Erken Ergenliğin Kız Çocuklarına Etkileri

Kız çocuklarının ergenliğe girme yaşı giderek düşüyor. Toplumun buna göstereceği tepki onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesi üzerinde kalıcı bir etki bırakacak.

Yaşına göre erken gelişmiş bir kız çocuğu olarak vücudumdaki değişiklikleri kavramaya aklım yetmiyordu. Benden büyük erkeklerin bakışları rahatsız ediyor, yolda yürürken çıkardıkları öpücük sesi beni ürkütüyordu. Şort giymeye korkuyordum.

İstenmeyen bakışlar ve yorumlar diğer cinsel şiddet eylemleri karşısında hafif görülebilir. Ancak araştırmalar bu tür davranışların çocuk için çok rahatsız edici olabileceğini, hayatı boyunca etkisini gösterecek psikolojik sorunlara neden olabileceğini gösteriyor.

#MeToo (#SenDeAnlat) hareketi işyerinde cinsel istismarın ne kadar yaygın olduğuna dikkat çekmeyi başardı. Ancak kız çocuklarına yönelik cinsel istismar sorunu pek tartışılmıyor. Oysa ergenliğe girme yaşı giderek düştüğü için bunun acil önem taşıyan bir konu olarak ele alınması gerekiyor.

Kız çocuklarında göğüslerin büyümesi ile başlayan ergenliğe geçiş yaşı ABD'de 1970'lerde ortalama 12 iken, 2011'de 9 yaşa düştü. Araştırmacılar bunun nedenlerini bulmaya çalışıyor.

Kadınlar cinsel tacize karşı #MeToo kampanyası yürütüyor.

Cinsel tacize maruz kalmak

Ergenliğe erken giren kız çocukları, yaşıtlarına kıyasla daha fazla cinsel tacize maruz kalıyor. Bu tacizler sadece yetişkinlerden değil, okul arkadaşlarından da gelebiliyor.

İngiltere'de yapılan bir araştırmada, altı yaşındaki çocukların bile trenlerde cinsel tacize maruz kaldığı görüldü.

Araştırmalar, erken yaşta regl olan kız çocuklarının, yetişkinlikte depresyon, uyuşturucu, yeme sorunları ve anti sosyal davranış gibi sorunlar yaşama riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Cornell Üniversitesi'nde psikoloji profesörü Jane Mendle, erken ergenliğin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin birçok ülkede gözlendiğini belirtiyor. Mendle, erken ergenlik sonucu değişen vücudun yaşça daha büyük erkeklerin dikkatini çekip istenmeyen dikkat ve yorumlarına maruz kalmanın bunun nedenlerinden biri olabileceğini söylüyor.

Oysa göğüsleri çıkmış olsa da 10 yaşındaki bir çocuk, henüz ergenliğe girmemiş olandan daha az çocuk değildir. Erkeklerin dikkatini bu kadar çekmeye de duygusal olarak hazır değildir.

Çocuk yaşta evlilik sadece gelişmekte olan ülkelere özgü bir sorun değil.

Çocuk yaşta evlenmek

Kız çocuklarının cinselleştirilmesi, özellikle ergenliğe girmeyi evlilik için hazır olma ile eşanlamlı kabul eden kültürlerde sorunlu bir durumdur.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), dünyada her üç kadından birinin (250 milyon) 15 yaşına varmadan evlendiğini tahmin ediyor. Bu sadece gelişmekte olan ülkelere özgü bir sorun da değil. ABD'de birçok eyalette özel durumlarda 13 yaş ve daha genç kız çocuklarının evlenmesine izin veriliyor. 2000-2010 yılları arasında bu ülkede kimi 12 gibi erken bir yaşta 248 bin kız çocuğunun evlendiği tahmin ediliyor.

