Kürtaj kadınların beden ve ruh dengesini bozuyor
Şemsinur ÖZDEMİR / ZAMAN
Kadın doğum ve psikiyatri uzmanları kürtajın kadınlar, kendi isteğiyle yaptırmış olsa bile, beden ve ruh dengesini bozduğunu söylüyor. Kürtaj yaptıran birçok kadın ömür boyu bunun acısını ve pişmanlığını yaşıyor.
Kürtaj, tarif ettiği fiil kadar söylemesi de soğuk ve itici bir kelime. Tıbbi olarak rahimdeki canlı veya kendiliğinden ölmüş ceninlerin küreme, kazıma işlemleri için bu kelime kullanılıyor. Ancak, yaygın manasıyla rahimde teşekkül etmiş canlı ve sağlıklı bebeğin anne için herhangi bir sağlık riski oluşturmadığı halde isteğe bağlı olarak öldürülerek düşürülmesi işlemine bu ad veriliyor. Kürtaj, her ne kadar kimsenin duymak, anmak istemediği kötü bir işlem olsa da dünyada ve ülkemizde bir doğum kontrol yöntemi olarak yaygın şekilde uygulanıyor. Kadın sağlığı açısından büyük riskler taşımasına rağmen 'doğduğu takdirde anne baba olacak kişilerin hayatını olumsuz etkileyeceğine inanılan bir bebeği ortadan kaldırmak için' en kısa yolmuş gibi algılanıyor. Fazla çocuk istemeyen evli kadınlar, yeni bir çocuk için henüz vaktin gelmediğini düşünenler, evli olmayıp serbest bir cinsel hayat yaşayanlar, nasıl olsa evleneceğini düşündüğü kişiyle düğün öncesinde birlikte olanlar, adet düzensizliği yaşamaya başlamış menopozlu kadınlar veya yeni ergenliğe girmiş cinsel konularda bilgisiz genç kızlar... Uzayıp giden listede yer alan birçok kadın, doğum kontrol yöntemlerini kullanmayarak kendi ihmali sonucunda rahminde büyümeye başlayan bebeğini yok etme hakkını kendinde görüyor. 10 haftaya kadar yasalar da izin verdiği için kürtaj için herhangi bir yaptırım bulunmuyor. Hamile kaldığını geç fark eden veya kürtaj yaptırmakta tereddüt ettiği için 10 haftayı aşan kadınların istemedikleri bebekleri ise rahim içinde parçalara ayırarak çıkaracak doktorların bulunduğu birçok özel muayenehane de mevcut zaten. Bir bebeğin gelişip büyümesi için her türlü imkanın hazır olduğu ve dünyanın en güvenli yeri olarak bilinen ana rahmi, bu çağdaki kadar güvensiz hale gelmiş midir? Oradan yükselen sessiz çığlıkları kadınlar ve doktorlar duymasa da bir duyan var elbette.
İsteğiyle yaptırsa bile depresyona giriyor
Kadınlar kürtajdan inanç yapıları ve hayata bakış tarzlarına göre farklı etkileniyor. Kimileri Allah'ın verdiği bir canın yok edilmesini istediği için büyük bir vicdan azabı duyuyor, ağır depresyon yaşıyor. Kimileri ise çok sayıda kürtaj yaptırdığı halde umursamaz görünüyor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Yıldız Tanrıseven, en az on kere kürtaj yaptırmasına rağmen rahat olan, muayene masasına gülerek yatan kadınlarla karşılaştığını söylüyor. Psikiyatr Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat ise iki tarafın da onayı ve isteğiyle yapılmış bile olsa kürtajdan hiç etkilenmeyen kadının olmadığını belirtiyor. Çünkü bebek küçük bile olsa salgıladığı hormonlarla hamilelik durumuna geçen vücuda beklenmedik bir müdahale yapılmış oluyor. Anne rahminde döllenme gerçekleştikten sonra hücreler hızla çoğalıyor ve büyüyor. Döllenmeden sadece 3 hafta sonra, yani daha anne adayı hamile olduğundan habersizken bebeğin kalbi atmaya başlıyor. Düzenli adet gören bir kadın adet günü geçip hamileliğinden şüphelendiği zaman doktora başvurduğunda kalbi atan bir bebekle karşılaşıyor. Bu arada vücudu hamileliğe ve bebeğin sağlıklı gelişmesine yardımcı hormonlarla yeni duruma hazırlanıyor. Normal seyreden biyolojik değişim ve gelişmeler bebek canlılığını kaybedince bir anda bıçak gibi kesiliyor. Bu yüzden, bir kadın psikolojik ve duygusal olarak kürtajı kabullenmiş olsa bile vücudunun dengesi bozuluyor. Prof. Dr. Doksat, "Bebek daha 1,5 aylıkken kendi rızasıyla kürtaj yaptırdığı halde sonradan depresyona girmiş, intihara teşebbüs etmiş vaka ile karşılaşıyorum. " diyor.
Servis saatine yetişir mi?
Türkiye'de kürtaj ile ilgili yapılmış bir istatistik yok. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Yıldız Tanrıseven, gençlerle yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: "Muayenehaneye iki kız, bir oğlan okul formalarıyla geldi. 'Bizim servis saatinden önce kürtaj yaptırmamız lazım.' dediler. Böyle riskli bir müdahaleyi alelacele yaptıracak, servisle eve geç kalmadan gidecek, böylece ailesi bir şey sormayacaktı. Kürtaj yapmadığımı söyledim, gittiler. Birkaç saat sonra dışarıda gördüm. Çağırıp konuştum. İleride bir doktora işlerini hallettirdiklerini söylediler. Ne yazık ki, muayenehane ortamında, yanında velisi olmadan reşit olmamış bir kıza bunu yapacak doktorlar var."
