İsteyen Herkes Hipnoz Olabilir Mi?
Hipnoz, insanların zihin gücünden yararlanmak için yöntem olmasının yanı sıra var olan potansiyel enerjiyi olumlu durumlara ve hislere kanalize etmekte de bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor.
Günlük problemleri içerisinde bunalmış ve kendi içinde problemleri bulamayan ancak bu problemlerle yüzleşmek, hayatına bir yön vermek isteyen insanlar çareyi hipnoterapide buluyor. Dr. Ali Altınkaya hipnoterapiyle ilgili olarak güzel anılarımız bugünde birçok bilim adamının kabul ettiği gibi bizim yaşantımızı olumlu yönde etkileyecektir. Mutluluk hormonlarımızı harekete geçirecektir. Ama hüzünlerimiz ya da kendimizce iyi olarak nitelendiremediğimiz tecrübelerimiz zihnimizin bir köşesinde pimi çekilmeye hazır bir el bombası gibi bekleyecektir. Pimi çekecek de yine bizizdir. Gelecek için ise hepimiz için bir merak vardır. Hayallerimiz vardır. o hayallerimiz geleceğimize attığımız mesajlarımızdır. Mesajımıza bir karşılık gelmesi için bekleriz. Beklerken bu süreci sabırla beklemek yerine kendimize olan özgüveni unutur ve umutlarımızı bir anda tüketiveririz. Umutlarımız tükendikçe yaşam bize göre anlamını yitirir. Olmak istediğimiz ve yapmak istediklerimizi gerçekleştirmemenin huzursuzluğuna teslim oluruz. Artık yeni bir biz vardır: Hayatı, yaşamayı sevmeyen ve olumsuz bir benlikle devam etmek için öylece kalıveririz hayatın ortasında. Bu teslimiyet bizi- hepimizin bildiği- o “çıkmaz sokağa” götürür. Aslında hiçbir sokak çıkmaz değildir, çünkü sokakları da çıkmaz yapmayı tercih edende bizizdir. Bu anlamda hipnoterapi bize yeni bir kapı aralar. O çıkmaz sokağa yeni bir çıkış noktası inşa eder. Bu yöntem kaçtığımız gerçeklerimizle, umutsuzluklarımızla bizi yüzleştirir. Yüzleşme, çünkü kişiyi rahatsız eden ve hayatımızı olumsuz etkileyen her ne ise ve olduğumuzla anla birlikte geleceğimizi de olumsuz etkileyen o duyguyla barışmamız için bir fırsat. Yani bir farkındalık oluşturma halidir. Bu yüzden hipnoterapi insanoğlunun hayalini kurduğu zaman makinesi gibi. Nereye gitmek istiyorsanız oraya gidersiniz. Bu zihnin özgürleşmesidir. Zihniniz gerçeklerinize ya da hayallerinize yönelir. Bu komutu siz verirsiniz. Zihin her nerede bir eksik varsa onu onarabilecek bir yetidedir. Özel bir yetidir bu, bütün kâinatta insanı yaratılmışların içinde üstün kılan bu yeti, yaratıcının kendi cevherinden insana verdiği üstünlük makamıdır. hipnoterapi zihnin gücünden yararlanmak için bir yöntemdir. İnsanoğlunun içinde var olan potansiyel enerjiyi olumlu durumlara, hislere kanalize etmek için etmek için vardır. Kişi kimi zaman da kendini rahatsız eden olumsuzluğu tanımlayamayabilir. Hipnoz hali problemin ne olduğunu tanımlamanıza yardımcı olur. Problemin çözülebilmesi için öncelikle problemin tanımlanması gerekir. Tanımlandıktan sonra problem üzerinde çözüm alternatiflerini araştırırsınız. Alternatifler içinden bir çözüm yöntemi seçersiniz. Bu yöntemlerden biridir hipnoterapi. Hipnoterapi bir tedavi yöntemidir” diye konuştu.
KİMLER HİPNOTİZE OLABİLİR KİMLER OLAMAZ ?
İnsanların hepsinin durumlarına göre hipnoza yatkın olduğunu dile getiren Altınkaya, hipnoz olmak isteyenlerin yaklaşık yüzde 90’ı hipnotize olacağını dile getirerek, “Bu bireyin telkin alma derecesine bağlıdır. İnsanların yaklaşık yüzde 25’i derin hipnoza girebilir. Zeki ve hayalgücü zengin olanlar çok iyi hipnotize olurlar. Aydınlar, disipline alışkın kişiler, askerler, hemşireler, sporcular, ilkokul ve lise çağındaki öğrenciler kolaylıkla hipnotize edilebilirler” diye konuştu. Altınkaya, 5 yaşından küçük olan çocukların, 70 yaşın üzerindeki büyüklerin zihinsel herhangi bir rahatsızlığı olan kişilerin, zeka seviyesi (IQ’ su) düşüklerin, bunakların, konsantrasyon zorluğu yaşayanların, hipnoz olmak istemeyenlerin, korkan, oto kontrolü elden bırakmak istemeyenlerin hipnoz olamayacağını belirtti. .
HİPNOTERAPİ HANGİ ALANLARDA KULLANILIR
Hipnoterapinin etki alanının çok büyük olduğunu belirten Altınkaya, insanların hipnozu küçümsememelerinin altını çizerek hipnoterapinin faydasının olacağı durumları şöyle sıraladı, “Parmak emme, tırnak yeme, tik gibi davranış sorunları, kilo verme, sigara bırakma, ÖSS / SBS dahil eğitimde birçok noktada, sınav stresinde, sınav heyecanında, öğrencinin ders çalışmak istediği halde çalışamadığı durumlarda, konsantrasyon ve dikkati artırmada, motivasyon ve disiplinli çalışma konularında, anoreksia nervoza, bulumia nervoza, obesitede, alkol - madde bağımlılığı, depresyon, performans anksiyetesi, panik bozukluğu, sosyal fobi, posttravmatik stres bozukluğu çoğul kişilik bozukluğu, psikolojik bellek kayıpları, psikolojik nedenli bayılmalar, psikolojik ağrı bozuklukları cinsel işlev bozuklukları, vajinismus, uyku bozukluklarında, yorgun bacak sendromu, empotan, iktidarsızlık, disparoni.”
Ali Murat Mırçık- Memleket Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.