Histeri'ye yatkın kişilikler

Histeri'ye yatkın kişilikler
Hürriyet gazetesinden Fusun SAKA Psikiyatri Profesörü Prof. Dr. Arif Verimli'yle Histeriye Yatkın Kişilikleri Konuştu... Gazetenin internetin sitesinde yer alan görüşmenin ayrıntıları şöyle:

FUSUN SAKA / HURRİYET

Füsun Saka [email protected]

 

Prof. Dr. Arif Verimli ile histeri yaratan kişilik özellikleri üzerine konuştuk.

Verimli histeriden önce kişilik ve kişilik bozukluklarının bir tanımlamasını yaparak; "Kişilik bir kişinin bir gün içerisinde duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak gösterdiği özelliklerin tümüyle karakterize olduğu özellikleridir. Kişilik tanımlanabilir, tarif edilebilir, tahmin edilebilir ve sabittir. Kişilik Bozukluğu ise; kişilik özellikleri esneklik gösterdiğinde, çevresel uyumu bozduğunda, bir işlev bozukluğuna ve öznel rahatsızlığa sebep olduğunda ortaya çıkan durumdur. Kişilik Bozukluğu olan hastaların çevre uyumları bozulur. Kendileri ve çevreleri etki altında kalır. Bu hastalarda dış çevreyi değiştirme ve kendine uyumlu hale getirme durumu, çevrede yarattığı uyumsuzluktan rahatsız olmama durumu, iyileşme ve tedavi aramayı reddetme durumu, her şeyi kendince, kendi için ve kendine göre algılama durumu vardır"diyor.

Histeriyonik Kişilik Bozukluğunu

Verimli'ye göre; Histeriyonik Kişilik Bozukluğunda hastalar; ilgi odağı olmadıkları durumlarda rahatsız olurlar. Başkalarının yanında cinsel yönden baştan çıkarıcı ve cinselliği çağrıştıran söz ve davranışlarda bulunurlar. İlgiyi üzerlerine çekmek için sürekli fiziksel cazibe ve çekiciliğini kullanırlar, başkalarını etkilemek için yoğun bir çaba harcarlar. Gösteriş yapan, yapmacık, isteklerini çocuksu sesler çıkararak anlatan, tiyatral, cinselliğini kendi çıkarı için kullanmaya ve telkine yatkındırlar. Başkalarının dikkatini üzerlerine çekmek için çabalarlar. Övülmezse huysuzlaşırlar. Övgü görmediği yerde ağlamalar gösterirler. Güvence arayışları sonsuzdur. Çabuk güvenen çabuk aldanan kişilerdir. Kadınlarda erkeklerden 20 kat daha fazla görülmektedir. Kişiler terapiye ve ya ilaçlı tedaviye yaklaşmak istemezler. Çünkü zaten yaptıklarının bir kişilik bozukluğu olduğunun farkında değillerdir. Hatta hastalıkları tedavi edilerek ellerinden alındığında mutsuz bile olabilirler. Ancak psikoterapide çok güzel sonuçlar alınmakta ve düşük doz ilaç takviyesiyle kişiye yardımcı olunmaktadır. Histeriyonik Kişilik Bozukluğunda yaşın ilerlemesiyle birlikte semptomlar da yavaşlar.
 
HİSTERİK KİŞİLERE ÖNERİLER

- Asla bir eleştiri, öneri ya da teklif karşısında yetersizlik duygusuna kapılmayınız.
- Asla kusursuz bir insan olmaya çalışmayınız.
- Başkalarına hoş görünmek için şirinlik ve fedakârlık yapmayınız yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeyiniz.
- Duygusal anlam taşıyan hiçbir şeyin başarı veya başarısızlık şeklinde performansını ölçmeye çalışmayın. ( Evlilik, seks…)
- 24 saati 3'e bölün. 8 saat uyuyun, 8 saat çalışın ve kalan 8 saatte lütfen sizi mutlu edecek bir şeyi yapın. Hobiler edinin, spor yapın, sanatsal faaliyetleri izleyin, sergileri gezin.
- Size yapılan eleştirileri reddedilmişlik olarak algılamayın.
- Mükemmeli değil elinizden geleni yapın.
- Dünyada hiçbir zaman yalnız olduğunuzu ve yalnız kaldığınızı düşünmeyin, önünüzdeki taşlara taşlar eklemeyin, başkalarının önündeki taşları da kaldırın.
- Kimse için önyargı taşımayın ve herkese karşı içinizden geldiği gibi davranın.
- Başkalarınca beğenilmek ve takdir edilmek beklentisi taşımayın, hiç kimsenin sevgisine muhtaç olmayacak kadar kendinizi sevin.
- Sizin doğrularınızın başkalarının doğruları olmayabileceğini bilin.
- Çevrenizdeki insanların hareket ve davranışlarını denetlemeyin, hiç kimsenin beyninden geçenleri okumaya ve yorumlamaya kalkışmayın, kimsenin de dillendirmediğiniz müddetçe sizin beyninizi okumasını beklemeyin.
- Çok okuyun. Okumayı ertelemeyin, okumaya yaşınız ilerlese bile devam edin. Çünkü okumak zihinsel faaliyetleri çalıştırır.
- Çok gergin ve kaygılı olduğunuz zaman şu nefes egzersizini yapın;
 iyi bir nefes almak iyi bir nefes vermekle başlar. Ağır derin ve sessiz olun. Nefes egzersizine başlamadan önce, sağ elinizi göbeğinizin hemen altına koyun, sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun ve gözlerinizi kapatın. Nefes almadan önce ciğerinizi iyice boşaltın. Yeni bir nefes almak için birkaç saniye bekleyin. Ard arda iki derin nefes aldıktan sonra kesinlikle 4-5 kez de normal nefes alın. Tüm bu işlemleri günde 40 kez yapın ve bunu alışkanlık haline getirin.
- Akraba, aile ve kök bağlarınızı koparmayın. En azından özel günlerde mutlaka onlarla olun.
- Sorunlarınızı ya da çatışmalarınızı ertelemeyin, iletişim kurun, iletişim yollarını kapamayın. Doğru iletişim tekniklerini öğrenmeye çalışın.
- Sizi aşan konularda mutlaka danışmanlık alın. Her şeyi siz bilemezsiniz ve siz çözemezsiniz. Danışmanlık almak bir eksiklik değildir. 


Bu haber toplam 6017 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.