Hayvanla Cinsel İlişki Cinsel Sapma Mıdır?
Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), "Hayvanlarla Cinsel İlişki" konusunda bir basın açıklaması yaptı. İşte CİSED'in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:
Zoofili'nin hayvanlara karşı aşırı düşkünlükle belirlenen hafif bir duygulanım bozukluğu olabileceğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; "Kırsal kesimde yaşayan gençlerin karşı cinsle cinsel tatmin elde etme yolları oldukça kapalıdır, genelev olanaklarından da yoksundurlar. Bu nedenle köy yaşamına göre fazla yadırganmayan bir yolu olan hayvanlarla cinsel birleşme ülkemizde sık rastlanan bir durumdur ve neredeyse bir sapıklık olarak değerlendirilmez.
Cinsel birleşme için daha çok eşekler kullanılır ve bu nedenle eşeklere kimi yörelerde "Kadifegül veya Nallı Fatma" denir. Hatta gençler arasında da, eşeklerle cinsel birleşme yaparlarsa, penislerinin eşeklerin ki kadar büyük olacağı inancı yaygındır. Ancak sorulduğunda genellikle bu konuya değinmekten kaçınılır; mutlaka söz etmek gerektiğinde de genel ifadelerle geçiştirilir. Oysa veriler ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genel olarak kadınların %4'ünün, erkeklerin ise %8'inin ergenlikten sonra ve 20 yaşından önce hayvanlarla herhangi bir tip cinsel ilişkide bulunduğunu göstermektedir" dedi.
Dr. Keçe şöyle devam etti: "Basına yansıyan son örnekte Muğla'nın Milas ilçesinde, bir ayağının kırılması üzerine sahibi tarafından başıboş bırakılan dişi bir eşek, aç kalınca yiyecek bulmak için maki örtüsüyle kaplı Milas'ın Sodra Dağı'na çıkmış ve yaklaşık 1 aydan bu yana farklı kişilerin cinsel istismarına uğramıştı.
Polis, hayvan severlerin şikâyeti üzerine bir kişiyi eşekle cinsel ilişkiye girmiş bir halde yakalamıştı. Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen bu kişi işlediği suçu itiraf ederek, yalnızca kendisinin değil, yaşları 13-15 arasında değişen 3 arkadaşının da eşekle cinsel ilişkiye girdiğini söylemişti. Yaşamın istenmeyen ama çaresizlikten başvurulan yollarından biri olan hayvanlarla cinsel ilişkiye girme; genellikle aşırı duygusal, cinsellik konularda saplantılı veya seks yapmak için partner bulamayan bekâr kişilerde görülen bir durumdur.
Tıbbı olarak hayvanlarla cinsel ilişki kurma eğilimini ifade eden zoofili; tabu olarak görülen bir cinsel davranış bozukluğudur, hayvanlarla cinsel birleşme veya hayvan sevicilik demektir. Bu bozukluk, kişi karşı cinsle ilişki kurma imkânı bulduğu halde hayvanları tercih ediyorsa o zaman bir cinsel sapkınlık olarak değerlendirilebilir. Oysa dünyada hiçbir canlı türü, kendi türünün dışında bir canlıyla birleşmeye yeltenmez. Milas'ta anormal bir cinsel davranış sergileyen insanların böyle bir hastalıklarının olup olmadığını onların tüm cinsel yaşantı öyküleri ve alışkanlıklarını değerlendirmeden söyleyebilmek mümkün değildir.
Bu olaydan toplum olarak çıkarmamız gereken bazı derslerin olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Unutmamalıyız ki hayvanlarla cinsel ilişkiye giren bu kişiler, "bir insan ahlaki olarak nasıl bu kadar aşağılara düşebilir?" dedirten ve toplumda tiksinti uyandıran bu duruma kendi kendilerine gelmemişlerdir. Kişileri bu hastalığa sürükleyen en önemli etkenler; cinsel bilgisizlik, cinsel mitler, cinsel eğitimin verilmemesi, cinselliğin sevginin ifade ediliş şekli olarak çocuklara anlatılmaması, katı anne-baba tutumları, kendine güvenmeme veya aşağılık duygusudur. Bu tür olumsuz duyguların gelişmesinde ise esas olarak olumsuz anne-babanın tutumları rol oynar. Elbette ki "kendine güvenmeyen herkes zoofiliye yakalanır" diye bir kural yoktur ama zoofili hastalarında bu tür duygulanım bozuklukları çoktur. Öte yandan, hayvanlarla cinsel ilişki kurmak, ülkemizde hem dini yönden hem de kanunlarımıza göre yasaklanmış bir eylemdir.