Doç. Dr. Armağan Samancı: Kararsız kadın çok etkileniyor
Kadınların yaşadığı duygusal durum, bebeğin kürtaj edilme zamanına göre de değişiyor. Psikiyatr Doç. Dr. Armağan Samancı, bebek ne kadar büyümüşse etkilenmenin o kadar ağır yaşandığını söylüyor. Etkilenmenin bebeğe verilen değer ile de doğru orantılı olduğunu ifade eden Samancı şunlara dikkat çekiyor: "En büyük sıkıntıyı karar verirken ikilemde kalan, sonunda eşinin, ailesinin, çevrenin baskısıyla kürtaj kararı alan kadınlar çekiyor. Kendisi karar vermiş olsa bile 'kayıp reaksiyonu' yaşıyor. 'Aldırmasaydım şu yaşta olacaktı' diyor, ona aldığı eşyaları saklıyor, hamile birini görünce üzülüyor, çocuk özlemi çekiyor. Kürtajın rahat bir ortamda yapılmaması, büyümüş bir çocuğun alınmasına şahit olması, cenini görmesi hallerinde de 'akut stres reaksiyonu' denilen travmatize bir yas yaşıyor. Anksiyete bozuklukları denilen panikatak, evham ve depresyon sık görülüyor. Bunlara yas duygusu da eklenince şikâyetleri artıyor ve hayatı ciddi anlamda etkilenip bozuluyor."
14 yaşında kürtaja geldi
Adını vermek istemeyen bir kadın doğum uzmanı: "15 yaşın altında hamile kalıp kürtaj olan genç kızlara şahit oluyorum. Hastaneye bu şekilde 14 yaşında bir genç kızı 'adet görmüyor' diye getirdi annesi. Muayenede 18 haftalık hamile olduğu anlaşıldı. Yasal olmadığı için biz müdahale etmedik. Daha sonra anne, bir başka yerde kürtaj yaptırmış. Genç kızlarda genital yolda doğum izi belli olmasın diye ailelerin sezaryen ile kürtaj yaptırdığını duyuyoruz."
İTİRAF NOTLARI
Rahminizden koparıldığı an, canınız yanıyor
Kürtaj yaptıran bir anne anlatıyor: Eşim doğmasını istemedi. Çok yalvardım. İşin en acı yanı, doktorun 'iki dakikada oldu bitti, değdi mi o kadar ağlamana!' demesiydi. Eğer bir daha bebeğim olmazsa nasıl yaşarım bilmiyorum. Annelik daha onun rahme düştüğünü anladığınız anda başlar. Yüreğiniz öyle bir yanar ki kimseler görmez yangınınızı. Daha görmeden, sesini, nefesini duymadan âşık oldum yavruma. Evlat acısı öyle büyük bir yük ki... Onun rahminizden koparıldığı an canınız çok yanıyor. Bir anlık acı geçip gidiyor ama yüreğinizdeki acı var ya o hiçbir zaman geçmiyor. Kendimden nefret ediyorum. Kürtajı düşünen kadınlara dünyanın en ağır yükünü taşımaya hazırsanız yaptırın diyorum. Her gün yalvarıyorum yüce Mevla'ma 'affet beni' diye.
Doktorumla birlikte eşime ve kızıma yalan söyledik
Kürtaj yaptıran bir anne anlatıyor: Bebekliği zor geçen ve şu an altı yaşında olan kızımdan sonra eşim tekrar bir çocuk, kızım da bir kardeş istedi. O kâbusu tekrar yaşamaktan korktuğum için direndim fakat ısrarlara dayanamayarak hamile kaldım. Ama korkum daha da arttı. İşimden tekrar kopacak, evde sadece çocukla ilgilenecektim. Doktoruma bunları anlattım. Sonunda benim gerçekten yeni bir çocuk istemediğime ve bu durumda iyi bir anne olamayacağıma ikna oldu. Eşimi, çocukta gelişim sorunu olduğuna ve mutlaka kürtaj gerektiğine inandırdı. Bir buçuk aylıkken kürtaj oldum. Eşime, kızıma, doğmamış bebeğime bu yaptığım ile nasıl yaşarım onu da bilmiyorum.
20 yıldır rüyalarımda görüyorum
Elif Hanım (İstanbul, 44 yaşında) 17 yaşımda evlendim. Ardı ardına üç çocuğum oldu. En küçüğü 2 yaşında iken 4. kez hamile kaldım. Öğrenir öğrenmez kürtaj yaptırdım. Alkol alıyor, evimize bakmıyordu. İlk kürtajdan sonra tekrar hamile kaldım. Ama büyümüş, üç aylık olmuş. Kızım oldu. Kızım bir yaşında iken tekrar kürtaj yaptırdım. Doktorun önerisiyle 25 yaşımda tüplerimi bağlattım. Çocuklarım sağlıklı büyüdü çok şükür ama ben 20 yıldır rüyalarımda bebeklerle uğraşmaktan kurtulamadım. Rüyamda mavi gözlü bir kız bebeği görüyorum. Bazen evde, bazen hastanede doğum yapıyorum. Kızın oldu, diyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.