Orgazm Olamayanların Tesellisi Sanal Cinsellik
Psikiyatri Uzmanı Mustafa Güveli, sağlıklı bir cinsellik yaşamanın her yetişkin için gerekli olduğunu söylüyor. “Cinsellik, vücudun günlük yaşamiçinde bozulan ritmini dengeleyerek, saat ayarlaması gibi bir düzen tutturmasında çok önemli bir rol oynar” diyen Güveli, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Cinsellik, doğal yollardan yaşandığında ve tatmin sağlandığında, kişiyi adeta formatlanmış bir bilgisayar gibi yeniden tazeleyen bir yaşam aktivitesidir. Ancak kışkırtılmış ve tatmin edilemeyen cinsellik, tüm yaşam dinamiklerini altüst ederek, kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyip vücut dengesini bozabilir.”
KARŞIMIZDAKİ AFRODİT OLUYOR
Günümüzde birçok insanın cinsel ihtiyaçlarını sanal seksle karşıladığını belirten Güveli, bu durumun nedenlerini şöyle açıklıyor: “Sanal seks; telefonda,mesajla ya da interaktif sohbet ortamında, kişilerin birbirlerini uyarması ve cinsel doyuma ulaşması olarak tanımlanabilecek bir yöntemdir. İletişim kanalları aracılığıyla, kişi karşı tarafı görmediği için, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak, onu ‘Afrodit’ gibi hayal edebilir ve bu yolla doyuma ulaşabilir. Cinselliği sanal seks yoluyla yaşayanlar, gerçek hayattaki cinsel yaşamında aynı hazzı alamayan, sertleşme, uyarılma ve orgazm sorunu yaşayan kişilerdir. Sanal seks, doğal seksten sapma olarak kabul edilmektedir. Ancak yine de, kişinin gerçekteki partneriyle cinsel hayatını renklendirmek için bunu kullanması normal kabul edilebilir.”
CİNAYET NEDENİ OLUŞTURUYOR
Mustafa Güveli, son günlerde çok tartışılan sanal seksin aldatma olup olmadığı konusunda ise şunları söylüyor: “Bu; tartışılan bir konu olmakla birlikte, sanal ortamda kurulan ilişkilerin bir kısmı, gerçek yaşama taşındığında sorun çıkabilmekte ve eşler arasında geçimsizlikler olabilmektedir. Bu durum, günümüzde boşanma ve cinayetlerin nedeni sayılabilmektedir. Sadece mesajların yakalanması ile eşler arasında ortaya çıkan sorunların sayıca bu kadar artış gösterdiği bir dönemde, bu konuyla ilgili olarak bize başvuran kişilerin, aldatmayı gerçek yaşamdan ibaret saymadıklarını ve düşüncesini bile aldatma olarak kabul ettiklerini görüyoruz. Artan vaka sayıları, bu konunun, ilerleyen zamanlarda karşımıza daha büyük sosyal ve psikiyatrik sorunlar getireceğini gösteriyor. Cinselliğe bu kadar rahat ulaşabilen ve cinsel arzularına gem vuramayan insanlar; sonradan yaşadıkları pişmanlık, suçluluk, günahkârlık gibi duygulardan ötürü, başta depresyon olmak üzere pek çok psikiyatrik sorun yaşıyor. Ayrıca, gerçek yaşamda cinselliği eskisi gibi yaşayamama ile uyarılma ve orgazm sorunları riski de ortaya çıkıyor.
Uyarıcı ilaçlar tehlike saçıyor
Mustafa Güveli, piyasadaki cinsel uyarıcıların genellikle kontrol dışı olarak Türkiye’ye girdiğini söylüyor ve uyarıyor: “Kaçak olarak satıldıkları için bu ilaçların içeriğinde hangi maddeden ne kadar olduğu düzenli olarak kontrol edilememektedir. Oysa, cinselliği uyaran ilaçlar tamamen kontrollü bir şekilde ve gerçekten gerekirse kullanılmalıdır. Cinsellik her iki taraf arasındaki paylaşımı, doyumu ve gevşemeyi sağladığı müddetçe faydalıdır. Cinselliği uyarmak ve tatmin etmek için türlü yollar denemek, bedeni hor kullanmaktır. Doğru cinsel yaşam doğal yolla oluşan ihtiyacı, doğal yolla tatmin etmektir. Aksi olan her şey, ruh ve beden sağlığımızı olumsuz etkiler.”
Seks hayatınız ölünceye kadar devam edebilir
-Psikiyatri Uzmanı Mustafa Güveli, seksi sadece tam bir cinsel birleşmeden ibaret görenlerin, yaşlanınca cinsel hayatın biteceğine dair bir yanılgıya kapıldığını söylüyor ve ekliyor: “Yaş ilerledikçe, organik sorunlar ortaya çıksa da, cinsel arzularda çok gerileme olmaz. Fizyolojik değişimlerden kaynaklanan birtakım problemler yaşanabilir. Unutulmaması gereken; cinselliğin aslında cinsel birleşmenin yanında, şefkatli bir dokunuş, karşılıklı paylaşım ve kişilerin birbirini duygusal olarak tatmin etmesi olduğu gerçeğidir. Kadınların cinsel yaşamın sonu olarak gördükleri menopoz ise, aktif cinsel yaşamın bittiği anlamına gelmez. Sayı ve sıklık azalsa da, her iki cins için de ölünceye kadar devam eden bir cinsellik söz konusudur.”
Erkekler yatakta başarısız olmaktan daha çok korkuyor
- Mustafa Güveli, erkeklerdeki sekste başarısız olma korkusunun kadınlara oranla daha yüksek olduğunu söylüyor ve bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: “Toplumumuzda var olan yanlış cinsel inanışlar, erkeklere iktidarın yataktan geçtiğini düşündürüyor. İktidarın yataktan geçtiği bir toplumda da, yatakta iktidarsız olan bir erkeğin, hayatın diğer alanlarında da iktidarsız olduğuna dair bir inanış oluşuyor. ‘Yatakta başarısız olan hayatta da başarısızdır’ inanışı, yatak performansını önemli kılıyor.”
Ceyda Erenoğlu / Gazete Habertürk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.