Ancak, özellikle hayvanlarla temasın daha kolay sağlanabildiği kırsal kesimde, bu cinsel eylem şekli ülkemizin acı gerçeklerinden biridir. Adeta geleneksel bir özellik taşıyan bu tür geçici cinsel davranışlar, gerçek anlamda bir hastalık, bir cinsel davranış bozukluğu olarak da kabul edilmemelidir.
Ancak "Kadifegül'ün suçu ne?" sorusunu da kendi kendimize sorarak vicdanlarımızla yüzleşmeliyiz. Çünkü bu tür davranış bozukluklarının "liberal" bir eda ile bireylerin "özgür" seçimi olarak karşılanmaması, doğal ve normal bir durum olarak algılanmaması gerekir. Denetim görevini üstlenecek olan devlete, medyaya, ailelere ve sivil toplum kuruluşlarına bu noktada ciddi görevler düştüğüne inanıyoruz. Çünkü ülkemizde cinselliği öğrenmek çoğu zaman tesadüflere kalıyor. Okul, cinselliği öğretmiyor yani cinsel eğitim verilmiyor.
Cinsel sorunlarda çoğu zaman ne baba ne de anne çocuklara yardımcı olamayabiliyor. Sonuçta; cinselliği öğrenmek hayvanlara, arkadaşlara, cinsel içerikli film ve kitaplara ve çoğu zaman genelev kaçamaklarına kalıyor. Cinsel eğitimini böyle alan bir toplumun bireylerinin de sağlıklı bir ruha sahip olmalarını bekleyemeyiz. Bu nedenle CİSED olarak 15 yıldır anaokulundan başlayarak cinsel eğitimin, ergenlik öncesi ve evlilik öncesi cinsel danışma ve rehberlik hizmetlerinin verilmesini istiyoruz ve kamuoyuna deklere ediyoruz."
Cinsel partneri olmayanlar için en normal ve doğal çözüm mastürbasyondur
Öte yandan zoofilinin çok eski çağlardan bu yana iyi bilinen ve çeşitli toplumlarda bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiş bir eylem olduğunu hatırlatan CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; "Dünya'yı paylaştığımız hayvanlara en az kendi yaşamımıza gösterdiğimiz özeni göstermeliyiz. Bu bağlamda hayvanlar, bizim dünya dostlarımızdır. Onlara yapılacak her türlü şiddetin, cinsel tacizin önünde durmak, hiç kuşkusuz bir insanlık görevidir. Zoofili eylemleri, kişilerin zamanla yanlış cinsel kodlanmalar edinmelerine ve normal cinsel ilişkinin toplum tarafından yasal ve serbest kabul edildiği evlilik dönemine geçildiğinde cinsel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir.
Çünkü cinsellik sadece cinsel birleşmeden ibaret mekanik bir olay ya da sadece biyolojik bir gereksinim değildir. Mutlu bir cinsellik, ilişkide bulunan çifte ait pek çok duygusal ve bilişsel unsurun ahenk içerisinde bir arada olmasını gerektiren çok özel bir paylaşım şeklidir.
Bir genelev kadını ile ya da bir hayvanla alelacele yürütülen cinsel birleşmeler ya da yakalanma korkusu içerisinde çabucak bitirilen mastürbasyonlar, cinselliğin tüm boyutlarıyla öğrenilmesine ve yaşanmasına engel olabilmektedir. Bu durum pek çok cinsel işlev bozukluğunun altında yatan bir faktöre dönüşebilir. Erkeklerde sıklıkla rastladığımız erken boşalma sorunu buna tipik bir örnektir.
Bizler, karşı cinsle ilişkide bulunabilme olanağı hangi nedenlerle olursa olsun sınırlı olan tüm erkek ve kadınlarımız için en kolay, en ulaşılabilir, en güvenli ve en kabul edilebilir cinsel eylem şeklinin mastürbasyon yani kendi kendini tatmin etme olduğunu düşünüyoruz.
Telaşsız, acelesiz, korkusuz bir şekilde yürütülen ve sınırsız çeşitlilikte hayallerle zenginleştirilebilen bir mastürbasyon; kişilerin cinsel, bedensel ve ruhsal dengelerinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi ve sürdürülebilmesi için en normal ve en doğal olan faaliyettir. Mastürbasyon, sadece normal bir cinsel yaşamın olmadığı dönemlerde tercih edilmesi gereken bir faaliyet olarak değil; gerektiğinde normal bir cinsel yaşamın içinde de sürdürülebilecek bir yöntemdir." dedi.
Haber Türk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.