Obezitede Çeşitli Risk Faktörleri ve Dürtüsellik

Obezitede Çeşitli Risk Faktörleri ve Dürtüsellik
Bu makalede obezitenin oluşumunda genetik, çevresel ve duygusal faktörlerin rolü ile obezitede tedavi başarısını etkileyen faktörler özellikle dürtüsellik ve obezite arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.

Uzm. Dr. Bilge Burçak Annagür / Konya Numune Hastanesi, Konya


Obezite gelişiminde, genetikle birlikte sosyal, kültürel, emosyonel ve diyete bağlı faktörler de rol oynamaktadır. Obezite tedavisinde kilo alımının yinelemesinin muhtemel bir öngörücüsü dürtüselliktir. Dürtüsellik ayrıca tedaviyi yarıda bırakma için de öngörücü bir faktör olarak gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda obez kişilerin zayıf olanlara göre daha dürtüsel oldukları gösterilmiştir. Özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu olanlarda dürtüsel özellikler yüksek bulunmuştur. Dürtüsel kişilerin yeme davranışı üzerindeki kontrollerini sağlayamadıkları ve lezzetli, yüksek kalorili besinlere karşı ilgilerinin fazla olduğu belirtilmiştir. Obezite ve dürtüsellik ilişkisini güçlendiren bir diğer konu da dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı almış çocuklardaki obezitedir. Beynin ödül merkezindeki dopaminerjik yetersizliğin, dikkat eksikliği ve obezite için ortak etyolojik yol olabileceği ileri sürülmektedir. Çoğu araştırmacı artık kilo kaybetmeye yönelik tedavi yanında kaybedilen kiloyu koruyabilmeye yönelik yaklaşımları da araştırmaktadır. Dürtüsel davranışı azaltmada kullanılan özgül bilişsel davranışçı terapi uygulamalarının obezite tedavisinin bir parçası olarak uygulanması tedavinin başarısını artıracaktır. Obezitenin kronik bir hastalık olduğu unutulmamalı ve uzun süreli takip ve tedaviler planlanmalıdır.

Obezite son 20 yılda pek çok ülkede artış göstermiştir. Batılı yaşam biçimini benimseyen ülkelerde bir epidemi halini almıştır. Obezite vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.[1] Besinlerle alınan enerji miktarının metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji miktarından daha fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Obezite klinikte “vücut kitle indeksi” (body mass index-BMI) ile saptanır. BMI değeri kilonun boy uzunluğunun metrekaresine bölümü ile elde edilmektedir (kg/m2). BMI değeri 25-29.9 arasında olanlara fazla kilolu, 30 ve üzeri olanlar obez, 40 ve üzeri olanlar morbid obez olarak değerlendirilmektedirler.[1]

Günümüz toplumlarında obezite, diabetes mellitus, iskemik kalp hastalığı, safra kesesi hastalığı, uyku apne sendromu ve belli kanser türlerinin riskinde artışla toplum sağlığını tehdit eden, yaşam kalitesini ve süresini azaltan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Metabolik rahatsızlıkların yanı sıra obeziteye bağlı psikiyatrik sorunlar da oldukça sıktır. Obezite gelişiminde, genetik eğilimin yanında sosyal, kültürel, emosyonel ve diyete bağlı faktörler birlikte rol oynamaktadırlar.[1] Bu yazıda obezitenin oluşumunda genetik, çevresel ve duygusal faktörlerin rolü ile obezitede tedavi başarısını etkileyen faktörler özellikle dürtüsellik ve obezite arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.

Makalenin Devamı (PDF Formatı) için tıklayınız

cappsy.org

Bu haber toplam 7007 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.