorunlar eklendi. Bir yandan 72 ayını doldurmadan okula başlayanlar; diğer yandan kendilerinden küçüklerle okumak zorunda kalacak bu yılın gerçek birinci sınıflarının yaşayacakları günlerdir konuşuluyor. 60 ay olarak çıkan kanun, bir genelge ile 60-66 ay arasında çocukların ailenin isteği ile okula gideceğini, zorunluluk olmadığını belirtince sorun azaldı. 60-66 ay arası çocukları olan ailelerin, onların ilkokula hazır olmadıklarının farkında olduklarına ve anaokuluna gönderdiklerine inanırsak, sorun kısmen çözülmüş demektir. 66-72 ay arası çocukların ise kayıtları yapıldı. Bu çocukların bir kısmının daha önceden doktorların takibinde olan sorunları vardı; otistik bozukluk, ağır öğrenme güçlüğü ve/veya dikkat eksikliği, gelişimsel gerilik. Eğitim sistemi değişmese bile, birçoğuna 'bu yıl okula başlamasın' raporu verilecek bu çocuklar için sıkıntı yaşandı. Daha önce sorun bildirilmemiş ya da gelişimsel olarak okula başlama yaşının altında olanların almaları istenen raporların sadece devlet hastanelerinden verileceği bildirildi. Bu kararla, en az üç yıldır takip ettiğim çocukların hekimi olarak, karar verme yetkim elimden alındı, çocuğu bir kez görebilecek başka bir hekime verildi. 

ENGELLİ ÇOCUKLARIN HAKKI YOK MU? 

Bu kararı verenlerin; hekimin uzmanlığını çalıştığı yere göre mi değerlendirdiği, devlet hastanesi dışında çalışan doktorların dürüstlüğünü mü sorguladığı anlaşılamamaktadır. Her iki durumda da ciddi bir etik sorunun yanı sıra yasal bir süreç de söz konusudur. Okula başlama yaşına yoğunlaşan tartışmalar nedeniyle yeni eğitim sistemiyle ortaya çıkan ve çıkacak olan sorunlar unutuldu. Bunların başında engelli çocukların eğitim hakkı gelmektedir. Engelli çocukların bir kısmı kaynaştırma eğitimi ile diğer çocuklarla birlikte okumaktadır. Kaynaştırma eğitimi uygulaması hem engelli çocukların gelişimi için hem de sağlıklı çocukların sosyal gelişimi için çok önemil. Ancak bazı engelli çocukların kaynaştırma eğitimini sürdürmesi mümkün değildir. Bu çocuklar için özel alt sınıflarda eğitim sürdürülmekteydi. Sürdürülmekteydi diyorum, çünkü zaten çok az sayıda olan özel alt sınıflar okula başlayacak çocuk sayısının artması nedeniyle kapatıldı. Çok az sayıda kalan sınıflar ise özel eğitim öğretmenleriyle değil, normal sınıf öğretmenleriyle sürdürülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla engelli çocukların okullu olma hakkı engellenmiş oluyor. Kayıt yaptıracak yer bulanların çoğu ise bu konuda uzman öğretmene ulaşamayacak. Ve 4+4+4 sisteminde diploma 12 yılın sonunda verileceği için, bu çocukların hemen hepsinin diploması olmayacak. Eskiden ilköğretim diploması ile mesleğe yönlenebilen bu çocukların ne olacakları belli değil. Engelliler için mesleki eğitim veren yer sayısı çok kısıtlı. Dördüncü sınıftan sonra ortaokullu olan çocukların bir kısmının da hazır olmadığını eklemek gerekir. Son dört yılın örgün eğitim şartından muaf tutulması okullaşmayı düşürecektir. Okul dışında kalan, uzaktan eğitim alan gençler her tür sorun için önemli bir risk kaynağı olacaktır. Ama son dört yılın örgün eğitim zorunluluğundan çıkarılması, en çok kız çocuklarının okuldan uzaklaşmasına, erken evliliklere, meslek sahibi olamamalarına, istihdama eğitimli güç olarak katılamamalarına neden olacaktır. Sonrasında toplumun geleceği ve ülke ekonomisi için de büyük sorun olacaktır. Okullar açıldı. Şimdi okulları doldurduk. Okulları doldurmak çok önemli. Ama okullar depo değil. Kaç kişiyi sığdırdığımızdan çok, kimleri nereye yerleştirdiğimiz, koşulları, sürdürülecek eğitim kalitesi önemlidir. Bu yıl hepimiz çok çalışmak zorundayız. Büyüklerin ödevleri miniklerden daha fazla çünkü. Yeni öğretim yılı herkese hayırlı olsun.

Bu yazı toplam 6286 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Bengi SEMERCİ Arşivi