Kadınlar Depresyona Daha Yakın

Kadınlar Depresyona Daha Yakın
Kadınlarda depresyon, erkeklere oranla iki kat daha fazla görülüyor!

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Abay, "Kadınlarda depresyon, erkeklere oranla iki kat daha fazla" dedi.

Prof. Dr. Abay, Tıp Fakültesi Başhekimlik Toplantı Salonu’nda, düzenlediği basın toplantısında, deprasyon konusunda bilgi verdi. Abay, toplumda depresyon yaygınlığının yüzde 3-6 civarında olduğunu, yaşam süresince bu riskin erkeklerde yüzde 3-12, kadınlarda ise yüzde 10-26 olduğunu belirtti.

Erken yaşta anne veya baba kaybı, alkol kullanımı, düşük sosyoekonomik düzey, eşten ayrı yaşamak, boşanmak, işsizlik, kişilik yapısı veya çocukluk döneminde cinsel veya fiziki istismara uğramak depresyonun oluşumunda etkili olduğunu ifade eden Abay, şunları söyledi:

"Depresyon kadınlarda daha sık görülür. Kadınlarda depresyon, erkeklere oranla iki kat daha fazla. Kadınlarda depresyonun fazla olması, erkeklerin belirtilerini, alkol kullanımı veya değişik eyleme vurum davranışları ile ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamaması, aynı stres etkeni karşısında daha yoğun belirtiler göstermesi biçiminde açıklanabilir. Diğer nedenler, hormonal veya geleneksel kadın rolüyle ilgili olabilir. Kadınlarda gebelik ve doğum gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan nedenler vardır. Ayrıca cinsel ve fiziksel istismar kadınları daha çok etkiler."

Kadın ve erkeklerdeki depresyon sıralamasında evli erkekler, evli kadınlar, bekar veya dul kadın, bekar, dul, ayrı yaşayan ve boşanmış erkekler olarak karşılarına çıktığını bildiren Abay, depresyonun hoş olmayan çökkün duygu hali, ilgi ve isteğin azalması, umutsuzluk ve karamsarlık olarak kendini gösterdiğini belirtti.

Depresyona giren kişilerin derin bir üzüntü içinde olduklarını, gelecekleri ve yaşadıklarıyla ilgili olarak kötümser düşündüklerini ifade eden
 Abay, şunları kaydetti:

"Bu kişilerde değişik etkinliklere karşı ilgi kaybı vardır. Olağan etkinliklerden zevk alamaz. İş, bireysel ilişkiler ve cinsel etkinlikten zevk alamazlar. Sıkıntı düzeyi artabilir. Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları o kadar yoğun olabilir ki, bu durumdan hiçbir zaman çıkamayacaklarını düşünürler.

Depresyondaki hastalar, basit günlük etkinlikleri yapmakta güçlük çekerler. İş, aile, para ve sağlıkları ile kafaları aşırı meşgul olur. Enerji düzeyi azalır. Bedensel belirtiler de olabilir. Umutsuzluk, kötümserlik, benlik saygısında azalma ve suçluluk duyguları intihar düşünce ve eylemlerine neden olabilir. Sevilen kayıpla yeniden bir araya gelme düşünceleri ortaya çıkabilir. Geçmiş olayları aşırı derecede düşünürler. Yoğun sıkıntı belirtileri, depresyonda intihar için belirleyici bir etkendir. Depresyonda iştah ve kilo kaybı bulunur. Uyku bozukluğu depresyonda çok sık görülen bir belirtisidir. Unutkanlık olabilir."

ÇOCUKLARDA DA DEPRESYON GÖRÜLÜR

Çocuklarda da depresyonun görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Abay, "Çocuklarda depresyon tedavi edilmezse uzayabilir ve erişkinlikte sürebilir. Çocuklarda depresyon belirtileri erişkinden farklı olabilir. Okul reddi, hastalık uydurma, ebeveynlerini kaybetme kaygısı, okul sorunları biçiminde görülebilir" dedi.

Depresyonda olan kişilerden yüzde 85’ten daha fazlasının tedavi yöntemlerinden yararlandığını, tedaviye erken başlamak yanıt alma süresini kısaltığını vurgulayan Abay, depresyon geçirilmiş olması tekrarlama olasılığını arttırdığını kaydetti.

İşsizlik nedeniyle depresyonun toplumda ruhsal sorunlar yaratabileceğini, hamilelik döneminde ve sonrasında kadınlarda depresyon yaşanabileceğini sözlerine ekleyen Abay, depresyonda olan kişilerin bazı diziler ve şarkılardan etkilenerek intihar edebileceğini de söyledi.

Bu haber toplam 3672 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.