Erken evliliğin kız çocukları üzerinde eğitimden sağlığa kadar kalıcı izler bıraktığı biliniyor. Örneğin Bangladeş'in kırsal kesimlerinde, regli başlar başlamaz evlendirilen ve erken yaşta hamile kalan çocukların doğum sırasında ölme riski 20 yaşındaki bir anneye kıyasla beş kat daha fazla. Çocuk yaşta evliliğin psikolojik etkileri üzerinde ise daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Etiyopya'da yapılan araştırmalar, erken yaşta evlendirilen kız çocuklarında intihar riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Çocuk evliliklerin fazla görülmediği ülkelerde de erken ergenlik sorunlu olabiliyor. Örneğin erken yaşta göğüsleri çıkmaya başlayan ve istemediği halde cinsel yönden dikkatleri çeken bir kız çocuğu kendi vücudundan rahatsızlık duyabiliyor. Bu psikolojik rahatsızlığın etkileri daha ileri yaşlarda da kendisini gösterebiliyor.

Erken yaşta cinsel tacize maruz kalmak, kadınların vücudu bakılacak ve değerlendirilecek bir nesne olarak görmesine neden olabiliyor.

'Nesneleştirilmiş vücut algısı'

Araştırmalar, erken yaşta cinsel tacize maruz kalmanın, kadınlarda, vücudu bakılacak ve değerlendirilecek bir nesne olarak görmek anlamına gelecek şekilde 'nesneleştirilmiş vücut algısı'nın ortaya çıkmasına neden olabileceğini gösteriyor.

2016'da yapılan bir araştırma erken yaşta kendini cinsel nesne olarak görmenin depresyon belirtilerine ve negatif vücut algısına yol açacağını gösteriyor. 11-13 yaş arasındaki kız çocuklarının erkeklere kıyasla daha fazla vücudu nesneleştirme, vücuttan utanma ve depresyon belirtileri göstermesinin ve daha endişeli ve intihar düşüncesine daha açık olmasının nedeni bu olabilir.

Erken gelişen kız çocuklarında ayrıca yeme bozuklukları, suça yönelme ve düşük akademik başarı gözleniyor.

Lancaster Üniversitesi'nden sosyolog Celia Roberts, yetişkinlerin dünyasına girdiğinde cinsel olarak yargılandığını ve değerlendirildiğini hisseden kız çocuklarının, cinsel taciz sonrasında kendilerini başkasının hakimiyetinde veya kullanımında olan bir nesne gibi hissettiklerini söylüyor.

ABD'de yapılan bir ankette, ergen kız çocuklarının yüzde 56'sının, erkeklerin ise yüzde 40'ının cinsel taciz ve dedikodunun hedefi olduğu görüldü. Kız öğrencilerin üçte birinden fazlası henüz 11-12 yaşında iken erkek çocuklardan cinsel taciz görmeye başlıyor.

Beyaz olmayan kız çocukları bütün bunlara ek olarak ırkçı yorumlara ve daha ağır tacizlere de maruz kalabiliyor.

Cinsel tacize sıfır tolerans

Bütün bu olumsuzluklara rağmen erken ergen olan kız çocukları daha sonra psikolojik olarak daha olgun ve uyum sağlamış olabiliyor.

Araştırmacılar şu konuda hemfikir: erken ergen olmak, kendi başına olumsuz görülecek bir şey değil. Asıl sorun toplumun buna karşı tepkisi. Bu nedenle bu çocukların ve ailelerinin desteklenmesi ve Roberts'ın sözleriyle "ergenliği rahatsız edici bir tecrübeye dönüştüren cinsiyetçi kültüre karşı çıkılması" büyük önem taşıyor.

Cinsel eğitim, sosyal farkındalık, empati kurma, dürtüleri kontrol etme gibi alanlarda sosyal ve duygusal programlar geliştirilerek ergenlik çağındaki çocukların cinsel tacize uğrama riski azaltılabilir.

Sosyal olarak saygılı davranış biçiminin geliştirilmesi ve cinsel görünüm veya aktivitenin kadınların veya kız çocuklarının her tür cinselliğe açık olduğu anlamına gelmediğinin kavratılması, cinsel tacize karşı hiçbir şekilde tolerans gösterilmemesi önem taşıyor.