Histerektomi sonrası psikososyal uyum
Arş. Gör. Güliz Onat Bayram
İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksek Okulu
Histerektomi, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) sezaryenden sonra, ikinci en sık uygulanan major cerrahi operasyondur (1). ABD’de yılda yaklaşık 650.000 histerektomi yapılmaktadır. İngiltere’de ise her hafta 1000’in üzerinde histerektomi yapılmaktadır (2). Türkiye genelinde yapılan toplam histerektomi sayısı ile ilgili bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak histerektominin en çok yapıldığı düşünülen hastanelerden biri olan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde 2003 yılında yapılan histerektomi sayısı 290, özel bir dal hastanesi olan Sağlık Bakanlığı Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2003 yılı için bu sayı 771’dir. Bu kadar sıklıkla uygulanan histerektomi, bireyin vücut bütünlüğünü bozmanın yanı sıra bireyin üreme kapasitesi ve cinsel fonksiyonlarını da tehdit eder. Tüm büyük cerrahi operasyonlar vücut imajının farklılaşmasına neden olabilir. Fakat histerektomi, kadının beden imgesini ve dişilik hissini algılayışını değiştirebilir.
Histerektominin cinsel fonksiyonlar üzerine ne derece etkili olduğu açık ve net değildir. Histerektomi olmuş kadınlar arasında cinsel disfonksiyon prevelansı, metodolojik faktörlere bağlı olarak farklılık gösterir (5). Kadınların histerektomiden sonra %10-46’sının cinsel disfonksiyon deneyimledikleri bildirilmiştir (6). Literatürde yer alan histerektomi sonrası psikoseksüel uyumun değerlendirildiği çalışma bulguları Tablo 1’de (Tablolar Makalenin aşağıdaki Pdf formatında verilmiştir) özetlenmiştir. Ayoubi ve ark (2003)’nın çalışması retrospektif olduğundan, hatırlama/ hafıza ile ilgili hataların olması kaçınılmazdır. Prospektif olan diğer çalışmalarda ise, değerlendirmelerin operasyondan mbir kaç saat/gün önce yapılması, şikayetlerin varlığından muzdarip olan ve operasyon öncesi anksiyete yaşayan kadının verdiği cevabı etkileyecektir (7). Rhodes ve ark. (1999), Dragisic ve Milad (2004), Bayram (2008), Jeng ve ark (2005) ve Aziz ve ark.nın (2005) çalışmalarında moperasyon sonrası cinsel fonksiyonlar, operasyon zamanındaki cinsel fonksiyonlar ile karşılaştırılmıştır. Oysaki operasyon zamanı cinsel fonksiyonlar; kanama, ağrı vs gibi şikayetlerden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu çalışmaların sınırlılıklarından bir diğeri de Rhodes ve ark. (1999)’nın çalışmasında olduğu gibi, elde edilen sonuçları histerektominin tipi ve hormonal durum ile kıyaslayacak istatistiksel analizlere yer verilmemiş olmasıdır. Bir başka msınırlılık, Eti (1988) dışındaki araştırmacıların, tasarımlarında kontrol grubu kullanmamış olmalarıdır. Eti (1988) ise çalışmasında, yalnızca operasyondan sonraki cinsel fonksiyonları değerlendirmiştir. Kuppermann ve ark (2005), Aziz ve ark (2005) ve Bayram (2008)’ın dışındaki araştırmacılar, psikoseksüel durumun değerlendirilmesinde kendilerinin hazırlamış olduğu soru formlarını kullanmışlardır. Objektif tanı metotlarının kullanımının sınırlı oluşu ve cinselliğin subjektif yönünün belirlenememesi nedeniyle günümüzde pek çok tanılama aracı olarak ölçekler geliştirilmiştir. Bu formlar cinselliğin istek, uyarılma, orgazm, doyum fazları ile koitus sırasındaki ağrıyı sorgulamakta olup, objektif olarak tanımlamada kullanılmaktadır
(15-18). Tablo 2’de cinsel fonksiyonların değerlendirilmesinde Female Sexual Function Index, McCoy’s Sex Questinnare, Sexual Problems Scale gibi geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmış ölçekler ve bu ölçeklerle ilgili bilgilere yer verilmiştir. Bu ölçeklerin uygulanışı kolay ve masrafsızdır. Bu nedenle cinsel fonksiyonların değerlendirilmesinde en sık kullanılan tanılama araçlarıdır (15-18). Histerektomi sonrası psikoseksüel uyumun değerlendirildiği kantitatif araştırmalarda kullanılan ölçeklerin geçerlilik ve güvenirlik çalışmalarının yapılmış olması göz önüne alınması gereken önemli bir faktördür.
Genellikle, operasyon sonrası cinsel davranışı belirleyen önemli göstergelerden biri, operasyon öncesindeki cinsel uyumdur. Operasyon öncesi tatmin edici bir cinsel ilişkisi olan kadın, operasyon sonrası dönemde böyle bir ilişkiye kaldığı yerden devam etme eğilimindedir. Operasyondan önce cinsel problemler varsa, bunlar operasyondan sonra da kesilmeyecek ve devam edecektir (2). Operasyon öncesi cinsel fonksiyonların değerlendirildiği ve operasyon sonrası fonksiyonlarla karşılaştırıldığı çalışmalar, histerektominin cinsel fonksiyonlar üzerine etkisini belirleme de oldukça değerli olan çalışmalardır. Fakat operasyon öncesindeki cinsel fonksiyonların mevcut durumu; histerektominin cinsel fonksiyonlar üzerindeki etkisini açıklamada tek başına yeterli değildir. Çünkü cinsellik; kullanılan ilaçlar, kronik hastalıklar, hormonlar, eşler arasındaki ilişki düzeyi, toplumsal normlar gibi pek çok faktör tarafından biçimlendirilen oldukça kompleks bir kavramdır (1,2,19). Tüm bu dış etkenleri kontrol altına almak ise metodolojik açıdan imkansızdır. Rhodes’in çalışmasında histerektomiden 6, 12, 18, 24 ay sonra cinsel fonksiyonların bir önceki zaman dilimindeki değerlendirmeye göre giderek iyileştiği bildirilmektedir (8). Bu araştırma bulgusu, histerektominin üzerinden zaman geçtikçe cinsel fonksiyonlarda da iyileşmeler olduğunu, dolayısıyla cinsel fonksiyonların operasyondan sonraki değerlendirilme zamanının çalışma bulguları arasındaki farklı sonuçları açıklamada en önemli metodolojik faktör olduğunu düşündürmektedir. Pelvik organların operasyonun etkisinden kurtulma süresinin en az 6 ay olduğu, kadınların %80’inin bu süreden sonra cinsel aktiviteye başlamayı tercih ettikleri bildirilmektedir. Bu nedenle psikoseksüel etkiler operasyondan en az 6 ay sonra değerlendirilmelidir. (7). Histerektomi sonrası psikoseksüel değerlendirmelerin, operasyondan sonraki 3. ayda yapıldığı Bayram (2008) ve Yeoum (2005)’ın çalışmalarında, bu dönemde histerektomi sonrası cinsel fonksiyonların olumsuz etkilendiği görülmektedir.
Makalenin Devamı İçin TIKLAYINIZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.